Diyarbakır
Hasankeyf'in
çığlığını duydu, ya siz!
Arif ARSLAN
* Hasankeyf için
bugüne dek yapılması gereken belki de en önemli sempozyumu Diyarbakır
gerçekleştirdi. GAP Belediyeler Birliği’nin organize ettiği ve iki gün
süren ‘Hasankeyf’i yaşatma sempozyumu’nda verilen mesajlar; antik kent
için bir umut ışığıydı. DSİ’nin 51 yıllık Ilısu projesine, bilim
adamları, arkeologlar, tarihseverler, STK temsilcileri ve bölgedeki
yerel yönetimler bir kez daha karşı çıktı.
TARİHE SAHİPLENME GÜNÜ…
‘Hasankeyf’i Yaşatma Sempozyumu’ için haftasonu Diyarbakır’daydık.
Büyükşehir Belediyesi tiyatro salonu tarihseverlerin akına uğradı. İki
gün süren sempozyum tek kelimeyle harikaydı. Hasankeyf, Batman,
Diyarbakır Büyükşehir ve bölge belediye başkanlarından Tarih Vakfı
Başkanı, bilim ve akademisyenlere dek seçkin bir topluluğun, tarihin
korunmasına yönelik verdikleri mesajlar ‘Hasankeyf’ için umuttu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kültür-Turizm Bakanı Atilla Koç’un,
‘Hasankeyf’i taşıyıp tarihi koruyacağız’ sözleri, bilim ve
akademisyen'lerce komik algılandı. Göçten tutun, tarihi eserlerin
korunmasına yönelik farklı görüşlerin gündeme geldiği sempozyumun
belki de en can alıcı konuşmayı Jeoloji Yüksek Mühendisi Tahir Öngür
yaptı. Ilısu barajının vereceği tahribatları çok yalın bir dille
gündeme getiren Öngür, bakın neler diyor; "Dünyada büyük barajlara
harcanan paralar, bir kaç milyon dolarla sabit değildir. Ilısu barajı,
enerjiden çok büyük firmaların para hırsıdır. Bu baraj da maalesef
talanın bir parçası olacaktır. Çünkü burada çok farklı hesaplar var.
Nereyi taşıyacaksınız? Yarım ada gibi su içinde kalacak olan Hasankeyf
kalesi bölümü de 1-2 yıl içinde un olacak. Bu haliyle korunmaya değer
tarihi eserlerin de bir bölümü de tahrip olacak. Ayrıca bu alan, sıtma
hastalığı için en uygun su yatağı olacak. Bu projenin içinde olmayan
yeni yollar, geçitler vb. gibi bir yığın sorunlar da çıkacak. Bu vb.
gibi diğer yatırımlar da 1 milyon 200 bin dolarlık projenin dışında
tutulacak. Bu baraj, mühendislik açısından ayıplı bir projedir.
Kültürel mirası yok edecek bir projeye bizlerin destek vermesi
beklenemez. Çünkü bu baraj, Atatürk ve Kıralkızı'ndan daha düşük bir
verim sağlayacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ne zaman Cengiz
İnşaat bu konsorsiyuma katıldıktan sonra 'Ilısu'ya sahip çıkın' dedi.
Cengiz İnşaat, Karadeniz'de de bir çok projeye imzasını atmıştır.
Ilısu projesi hayırlı bir projede değildir."
Bir
de Ilısu baraj gölünün getireceği hastalıklara dikkat çekiyor Öngür
hoca; "Baraj yapıldıktan sonra gölde hastalık yapıcı mikroplar olacak,
okjisensiz suyun kalitesi bozulacak, ağır metaller çoğalacak, sıcaklık
dengesi bozulacak, toprak beslenmeyecek, tuzlanmalar oluşacak, bu
tamamen uluslararası bir proje tuzağıdır. Dünya çok ciddi bir ekolojik
tahribat içinde. Bunlara karşı çıkmak, bizim geleceğimiz olan kuşağın,
geleceğini kurtarmak demektir. Bizden öncekiler, dünyayı bize böyle
bırakmadılar..."
Doğa
Derneği ve Atlas Dergisi sorumlusu Nurettin Özbağdatlı da anlam dolu
bir mesaj verdi; "Rahat olun. Bu baraj yapılmayacak... Çünkü bizim
hazırladığımız ve nesli tükenmeyle karşı karşıya olan kuş türlerinin
yaşamlarını içeren raporumuza Avrupa'daki kredi şirketleri inanıyor.
Hasankeyf'i hepimiz sahipleniyoruz. Buradan herkese sesleniyoruz;
çeşitliliğe saygı duyun..."
Evet, iki gün Diyarbakır'da süren ve çok anlamlı geçen 'Hasankeyf
Sempozyumu'nda verilen mesaj netti; Enerjinin daima alternatifi var.
Ancak bir daha geri dönülemeyecek binlerce yıllık tarihi ve kültür
merkezi Hasankeyf'in alternatifi asla yoktur...
Batman Çağdaş Gazetesi
20 Şubat 2006