Hasankeyf yok olacak mı?

Duygu ASENA

Turizm Haftası ilk kez Hasankeyf'te böyle eğlenceyle kutlanıyor. Yağan yağmura rağmen insanlar Yeni Türkü ile halay çekiyor. Gençler cıvıl cıvıl...

Kimileri hala mağaralarda yaşıyor. Tırmanarak çıktığımız bir mağara evdeki Kürt kadınla tercüman aracılığıyla anlaşıyoruz. Eskiler okula gitmediği için Türkçe bilmiyor. Elektrik olmayan tek oda mağarada altı kişi yaşıyorlar...

On yaşlarındaki çocuklar doğal rehberlik yapıyor. Valilikten aldıkları tanıtım kartları boyunlarında asılı, Hasankeyf tarihini sular seller gibi anlatıyorlar. Vereceğiniz para ise, okullarına harcanıyor. Hala tek öğretmenli okullar bulunuyor.

Yıllardır süren Ilısu Barajı ve Hasankeyf'in yok olacağı konusu ise bir çözüme varmış değil. Hasankeyfliler ve hasankeyf Gönüllüleri Derneği üyeleri, köy su altında kalmadan da barajın yapılacağını iddia ediyorlar.

Hasankeyf gibi olağanüstü güzellikteki bir yerin gündeme gelmesi ise, baraj felaketi ile gerçekleşmiş. Yani bir sorun, bu bölgenin işine yaramış, tanınmasına neden olmuş. Hasankeyf, insanlığın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Mezapotamya bölgesinde yer alıyor ve çağlar öncesinden günümüze geliyor. İçinden geçen Dicle bir zamanlar ticaret ve ulaşım yoluyken, şimdi yapayalnız akıyor. Yekpare taştan meydana gelmiş kalesi nedeniyle Hısn Keyfa adı bugün Hasankeyf'e dönüşmüş. Bizanslılar, Sasaniler, Emeviler, Abbasiler, Artuklular, Eyyubiler, Osmanlılar buradan gelmiş geçmiş. Ortaçağın en önemli kentlerinden biri olmuş. Moğol yağmasından nasibini almış. 14. yüzyılda Eyyübiler zamanında yeniden inşa edilmiş.

Doğal mağaraları, kalesi, 1116 yılında Artuklular tarafından zaten var olan antik bir temel üzerine yapılan köprüsü, El_Rızk ve Sultan Süleyman camii, Zeynel Bey türbesi, küçük ve büyük sarayları ile mucizevi güzellikte bir yer... Böyle bir yerin ne olursa olsun yok edilmesine hiçbir şey neden olmamalı.

Hasankeyf Gönüllüleri Derneği üyeleri,"eskiden bu baraja karşı çıkanlara vatan haini, Suriye ajanı diye bakılıyordu, neyse şimdi vatanı sevdiğimiz için böyle düşündüğümüz anlaşıldı"diyorlar. Bu baraj tamamlandığında 7 milyon hektar alan ve 187 yerleşim birimi sular altında kalacak, 70 bin insan yerinden olacak.

"Üstelik tüm dünyada bu teknolojideki barajlar kalkmışken, Mısır'daki Assuan Barajı'nın tahribatı biliyorken, modası geçmiş kıytırık bir baraj için, bu tahribata değer mi?" Bunu soruyor Hasankeyfliler.

Ben yine, her zaman olduğu gibi, insanlarımızı Doğu ve Güneydoğu'yu görmeye davet ediyorum. Hiçbir zorluğu yok. Zaten bir kez gelseniz, bir daha vazgeçemezsiniz.

Eğer Batman Valisi, Eftan Ala "bir paket halindeki Doğu tur projesi"ni gerçekleştirebilirse, bu yöreler hak ettiği üne kavuşacak.

Batman'a uçak var, güzeller oteller var...Hasankeyf'i, Malabadi Köprüsü'nü ve yörenin güzelliklerini görebilirsiniz...

Savaş da yok... Ne duruyorsunuz?

GÖRKEMLİ MALABADİ

Hasankeyf'ten sonra Malabadi köprüsüne gidiyoruz. Batman çayı üzerinde bir Artuklu köprüsü. 1144-1154 yapıldığı söyleniyor. 117 metre uzunluğunda, yedi metre eninde. İki yanındaki ayakların içinde birer oda var. Kervanlarla köprüden geçen yorgun yolcuların dinlendikleri odalar olduğu söyleniyor.

Olağanüstü güzellikte. Ama 20. yüzyıl insanları güya öyle bir onarım yapmışlar ki, sanki yüzlerce yıldan gelen köprüyü çirkinleştirmek için uğraşmışlar. Malabadi köprüsünün yanında, yeni, betonarme bir köprü var. Utanmadan orda duruyor o çirkinliğiyle.

Nasıl oluyor bu? Eski insanlar çağımızdakilerden daha mı yetenekli, daha mı becerikliydi? Daha mı akıllıydı yoksa?

Silvan'daki Selahaddin Eyyubi Camii de öyle... Yeni yapılan camilerdeki estetik eskisliğine bakıyorsunuz, bir de eskilerdeki mükemmelliğe. Bu estetik bozulma nasıl olmuş?

Köprünün biraz ilerisindeki baraj ise yapılmış, bitmiş ama çalışmıyor. Yapımcı firma ile olan bir sorun nedeniyle, koskoca baraj çalıştırılmıyor. Bu da bir Alaturka durum işte.

Habertürk Gazetesi,
İstanbul,2003