UNESCO Dünya Kültür Mirası Uzmanları
Hasankeyf’te Bir Araya Geliyor
Hasankeyf Belediyesi ve Doğa
Derneği, Hasankeyf ve Dicle Vadisi için “barajsız” bir
geleceğin temellerini atmak amacıyla 10 –11 Nisan tarihlerinde
Hasankeyf’de uluslararası bir arama konferansı düzenleyecek.
Türkiye ve dünyanın değişik ülkelerinden tanınmış bilim
insanlarının katılacağı konferansın amacı, doğal ve kültürel
zenginlikleri ile Türkiye turizmine büyük katkı sağlayacak
Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Mirası Listesine
dahil edilmesi için bir yol haritası belirlemek.
Hasankeyfliler’in de katılacağı konferansa Türkiye’den bir cok
sivil toplum kuruluşu ve akademisyenin yanı sıra, Mısır,
Afganistan, Almanya, Avusturya ve diğer Avrupa Birliği
ülkelerinden UNESCO Dünya Mirası konusunda uzman bilim
insanları katılacak.
Kahire Monofia Üniversitesi’nden Mısır Kültür Miras Uzmanı
Mimar Dr. Alaa Elwi El-Habashi, Afganistan Kültür Miras Uzmanı
Mimar Dr. Wasay Najimi, Avusturya Viyana Üniversitesi’nden Dr.
Rita Pirpamer, Almanya Stuttgart Üniversitesi’nden Dr. Anette
Gangler, Londra Kolej Üniversitesi’nden Dr. Cassidy Johnson
gibi isimlerin konuşmacı olacağı konferansa Türkiye’den de çok
sayıda akademisyen katılacak.
Doğa Derneği Başkanı Güven Eken konferansa ilişkin yaptığı
açıklamada, “Hasankeyf’i de içine alan Dicle Vadisi,
UNESCO’nun on “Dünya Mirası” kriterinin dokuzunu birden
sağlayan dünyadaki tek yer. Her yıl, bir milyonu aşkın yerli
ve yabancı turist en az on bin yıllık bu tarihi şehri ve
çevresindeki doğal güzellikleri ziyaret etmeye geliyor. 10-11
Nisan’da Hasankeyf’te UNESCO Dünya Mirası alanları konusunda
Türkiye ve dünyanın en deneyimli uzmanları buluşacak. Bu
buluşma ile, barajsız bir Hasankeyf’in Türkiye ve bölge
ekonomisine çok daha fazla koyacağı ortaya konacak” dedi.
Ilısu baraj projesinin Hasankeyf ve Dicle Vadisi’ni sular
altında bırakacağı için bu “Dünya Mirası”nı tehdit ettiğini
belirten Eken, “Ilısu baraj projesi gerekçesiyle bölgede son
elli yıldır hemen hiçbir kalkınma projesi gerçekleştirilmemiş,
tarihi eserler kaderine terk edilmiş, Hasankeyf olağan üstü
bir cazibe merkezi olmasına rağmen burada hiçbir turizm
altapısı yapılmamıştır. Sonuç olarak, baraj nedeniyle bölge
ekonomisi ciddi zarar görmüştür” dedi.
Doğa Derneği Başkanı Eken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a
yaptıkları çağrıyı yenileyerek Ilısu Barajı’nın iptal edilmesi
ve Hasankeyf’in UNESCO Dünya Mirası listesine alınması için
Başbakan’ın gerekli gerekli girişimleri başlatmasını talep
etti.
Ilısu Barajı inşa edildiği takdirde, Hasankeyf ve dört yüz
kilometrelik nehir ekosistemi sular altında kalacak. Avrupa‘daki
yatırım bankaları, doğaya ve kültürel mirasa vereceği zararlar
nedeniyle 2009 yılında Ilısu baraj projesinden geri dönüşsüz
olarak çekilmişlerdi.
Kaynakça:
http://www.dogadernegi.org
BARAJSIZ HASANKEYF
ARAMA
KONFERANSI HASANKEYF, TÜRKİYE
10 - 11 NİSAN 2010
TASLAK PROGRAM
I. ARKAPLAN
Hasankeyf'i de içine alan
Dicle Vadisi, UNESCO'nun on "Dünya Mirası" kriterinin dokuzunu
birden sağlayan dünyadaki tek yerdir. Her yıl, bir milyonu
aşkın yerli ve yabancı turist en az on bin yıllık bu tarihi
şehri ve çevresindeki doğal güzellikleri ziyaret etmeye
gelmektedir. Ne yazık ki, Ilısu baraj projesi, Hasankeyf'i ve
Dicle Vadisi'ni sular altında bırakacağı için bu "Dünya
Mirası"nı tehdit etmektedir. Ilısu baraj projesi gerekçesiyle
bölgede son elli yıldır hemen hiçbir kalkınma projesi
gerçekleştirilmemiş, tarihi eserler kaderine terk edilmiş,
Hasankeyf olağan üstü bir cazibe merkezi olmasına rağmen
burada hiçbir turizm altapısı yapılmamıştır. Sonuç olarak,
baraj nedeniyle bölge ekonomisi ciddi zarar görmüştür.
Ilısu Barajı inşa edildiği
takdirde, Hasankeyf ve dört yüz kilometrelik nehir ekosistemi
sular altında kalacaktır. Avrupa ülkeleri ve yatırım
bankaları, doğaya ve kültürel mirasa vereceği zararlar
nedeniyle 2009 yılında Ilısu baraj projesinden geri dönüşsüz
olarak çekilmiştir. Öte yandan, bugüne kadar Ilısu Barajı'nın
iptali, vadinin UNESCO Dünya Mirası ilan edilmesi ve bölge
için alternatif bir kalkınma vizyonunun hazırlanması ile
ilgili herhangi bir adım atılmamıştır. Hasankeyf Belediyesi ve
Doğa Derneği, Hasankeyf ve Dicle Vadisi için "barajsız" bir
geleceğin temellerini atmak üzere 10 - 11 Nisan 2010
tarihlerinde uluslararası bir arama konferansı
düzenlemektedir. Konferansın amacı, Dicle Vadisi'nin doğal
haliyle Türkiye ve dünyaya büyük yarar sağlayacağını bilim
insanlarının görüşleri ışığında ortaya koymak ve
belgelemektir. İki günlük konferansta, Hasankeyf'in UNESCO
Dünya Mirası olabilmesi için bir yol haritası tanımlanacaktır.
Toplantıda, bölge halkı, uluslar arası ve ulusal sivil toplum
kuruluşları, kamu kurumları ile kültür mirası, turizm, ekoloji
ve sosyo-ekonomik gelişme alanlarında uzman yerli ve yabancı
akademisyenler bir araya gelecektir.
II. ARAMA KONFERANSININ
AMAÇLARI
1. Farklı uluslararası Dünya
Miras Alanı tecrübelerinden faydalanmak.
2. Hasankeyf'in geleceği için kültürel miras, doğal alanın
korunması ve sosyo-ekonomik kalkınma konularında ortak bir
vizyon üzerinde mutabakata varmak.
3. Gelecekteki tüm müdahaleler için temel bir ilkeler kılavuzu
belirlemek ve ortak vizyonu başarılı kılmak için gerekli olan
bir öncelikli eylem planı hazırlanması üzerinde tartışmak.
4. Hasankeyf sakinlerine barajsız, parlak bir gelecek için
umut aşılamak.
5. Hasankeyf'i kamu gündeminde üst sıralarda tutmak için
ulusal ve uluslararası tanıtım sağlamak.
6. Resmi mercilerin Baraj Projesi konusundaki tutumlarını
gözden geçirmelerini sağlamak ve Hasankeyf'in UNESCO Dünya
Miras Alanı adaylığı için önünü açmak.
III. BEKLENEN SONUÇLAR
Konferans sonunda
aşağıdaki sonuçların alınması beklenmektedir:
1. Hasankeyf belli başlı Dünya Miras Alanları'yla
karşılaştırmalı olarak analiz edilecektir.
2. Hasankeyf için alternatif bir geleceğin vizyonu, ilkeleri
ve yol haritası üzerinde anlaşmaya varılacaktır.
3. Konferans sırasında kalkınmaya yönelik küçük çaplı bir
tasarı hazırlanacaktır.
4. Hasankeyf halkının kendilerini konferans katılımcılarıyla
dayanışma içinde hissetmesi sağlanacak ve kasabalarının
kurtarılması için sahip oldukları motivasyon arttırılacaktır.
5. Konferansın sonunda gelecekteki müdahaleler için sağlam
temelli bir yapı tesis edilecektir.
6. Resmi mercilerle baraj projesine karşı çıkan sivil toplum
aktörleri arasında yeni bir diyalog ortamı kurulacaktır.
IV. KONFERANSTAN ELDE EDİLMESİ
BEKLENEN BELGELER
1. Hasankeyf Deklarasyonu
için alternatif bir vizyon.
2. Gelecekteki olası hamleler için bir temel ilkeler listesi.
3. Öncelikli eylem planları listesi.
4. Yeni Hasankeyf'in sokaklarından biri için tasarım önerisi.
V. METODOLOJİ
İnceleme konferansı, kültürel
miras, doğal alanın korunması ve kalkınma alanındaki
uzmanlarla sivil toplum, yerel halk ve resmi mercilerin
temsilcilerini bir araya getiren katılımcı bir toplantı olarak
yürütülecektir. Konferans 2 gün sürecek ve aşağıdaki
aktiviteleri içerecektir:
- Hasankeyf ve uluslararası
tecrübelere dair sunumlar.
- Bölgede yapılacak yürüyüşler.
- Hasankeyflilerle toplantılar.
- Genel kurul toplantısı.
VI. PROGRAM
Seminer, 10-11 Nisan 2010
tarihlerinde Hasankeyf'te gerçekleşecektir.
VII. TOPLANTI YERİ
Arama konferansı Hasankeyf
Taziye Evi'nde gerçekleştirilecektir.
VIII. KATILIMCILAR
- Türkiye ve yurtdışından
akademisyenler.
- Sivil toplum temsilcileri.
- Dünya Miras Alanı uzmanları
- Yerel sakinler
- Resmi merciler
Batman Çağdaş gazetesinde üç
gün boyunca
konferansla ilgili olarak yayınlanan izlenimler
Yalan, yıkım projesi!..
Mereto72
meretobatman1 @ hotmail.com
Antik kentimiz Hasankeyf, ilk
kez uluslararası bir konferansa ev sahipliği yaptı. Hasankeyf
Belediyesi ve Doğa Derneği´nin, ´Barajsız Hasankeyf´i Arama´
konulu konferansı, beklediğimin üzerinde ilgi gördü. Söz
konusu konferansın birinci günkü oturumlarını izledim. Şu
yazıyı ikinci günkü oturum öncesinde kaleme alıyorum.
Hasankeyf´in sular altında kalmaması için antik kentte yapılan
birinci gün etkinlik izlenimlerimi siz değerli okurlarımla
paylaşmak istiyorum.
Sabah saatlerinde Hasankeyf´e
vardığımda, ´Barajsız Hasankeyf´i Arama´ konferansına katılmak
için antik kente gelen konuklarımızı köprü başındaki
kahvehanede dinlerken gördüm. Hasankeyf Belediye Başkanı Sayın
Abdulvahap Kusen, konukları yalnız bırakmamıştı.
Duyarlı Başkan Kusen, bir
Hasankeyf gönüllüsü olduğunu yine gösterdi. Öte yandan
yıllardır tartışma konusu olan Ilısu Barajı projesinin şeffaf
bir şekilde tartışılmasının da zeminini hazırladı. Ilısu
projesini savunmak isteyenler veya karşıt olanların
fikirlerini ifade edebilecekleri özgür bir platform
oluşturulmuştu. Konuklar bu amaçla Hasankeyf´e gelerek
buluşmuştu.
Doğa Derneği Başkanı Sayın Güven
Eken, yerli ve yabancı konuklarla yakından ilgileniyordu. Bazı
tarih, doğa ve çevre aşığı dostlarla Hasankeyf´e gitmiştim.
Sayın Güven Eken´le yıllar önce tanışmıştık. Bizleri görünce
bir süre yanımızda oturdu. Kısa sohbetimizin konusu tabi ki
Hasankeyf´ti.
MURAT CANO
DA KONUĞUMUZDU
Daha sonra
katılımcılarla birlikte antik kentin kalesine doğru yürüyüşe
çıktık. Kalenin ana giriş kapısında bir araya geldiğimizde,
ünlü Hukukçu, Hasankeyf savunucusu avukat Sayın Murat Cano ile
karşılaştım…
Sayın Cano, çok değerli bir
hukukçu. Yıllardır antik kentin savunuculuğunu yapıyor.
Doğaya,
çevreye, insan haklarına, ekolojiye değer veren, Hasankeyf´i
bu nedenle sahiplenen sayın Murat Cano, eşi ve kızı ile
birlikte antik kentteydi.
Ilısu Barajı projesini Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi´ne taşıyan ve orada yalnız bırakılan
değerli avukat Murat Cano ile ayaküstü sohbetimiz oldu. Yıllar
önce katıldığı Batman´daki bir panele göre biraz yıpranmış
olduğunu gözlemledim.
Evet,
Hasankeyf´e gelen bilim insanları ve konuklarla antik kentin
kalesini gezdik. Herkes büyük hayranlık içindeydi. Kaleyi
gezen konuklar oldukça yorulmuş olmalarına karşın, antik
kentteki ´Taziyeevi´nde düzenlenen konferansa katıldılar.
Afganistan,
Suriye ve Avrupa ülkelerinden bilim insanlarının katılımı ile
konferans başlayacaktı.
BİR
ELEŞTİRİM VAR…
Batman´daki
sivil toplum ve demokratik kitle örgütleri ile basının
katılımı açısından bir eleştiride bulunmak istiyorum. Maalesef
Batman´daki STK´ların çoğu bu konferansa katılmamıştı.
Hasankeyf Yaşatma Girişimi, Hasankeyf Yaşatma Derneği, Batman
Çevre Gönüllüleri Derneği, Batman Doğa Derneği, Batman Turizm
ve Tanıtım Derneği, İHD Batman Şubesi, Tabipler Odası, Ticaret
ve Sanayi Odası yöneticileri dışında, Batman´daki STK´lardan
doğru dürüst bir katılım göremedim…
Yerel ve
ulusal medyamız da antik kentteki etkinliğe fazla ilgi
göstermemişti. Tüm gazete sahiplerini ve yazarlarını da
aramızda görmek isterdim.
Ne yazık ki genel olarak bu
önemli toplantıyı ihmal ettiler…
Halbuki
böylesi önemli bir konferansta Batman´ın duyarlı tüm kesimleri
orada olmalı ve konuklarımızı yalnız bırakmamalıydı…
Batman
Üniversitesi Rektörü sayın Prof. Dr. Abdulselam Uluçam´ın,
basın toplantısını, Cumartesi günü olmasına karşın tam da
uluslararası bir konferansın açılış etkinliği saatine denk
getirmesi doğrusu beni düşündürdü(Bazı basın mensupları
Hasankeyf´teki etkinlik yerine Rektörün basın toplantısına
katıldı çünkü.)
Hasankeyf
kazılarından da sorumlu olan Sayın Hocamızın bunu bilinçli
olarak yapmak istediğine inanmak istemiyorum. Ancak antik
kentte, ´bu mesele´ sohbet konusuydu. Hasankeyf´teki
konferansın programı çoktan belirlenmişti. Sayın Rektörümüzün
davet edilip edilmediğini bilmiyorum. Bu saat çakışması ve
Rektörümüzün konferansın ilk gününe katılmaması kafalarda soru
işaretlerine neden oldu…
Konferansta
ilk sözü Hasankeyf Belediye Başkanı Sayın Kusen aldı ve bugüne
kadar pek çok panel ve konferansa katıldığını, ancak ilk kez
kendi ilçesinde uluslararası boyutu da olan bir konferansa
katılmaktan duyduğu sevinci dile getirerek sözlerine başladı.
İlk kez
ilçesinde bilimsel bir toplantı ile antik kent ve Ilısu Barajı
projesinin tartışıldığını, bu nedenle bu toplantıyı çok
önemsediğini belirten Başkan Kusen, barajın mevcut haliyle
yapılması halinde tarihi ve kültürel dokuyu büyük oranda yok
edeceğini söyledi.
Başkan Kusen, bazı çevrelerin
Ilısu Barajı´nın ömrünü 340 yıl olarak gösterdiğini, bilim
insanlarının bu konuda görüş belirtmesini istedi.
Ilısu
projesinin yalanlar üzerine kurulduğuna dair somut örnekler
veren Sayın Kusen´in sözlerine bakalım; “80 bin işsizin
istihdam edileceğini söylüyorlar. Bir baraj projesinde 80 bin
kişi nasıl istihdam edilecek? Mühendisler önce taşımaktan,
ardından paketlemekten söz ettiler. Şimdi ise fenusla
korumadan söz ediyorlar. Bu proje mevcut haliyle yapılacak
olursa, 15 bin yıllık tarihi ve kültürel değerle birlikte
manevi değerlerimizi de yok edecek. 80 bin işsiz istihdamı
yerine 80 bin insanımız göç edecek. Bize kurtuluş reçetesi
gibi sunulmak istenen proje gerçeğini doğru okumak gerekiyor.
Altın kafeste yaşatılsak bile tarihi ve kültürel
değerlerimizden vazgeçemeyiz. Bilimsel bir çalışmanın
Hasankeyf´te başlaması güzel bir gelişmedir.”
Sayın
Başkanın tespitleri doğrudur. Yalanlarla yürütülen proje
gerçeği açıktır. Bu konudaki değerlendirmemi yarın da
sürdürmek zorundayım. Çünkü konu önemli ve bir güne sığdırmam
mümkün değildir. Hoşgörünüze sığınarak yarın da bu mevzuya
devam edeceğim.
Hasankeyf Belediyesi ve Doğa Derneği´nin, ´Barajsız Hasankeyf´i
Arama´ konulu konferansı izlenimlerimi bugünkü yazımda da
sizlerle paylaşmak istiyorum.
Konferansta söz alan Doğa Derneği Başkanı Sayın Güven Eken,
önemli açıklamalarda bulundu. ´Dicle Nehri yok olursa,
köklerim yok olur´ diyen Güven Eken, Halfeti ve diğer
barajlardan örnekler vererek ülkenin doğasına nasıl
kıyıldığına dikkat çekip, şöyle devam etti; “Dört sene önce
Avrupa ülkeleri kredi verdi baraj bitti diyorlardı. Onlar
Hasankeyf´i tanıdı ve vazgeçtiler. Başbakan´ın da vicdanı var.
Hasankeyf için umutluyum ve barajın kesinlikle yapılmayacağına
inanıyorum.”
Sayın Eken´in bir tıp doktoru olduğunu orada öğrendim. İnsanın
anatomik yapısı, damar sisteminden örnekler vererek bir
damarın tıkanmasının nasıl sorunlara yol açtığını, hayatın her
alanının bu damar sistemine benzediğini, dere, çay ve
nehirlerin önünün tıkanması halinde bunun vahim sonuçlarının
olacağını ifade etti. Bir soru üzerine doğadaki canlı
türlerinin yok olmasının insanlarla ilintisini herkesin
anlayabileceği şekilde izah etti.
UNESCO MİRAS LİSTESİ Mİ DEDİNİZ?
Antik kentimiz Hasankeyf, UNESCO Dünya Miras Listesi´ne
girebilmek için gerekli şartları fazlasıyla taşıyor. Bir
kriter yerine 9 kriterle aday. Ama bir türlü listeye dahil
edilmiyoruz. Nedenini konferansta öğrendim.
Hasankeyf ´in Dünya UNESCO Miras listesinde yer alması için
çalışmalar yapıldığı bir süreçte antik kentteki konferansa
katılan Doğal Varlıkları Koruma Örgütü ICOMOS Türkiye 2.
Başkanı Sayın prof. Dr. Cevat Erder, önemli tespitlerde
bulundu.
UNESCO´nun danıştığı ve bilgi aldığı ICOMOS´un 7 bin uzmanının
politika dışı çalışmalar yaptığını belirten Sayın Erder,
Hasankeyf´in UNESCO´nun dünya miras listesine dahil edilmesi
için Dışişleri ve Kültür Bakanlığı´nın resmi başvurusunun
gerektiğini söyledi…
UNESCO Dünya Miras Listesi´ne girebilmek için istenen bir
kritere sahip olmak yeterli oluyor. Bir kriteri taşıyan yerler
bile listeye alınırken, dünyada 10 kriterden 9´unu
karşılamasına karşın Hasankeyf´i miras listesine almaya
yanaşmayan Türkiye gerçeğini bilim insanlarından duymak çok
acıydı…
Hasankeyf, miras listesine alınırsa dünyada hayli isim yapacak
ve tanınacak. O nedenle Ilısu barajını dayatan devlet
politikasını düşündüğümüzde, Kültür ve Dışişleri Bakanlığı´nın
bu başvuruyu yapmayacağı gerçeğini de kabul etmemiz gerekir.
Hasankeyf´in kaderi yıkımına hükmedenlerin elinde… Zaten
Hasankeyf konferansında bu konu hayli tartışma konusu oldu.
Konferansta tanıdık bir bilim adamı vardı; Sayın Doç. Dr.
Adnan Çevik.
2008
yılında Kültür ve Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında
Batman´da düzenlenen uluslararası Batman-Hasankeyf
Sempozyumuna katılan Sayın Çevik, Mezopotamya tarihini en iyi
bilen tarihçilerden birisi olarak biliniyor. Doç. Çevik,
önemli bir açıklamada bulundu.
92 bilim insanının katılımı ile gerçekleşen sempozyumun
sonuçlarının kitap haline getirildiğini, Batman ve çevresi ile
ilgili tarihi kitabın baskısına izin verilmediğini belirten
Sayın Çevik´le kısa bir sohbetim oldu. Aylardır baskıya hazır
olan Batman için çok büyük önem taşıyan kitapta yabancı bir
diplomatın Osmanlılar döneminde bölge için Kürdistan kavramını
kullanması nedeniyle sansür uygulanmasına bir anlam
veremediğini söyledi. Kültür Bakanlığı´ndan 7 aydır görüş
istendiğini belirten Doç. Çevik, siyasi yönü bulunmayan bir
kitap için anlamsız ve gereksiz bir yaklaşımdan duyduğu
rahatsızlığı ifade etti.
21. yüzyıl Türkiyesi´nin Osmanlı İmparatorluğu´ndan geri bir
kafaya sahip olduğuna çok çarpıcı bir örnektir bu. Kürdistan
kavramı Osmanlı döneminde yasak değildi. Bu coğrafyamızın ismi
böyleydi. Osmanlı inkar etmiyordu, şimdi inkar var. Bilim
insanı Sayın Çevik, alıntı yaptığı ve kaynak gösterdiği
yabancı diplomatın belgesini tahrif mi etseydi? Bilime
saygısızlığın bu kadarına da pes doğrusu!..
Antik kent Hasankeyf´te ilk kez gerçekleştirilen uluslararası
konferansın en önemli konuğunun hukukçu Sayın Murat Cano
olduğunu dünkü yazımda belirtmiştim. AİHM´de Hasankeyf
mücadelesini sürdüren Sayın Cano´nun çarpıcı tespitlerini
bilginize sunmak istiyorum. Türkiye ve Batman kamuoyunu
yalanlarla aldatmaya çalışanların, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi´ne aynı yalanları anlatamadıklarını görmek açısından
Cano´nun açıklamaları değerlidir.
Yalanlar üzerine kurulmuş yıkım projesi olarak nitelediğim
Ilısu Barajı için DSİ kaynaklarının uydurduğu yalanları
biliyoruz. Bize baraj ömrünü 340 yıl gösteren DSİ gerçeğine
mi, Türkiye´nin AİHM´e sunduğu 77 yıllık baraj ömrü gerçeğine
mi inanalım? İşte Sayın Cano, buna açıklık getirdi, sözlerine
bakalım; “Alfabenin birinci harfi ´geçmişi değil, geleceği
konuşuyoruz.´ Bu proje uygulanırsa Dicle ırmağı yok edilecek.
Türkiye AİHM´e bilgi vermiş. Devletin verilerinden bilgi
veriyorum; 7 milyar metreküp su sürekli tutulacak. Müdahale
edildiğinde yeraltı suları çekiliyor. Türkiye´nin yıkıma
uğratılmamış alanları kalmadı. Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu
Veysel, gerçekler için palavra, palavra, palavra demişti. Ben
de yıkım, yıkım, yıkım diyorum. Bu proje yıkım projesidir.
Kültürel mirasın korunması, uygarlığın korunmasıdır.
Uygarlığın korunması ise geleceğin korunması demektir. AİHM´e
verilen klasörler dolusu savunmada devletin projesi hakkında
bilgiler var. Barajın ömrünü 53 ila 77 yıl olarak vermişler.
AİHM´e verilen resmi belgedir. Kamuoyundan gizledikleri
gerçekleri AİHM´e bildiriyorlar.”
Değerli Okurlar, Sayın Cano´nun ve diğer konukların çarpıcı
başka beyanları da olmuştu. İki yazıda özetleyemedim. Son
olarak yarın da bu konuya değinmek istiyorum.
Sayın Murat Cano´nun
uyarılarının dikkate alınmasında yarar var. Toplantının
bitiminde söz alan ünlü avukat Cano, Hasankeyf´e dikkat çekmek
için demokratik eylem önerisinde bulunmuştu. O sözlerini de
bilginize sunmak istiyorum;
“Dünya bu gelişmeden haberdar
değil. Dünya Hasankeyf´i bilmiyor. Birinci önerim Hasankeyf
için CD ve belgesel yok denecek kadar az, dünya kamuoyuna
kaynak sağlamalı, belgesel hazırlamalıyız. Ama buda yetmez.
İkinci önerim var; AİHM salonunun bulunduğu Strasbourg kentine
yaya yürüyelim. Ne kadar duyarlı çevre, bilim insanı, gönüllü
varsa bir araya gelip Hasankeyf´ten Ankara´ya, Ankara´dan AİHM´in
bulunduğu Strasbourg´a yaya yürüyelim. Heybemle ve elimdeki
sopamla katılırım. Bu yürüyüşle sesimizi duyuralım. Strasbourg´a
yaya yürüyelim. Altı ay sürse de yürüyelim. 21. yüzyıl
uygarlığının mahkeme kapısına yürüyelim. AİHM salonu kapısında
bize ´niye geldiniz?´ derlerse, ´yorulduk, dinlenmeye geldik´
diyelim. Yoksa yüreğimizin atışını kimse duymayacak ve
hayallerimiz hiç önemsenmeyecektir. 3. konsorsiyum tamamlanmak
üzeredir. Dışarıdan gizlice kaynak sağlanmaktadır. Acil önlem
almamız gerekiyor. Yoksa kaybederiz.”
Evet, Hasankeyf için, doğa için,
Dicle vadisi için bir şeyler yapmak lazım. Ama önce bu
dayatmanın nedenini herkesin bilmesi gerekiyor.
Hasankeyf´i sular altında
bırakacak ve Dicle Vadisi´ne büyük darbe vuracak Ilısu
projesinin dayatılmasının en önemli nedenini ´Rant´ olarak
açıklamak mümkündür…
Murat Cano, yeni şirketler ve
Garanti ile Akbank´ın olaya müdahil olmasına dikkat çekerken,
aslında ranta dikkat çekmişti.
Murat Cano, Avrupa ülkelerinin
rant peşinde koşsa ve yapacakları yağmada bile bir norma
dikkat ettiğini, örneğin çevrecilerin baskısını önemsediğini,
ama şirketlerin ve yerli işbirlikçilerin bu konuda oldukça
sorumsuz hareket ettiğini ve bunun tehlike olduğunu
vurgulamıştı. Çıkar, menfaat, rant, işte en önemli tehlike…
Doğa Derneği Başkanı Sayın Güven
Eken, Karadeniz´de yapılan onlarca HES (Hidro elektrik
santralleri) için rant değerlendirmesinde bulunmuştu. ´Su
kullanım hakkı´ adı altında dereleri, çayları satan anlayışa
dikkat çeken Eken´e katılıyorum.
BİLİM İNSANLARINI DİNLEDİK
Hasankeyf´teki konferansta
yabancı bilim insanları da söz almıştı. Yabancı bilim
insanlarını da dinledik iki gün boyunca. Afganistanlı bilim
insanı Sayın Dr. Wasay Najimi, ülkesinin dünya miras alanından
örnekler sunmuştu konferansta. Gösterdiği fotoğraf kareleri o
kadar Hasankeyf´e benziyordu ki şaşırmamak elde değildi. Orada
da kültürel mirasa yönelik saldırılar vardı.
Dr. Najimi´nin gösterdiği
slaytlarda ´Bamyan Mağaları´, Hasankeyf mağaralarının kopyası
gibiydi. Benzer fiziksel özelliklere vurgu yapan Sayın Najimi,
1968 tarihine kadar insanların Bamyan mağaralarında
yaşadıklarını ifade ediyordu. Eskiden Afganistan´ın ünlü Herat
kenti ile Hasankeyf arasında ticaret yolu bağının bulunduğuna
vurgu yaparken, kendisinin İstanbul üzerinden Batman´a
geldiğini belirterek mesaj veriyordu.
Dünyanın her yerinde tarihi ve
kültürel mirası tehdit edenler var. Afganistan örneği de zaten
bunun göstergesiydi.
Yine konferansta bir sunum yapan
Alman Bilim insanı Sayın Dr. Anette Gangler, Suriye´nin tarihi
kenti Halep´te yapılan çalışmaları gösterdi. Sayın Dr.
Cassidy Johnson, Cumalikazık örneğini sunarken, Viyana
Üniversitesi´nden gelen konuk bilim insanı Sayın Dr. Rita
Pirpamer ise, Hasankeyf atölyesi çalışmalarını sundu.
Uluslararası bir konferansta
moderasyonluk yapan Batman Kent Konseyi Genel Sekreteri Sayın
Faruk Akyüz ile sunum yapan Batman Turizm ve Tanıtım Derneği
Başkanı Sayın Mehmet Emin Bulut, tek yerli şahsiyetler olarak
konferansta bulundular. Başkan Mehmet Emin Bulut, Hasankeyf
için alternatif turizm seçeneklerini sundu ve özellikle inanç
turizmi üzerinde durdu.
HASANKEYFLİLER NEDEN YOKTU?
Konferansta herkes vardı, ama
Hasankeyfliler yoktu. Az sayıda Hasankeyfli´nin konferansa
katılması günün konusuydu…
Bu konuda sayısız değerlendirme
yapıldı. Böylesine bilimsel bir toplantıya, akademisyenlerin
konuşmacı olduğu bir konferansa sıradan Hasankeyfli
vatandaşların katılmasını beklemek zaten yanlıştı. Ancak
Hasankeyflilerin katılmamasının başka nedenlerinin de olduğunu
gözlemledim.
Hasankeyflilerle sohbet
yaparken, konferansa neden katılmadıklarını sordum. “Doğa
Derneği sadece kuşlardan, böceklerden, balıklardan,
kaplumbağalardan söz ediyor. Biz insanlardan,
Hasankeyflilerden söz etmiyorlar. Buna tepkiliyiz” diyen
Hasankeyflilerle karşılaştım…
Doğanın önemini idrak edemeyen
bu anlayışa kızmamak gerek. Çünkü okumuş nice bilim insanı,
Hasankeyf´teki mağara veya tarihi eserleri ´taş´ olarak
değerlendiriyor…
Bazıları, “Sizi kameralara
alıyorlar. İstimlak bedeliniz düşük çıkacak” endişesini
taşıyordu. Bazı Hasankeyfliler ise, “Oraya gelip bilim
adamları arasında konuşma yapamayız. Bir yetkiliye bile
derdimizi anlatırken heyecanlanıyoruz. Kameralar karşısında
nasıl konuşalım?” diye görüş belirtiyordu.
Sözün kısası, Hasankeyf´te ilk
kez uluslar arası boyutu da olan bir konferans düzenlendi.
Barajsız bir Hasankeyf için rüyalar anlatıldı, fikir
teatisinde bulunuldu. Bilim insanları Ilısu Barajı projesinin
yalanlar üzerine kurulu bir yıkım projesi olduğu görüşünde
birleştiler. Bir proje kapsamında olsa bile böylesi bir
etkinlik Hasankeyf´in tanıtımına katkı sunmuşur diye
düşünüyorum. Hasankeyf mücadelesini vermeye devam edeceğiz.
Rant ve çıkar peşinde koşan şirketler ile duyarlı insanların
mücadelesi sürecektir. Doğa, çevre, tarih ve kültürel miras
mı, rant mı? Konferansta buna açıklık getirildi. Saflar
netleşti. Haydi hayırlısı diyorum.
Batman Çağdaş gazetesi
12-13 nisan 2010
Hasankeyf'te su altında
kalacak eserler açıklandı
Hasankeyf'i
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) temsil eden Avukat
Murat Cano, 'Barajsız Hasankeyf Arama' konferansında yaptığı
sunumda Hasankeyf'te taşınamayacak eserleri açıkladı.
Hasankeyf'i Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) temsil eden Avukat Murat
Cano, 'Barajsız Hasankeyf Arama' konferansında yaptığı sunumda
Hasankeyf'te taşınamayacak eserleri açıkladı.
Hasankeyf Belediyesi ve
Doğa Derneği tarafından düzenlenen konferansa katılan Av. Cano,
Hasankeyf'teki eserlerin taşınabilir olup olmadığı, taşındığı
zaman şimdi var olduğu mesaj değerini verip vermeyeceğini
konuşmak gerektiğine dikkat çekerek, yetkililerin uluslararası
mahkemeye verdikleri yanıtta, taşınamayacağını sıraladıkları
eserleri okudu. Bunun herkes için ciddi bir resmi veri
olacağına vurgu yapan Av. Cano, şu an restorasyonu yapılan ve
eşi benzeri olmayan Zeynel Türbesine dokunulması halinde Tuzla
buz olacağını, dolayısıyla taşınabilir eserler arasında sadece
bir minare ve eski köprü ayaklarının kaldığını ifade etti.
HASANKEYF'TE SUYA GÖMÜLECEK ESERLER
Güney batı yakası Mardinkenin
sahil sarayı harabesi, bunun doğusunda resmi tesisler ve
kilise altında kalan Kasımiye semti ve içerideki harabeler.
Köprüye açılan kaleye inen sokağın nehir tarafı. Sahil
sularıyla karışık dükkanlar, tarihi köprü ucunun bu sokağa
birleştiği yerdeki eski şehir kapısı kalıntıları. Aynı sokağın
öğretmen evi tarafı 1964 köprü inşaatında altın çıkan Süryani
mahallesi ve rahip evi, Rızk Cami, kilise harabesi, Sultan
Süleyman Camii, Şahabiye medresesi avlusundaki sondajla
kalkolitik seramikler bulunan Koç Camii, han ve hanın küçük
mescitleri, kaldırımlı kanallı sokaklar ve dükkanlar. Kızlar
Camii, Kızlar Camii güney batısında kalan cami türbe ve
dükkanlar, Kızlar Camii batısında yamaçlı setler halinde
kurulu tepede mağara ve inşaatın kaynaştığı malikane ve dergah
kalıntıları. Bunların kuzeyinde revakla avlusu olan külliye,
doğuda büyük kısmi yeni evler altında kalan seramik fırınları
ve atölyeleri bölgesi, kazıda ortaya çıkartılan dokuz fırın,
iki atölye ve çökelti havuzlarının kalıntıları, içlerindeki
cüruflar ve seramikler. Güneybatıdaki konak ve çevre dokusu
kalıntıları, Karşıyaka kuzeybatı Batman tarafı yani Zeynel Bey
Türbesi, İmam Abdullah, Mardinike ve kazı evi karşısına düşen
büyük mağara ve kilise?
Zeynel Bey Türbesi
etrafındaki harabeler, hamam, kale eteğinde kanyon içindeki
Uzun Dere yolunda bulunan kilise ve mağaraları ile hücreleri
olan manastır. Kalede yukarı şehrin oturduğu kaya tepe,
rampadaki orta kapı, büyük sarayın güney doğusunda mezarlığın
altındaki muazzam höyük, asıl sarayın doğu bölümlerini
barındıran kısım. Bu kısım Roma Saray Kilisesi üzerinde oturan
bunun doğu yakasında altta Roma taşları üstte Artuklu blok
taşları ile örtülü muazzam bir cephe duvarı ve o tarzda bir
giriş kapısı?
Konuşmasında Ilısu Barajı'nın
Türkiye'nin ilk beş büyük barajından biri olduğuna dikkat
çeken Av Cano, "Devlet böyle bir planlama yapmayı istemekte
haksız mıdır, "hayır değildir" Yılda beş milyar kilovat enerji
üretmeyi amaçlıyor ve yüz yirmi hektarlık alanın sulanmasını
hedefliyor. Karşı mıyız bunlara, hayır asla?
Enerji üretimi için sulama
yatırımları için yapılan planlamalardan ve uygulamalardan
rahatsız olmayız, ama bir şartla coğrafyayı bloke etmeyin,
milli değerleri yok etmeyin yani tarihi eserleri yok etmeyin.
Çünkü bütün yatırımların ömrü sınırlıdır"
Batman
Postası gazetesi
13 Nisan 2010 Salı
Bilim
adamları Hasankeyf’teydi
Batman’ın
tarihi ilçesi Hasankeyf’te ilk kez uluslar arası bilimsel bir
toplantı
Batman’ın tarihi ilçesi
Hasankeyf’te ilk kez uluslar arası bilimsel bir toplantı
(konferans) düzenlendi. Doğa Derneği ve Hasankeyf Belediyesi´nin,
Hasankeyf ve Dicle Vadisi için ´barajsız´ bir geleceğin
temellerini atmayı amaçladığı uluslararası ´Barajsız Hasankeyf´i
Arama´ konferansı büyük ilgi gördü.
ANTİK KENTE HAYRAN KALDILAR
Cumartesi ve Pazar
günü düzenlenen konferansa Hasankeyf Belediye Başkanı A. Vahap
Kusen, Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, çok sayıda bilim
insanı, bazı sivil toplum ve demokratik kitle örgütlerinin
başkan, yönetici ve üyeleri katıldı. Antik kentteki
Taziyeevinde düzenlenen konferans öncesi katılımcılar, kaleyi
gezdi. Hasankeyf’in UNESCO Dünya Listesi’ne dahil edilmesi
gerektiği yolunda görüş belirten bazı yabancı bilim insanları,
antik kente hayran kaldı. Konferansın açılış konuşmasını yapan
Hasankeyf Belediye Başkanı A. Vahap Kusen, ilçesinde ilk kez
bir bilimsel toplantının yapıldığını belirterek, bundan
duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Başkan Kusen, Ilısu barajı
projesi ile ilgili olarak bilim insanlarının gerçekleri dile
getirmesini beklediğini söyledi.
CANO’NUN SÖZLERİ DAMGASINI VURDU
Batman’ın antik kenti Hasankeyf’te düzenlenen ´Barajsız
Hasankeyf´i Arama´ konulu konferansa, ünlü avukat Murat
Cano’nun sözleri damgasını vurdu. Ilısu Barajı Projesi’ni
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyan ünlü hukukçu Cano,
sözlerine alfabeyi yeniden okuyarak başlayacağını söyledi ve
şunları söyledi; “Alfabenin birinci harfi ‘geçmişi değil,
geleceği konuşuyoruz.’ Bu proje uygulanırsa Dicle ırmağı yok
edilecek. Türkiye AİHM’e bilgi vermiş. Devletin verilerinden
bilgi veriyorum; 7 milyar metreküp su sürekli tutulacak.
Müdahale edildiğinde yeraltı suları çekiliyor. Türkiye’nin
yıkıma uğratılmamış alanları kalmadı. Çevre ve Orman Bakanı
Eroğlu Veysel, gerçekleri palavra, palavra, palavra demişti.
Ben de yıkım, yıkım, yıkım diyorum. Bu proje yıkım projesidir.
Kültürel mirasın korunması, uygarlığın korunmasıdır.”
Batman Petrol gazetesi
12 Nisan 2010 Pazartesi
Barajsız Hasankeyf konferansı
yapıldı
Hafta sonu iki gün boyunca
yapılan konferansa 10 Nisan tarihinde; Hasankeyf Belediye
Başkanı Abdulvahap Kusen, ICOMOS Türkiye 2. Başkanı Prof. Dr.
Cevap Erder, Doğa derneği Başkanı Dr. Güven Eken, AİHM ve
Hasankeyf konuları ile ilgili Av. Murat Cano, Mısır’da Dünya
Miras Alanları Konusunda Dr. Alaa El-Habashi, Afganistan’da
Dünya Miras alanları Dr. Wasay Naijimi, Süriye Dünya Miras
alanları Dr. Anette Gangler konuşmacı olarak yer aldı.
Batman’da Yerel Gündem 21
bileşenleri, Kent Konseyi, Ticaret ve Sanayi Odası, Çevre
Gönüllüleri, Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi, Turizm Tanıtım
Derneği, Belediyeler, Tabipler Odasının da yer aldığı STK
temsilcileri de destek amacıyla Hasankeyf’e gitti. İkinci gün
(11 Nisan) tarihinde ise Cumalikazık Örneği üzerine Dr.
Cassidy Johnson, Hasankeyf Alternatif Turizm Raporu Mehmet
Emin Bulut, Viyana Üniversitesi Hasankeyf Atölyesi Dr. Rita
Pirpamer, Barajsız Hasankey için ortak bir vizyon çalışmasında
ise, Doç. Dr. Murat Cemal Yalçıntan, Yrd. Doç. Dr. Erbatur
Çavuşoğlu’nun yer aldığı konferansa katılanlar Hasankeyf’in
baraj suları altında kalmaması için görüş ve önerilerini
sıraladı.
Hasankeyf için Alternatif
Turizm Raporu hakkında gelen konukları bilgilendiren Emin
Bulut ise, geliştirilebilecek turizm türlerinin başında
eko-turizm ve inanç turizminin olduğunu söyledi. Eko-turizm
kavramında, yeşil turizm, alternatif turizm, doğa turizmi,
yabanıl turizm, macera turizmi, kültürel turizm gibi
kavramların kullanıldığını belirten Bulut: “Mezopotamya’nın
çok kadim inanç kültürleri olan Süryaniler ve Ezidiler yüz
yıllarca yaşadıkları topraklarından çeşitli nedenlerle ata
yurtlarından ayrılarak başta Avrupa, Amerika ve dünyanın
çeşitli ülkelerine giderek yaşamlarını sürdürmekteler. Bu eski
köklü inanç toplumları, yaşadıkları ana yurtları ile
buluşturmak için yerel inanç rehberleri öncülüğünde davet
etmek, inanç mabetlerini gezdirmek, onları yeniden tarihleri
ve kültürleri ile bütünleştirmek için inanç turizmine çok
önemli katkılar sunacaktır.” dedi.
Kaynakça:
Batmanmeyda
12 nisan 2010
Hasankeyf
için direnişe devam
Helin ALP
UNESCO’nun Dünya Mirası
listesinde, Çin Seddi beş kriteri, Mısır Piramitleri üç ve Taç
Mahal bir kriteri sağlayarak yer alıyor. Listede, on kriterden
dokuzunu sağlayan tek bir yeryüzü köşesi var ve o da Dicle
Vadisi ve Hasankeyf.
Ilısu Baraj Projesi'ne, on
iki bin yıllık doğa ve kültür mirasının ve 198 köyün sular
altında kalmasına neden olacağı için karşı çıkılıyor.
Hasankeyf Belediyesi ve Doğa Derneği, yörede "barajsız" bir
geleceğin temellerini atmak üzere, iki gün süren uluslararası
bir konferans düzenledi. Dünyanın dört bir yanından
Hasankeyf'e gelen akademisyenlerle bölge halkının katıldığı
konferansta bir eylem planı belirlendi. Buna göre, Ilısu
Projesi'ne direnen kampanyalara ve hukuki mücadeleye devam
edilecek.
Medeniyetler çatışması
Toplantıya Afganistan'dan
katılan Kültür Mirası Uzmanı Mimar Dr. Wasay Najimi,
Hasankeyf'te yaşanan durumu, "Modernleşme çabası olan elektrik
ihtiyacı ile kültür mirası karşı karşıya ve burada bu iki
farklı medeniyetin çatışması yaşanıyor" sözleriyle özetledi.
Viyana Üniversitesi'nden Dr. Rita Pirpamer de baraj projesi
karşısında, bir dünya mirası olarak Hasankeyf'in önceliği
olduğunu ifade etti “Bölgenin yenilenmesinde, anıt
restorasyonu ile turistik konaklama tesisleri çok önemli
olacaktır” dedi.
Hasankeyf taşınabilir mi
Ilısu Barajı Proje'sinde,
kültürel ve tarihî öneme sahip belirli anıtlar sökülecek ve
baraj rezervuarının kenarında bir "Arkeoloji Parkı" içinde
yeniden inşa edilecek. Projenin destekçileri, baraj inşasının
Hasankeyf'i kurtaracağı görüşünde. Uluslararası Anıtlar ve
Sitler Konseyi (ICOMOS) Türkiye Ulusal Komitesi İkinci Başkanı
Prof. Dr. Cevat Erder'e göre ise, kalıntıların tek tek değil,
geçmişiyle, tarihiyle, efsaneleriyle birlikte düşünülmesi
gerekiyor.
Doğa Derneği Başkanı Güven
Eken ise toplantıda, "Yabancı yatırımcılar 2009’da ekolojik,
sosyal ve kültürel kaygılarla projeden çekildi. Şimdi Garanti
Bankası, Akbank ve Halkbank, yerli finansman desteği sağlıyor.
Yeşilin ve kültürün destekçileri olduğunu söyleyen bu
bankaların baraj projesine neden destek verdiklerini
anlamıyorum" dedi.
Taraf gazetesi
- Istanbul - 13.04.2010
Hasankeyf dünya mirası olsun
Doğa derneği ve Hasankeyf Belediyesi
tarafından organize edilen Barajsız Hasankeyf'i arama
konferansına katılan uzmanlar, Baraj projesinden bir an önce
vazgeçilmesini ve Hasankeyf'in dünya mirası olması
gerektiğini belirttiler.
Barajsız Hasankeyf konferansı
Hasankeyf'te yapıldı. Hafta sonu iki gün boyunca yapılan
konferansa Hasankeyf Belediye Başkanı Abdulvahap Kusen, ICOMOS
Türkiye 2. Başkanı Prof. Dr. Cevat Erden, Doğa derneği Başkanı
Dr. Güven Eken, AİHM ve Hasankeyf konuları ile ilgili Av.
Murat Cano, Mısır'da Dünya Miras Alanları Konusunda Dr. Alaa
El-Habashi, Afganistan'da Dünya Miras alanları Dr. Wasay
Naijimi, Süriye Dünya Miras alanları Dr. Anette Gangler
konuşmacı olarak yer aldı.
İki gün devam eden Konferansın açılış
konuşmasının Hasankeyf Belediye Başkanı A.Vahap Kusen ve Doğa
derneği Başkanı Dr Güven Eken yaptı. Hasankeyf'in Unesco dünya
mirası kriterlerinin 9'unu taşıdığını belirten Dr Güven Eken,
AB Konsorsiyum'unun Ilısu Baraj Projesinden çekilmesinin
ardından gözünü yerli krediye çeviren Hükümetin bu sevdasından
vazgeçmesinin zamanının geldiğini ifade etti.Hasankeyf
Belediye Başkanı A. Vahap Kusen ise, "Hasankeyf, Efes'ten daha
büyük alana sahiptir. Bugün Hasankeyf'in eserlerinin gün
yüzüne çıkması okyanusta bir damla büyüklüğündedir. Bugün bir
ilki gerçekleştiriyoruz. Burada Barajı tartışıyoruz, burada
Hasankeyf'in geleceğini tartışıyoruz."
Konferans'a katılan ICOMOS Türkiye 2.
Başkanı Prof Dr Cevat Erden ise, Unesco kriterleri ile ilgili
incelemelerin devam ettiğini, hazırlıkların bitmesinin
ardından Hasankeyf için girişim yapılacağını açıkladı. 2 gün
süren konferans'a konuşmacı olarak katılan uzmanlar ise
Hasankeyf'in dünya mirası olarak kabul görülmesi gerektiğini
konusunda fikir birliğine vardılar. Gelen konuklar Hasankeyf'i
dolaşıp, bol bol fotoğraf çekerek Hasankeyf'ten ayrıldı.
Batman Postası gazetesi
11 nisan 2010
Kültür mirası uzmanları,
Hasankeyf'te buluştu
Dünya kültür mirası
uzmanları Hasankeyf Belediyesi ve Doğa Derneği öncülüğünde
gerçekleştirilen "Barajsız Hasankeyf Arama" konferansında bir
araya geldi. Hasankeyf ve Dicle Vadisi için 'barajsız' bir
geleceğin temellerini atmak amacıyla düzenlenen uluslararası
konferansa, Türkiye'den birçok sivil toplum kuruluşu ve
akademisyenin yanı sıra, Avrupa Birliği ülkelerinden UNESCO
Dünya Mirası konusunda uzman bilim insanları katılıyor.
Hasankeyf'te bugün
başlayan ve iki gün sürecek konferansa, Dr. Alaa Elwi El-Habashi,
Afganistan Kültür Mirası Uzmanı Mimar Dr. Wasay Najimi,
Avusturya Viyana Üniversitesi'nden Dr. Rita Pirpamer, Almanya
Stuttgart Üniversitesi'nden Dr. Anette Gangler, Londra Kolej
Üniversitesi'nden Dr. Cassidy Johnson gibi isimler konuşmacı
olarak katıldı.
Hasankeyf Taziye Evi'nde gerçekleştirilen konferansta Dicle
Vadisi ve Hasankeyf'in UNESCO Dünya Mirası listesine dahil
edilmesi, bunun Türkiye'ye katacağı faydaları masaya
yatırılıyor.
Doğa Derneği Hasankeyf Kampanya Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç,
"Hasankeyf´i de içine alan Dicle Vadisi, evrensel öneme sahip
bir alan. Düşüncemiz Hasankeyf'in UNESCO dünya mirası
listesine dahil edilmesidir." dedi.
Konferansa katılan Ortadoğu Teknik Üniversitesi Öğretim
Görevlisi Prof. Dr. Cevat Erder, Hasankeyf'in taşınarak
korunamayacağına dikkat çekti.
Erder, "Hasankeyf çok önemli bir kültür merkezi. Bu kalıntılar
tek tek değil, bütün içinde değer kazanır. Geçmişiyle,
tarihiyle, efsaneleriyle birlikte düşünülmesi lazımdır.
Objeleri kaldırarak koruma yapmış olmuyorsunuz." şeklinde
konuştu.
Toplantı, Ilısu Barajı Projesi ve Hasankeyf'in bilimsel
verilere dayanarak ülke ölçeğinde tartışılacağı ilk mecra olma
özelliği taşıyor.
Gazeteler,
11 nisan 2010