Mehter
Adımıyla 'Dev' Proje
AKP hükümeti Ilısu Barajı
bitince yüzde 20'si sulara gömülecek Hasankeyf'teki
tarihi eserlerin taşınarak korunacağını açıkladıysa da,
bilimsel altyapının henüz oluşturulmadığı ortaya çıktı.
AKP'nin 'dev proje' olarak gösterdiği kurtarma kazısı,
dört öğretim üyesiyle yürüyor. Kazı ekibinde bilim adamları
yerine stajyer öğrenciler yer alıyor. Taşınacak eserler de
önümüzdeki ay belirlenecek.
Hasankeyf Kazı Ekibi Başkanı ve Konya Selçuk Üniversitesi Sanat
Tarihi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Abdulselam Uluçam,
kazıya 1 Nisan'da başlandığını ancak işçiler greve gidince 1.5
ay ara verildiğini söyledi. İşçilerin baraja karşı çıkanlarca
kışkırtıldığını savunan Uluçam, "İşçiler aldıkları asgari ücreti
az gördü. Ama bunu biz belirlemiyoruz" dedi. GAP İdaresi, DSİ ve
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca bu yıl kazılar için 1.5 milyon
YTL ödenek ayrıldığını belirten Uluçam, kazıya öğrencilerle
devam ettiklerini anlattı:
"Kazı evinin kapasitesi 20 öğrencilik. Ayda bir öğrenciler
değişiyor. Şimdiye kadar değişik üniversitelerden 65 öğrenci
katıldı. Şimdi 18 öğrenci, dört öğretim üyesi ve 68 işçiyle kazı
sürüyor. Arkeolojik kazılar belli bir sürece bağlanamaz. Çünkü
toprağın altından ne zaman ne çıkacağını bilemezsiniz. Sismik
veya x-ray cihazlarıyla saptasanız da onun mimari dokusunu ve
kültürel boyutunu, çalışmadan kestiremezsiniz. Pancar tarlası
değil ki, 'Yedi yılda bitiririz' diyelim. Biz sadece kültürel
değerleri ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Bilimsel Danışma Kurulu
önümüzdeki ay karar verecek. Taşınıp taşınamayacağı o zaman
belirlenecek. Kültürel varlıkla Hasankeyf dışındakiler
ilgileniyor. Hasankeyflinin umurunda değil, o kahvede oturuyor.
Onu dışarıdan gelenler kışkırtıyor."
Bina taşımak için 50 yıl
Hacettepe Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Engin
Özgen, devletin ortalama bir kazıya 40 bin YTL ayırdığına
dikkat çekti: "Hasankeyf için daha görkemli bir ekip
bekliyordum. Öğrenciler stajyer, bilim adamı değil. İki-üç bina
taşınabilir. Ama bir yerleşimi taşımak bambaşka bir şey.
Taşınacak eserlerin nasıl seçileceği de çok önemli. Eğer
Hasankeyf'teki kazıları tadında tuzunda yapmaya kalkarsanız, bir
taşı bile düştüğü yere koymak vakit alır. Binaları taşımak için
belki 50 sene lazım. Doğrusu, bu barajın burada olmamasıydı."
Ilısu Barajı da yarım yüzyıllık bir proje. Çalışmaları 1954'te
başlatılan barajın Türkiye'nin ikinci büyük barajı olması, 120
bin hektarı sulaması, elektrik santralının da 2013'te faaliyete
geçmesi hedefleniyor. Hasankeyf Belediye Başkanı Abdulvahap
Kusen'se 60 yıllık ömrü olan baraj için 12 bin yıllık
tarihin yok edileceğini söylüyor.
'Hasankeyf peynir midir?'
Hasankeyf'te uzun yıllar boyunca kazı başkanlığı yapan Prof.
Dr. Oluş Arık, net konuşuyor: "Hasankeyf'i taşımak mümkün
değil." Prof. Dr. Arık'a göre ilk sorun yapıların niteliği:
"Yalnız Türkiye değil, dünyanın neresinde olursa olsun
Hasankeyf'i taşımak mümkün değil. Antik mimaride düzgün blok
taş, ortaçağ mimarisindeyse kırma moloz taş ve harç kullanılır.
Hasankeyf'te de moloz taş ve harç kullanılmış. Kaplamaları,
sıvası döküldü mü kalan şey zavallı bir inşaat olur. Taş ve harç
dağılır gider. Hasankeyf'te düzgün taşlarla yapılan beş-altı
yapı var. Ancak onları nakledebilirsiniz. Onlar da çevresinden
soyutlanınca hiçbir manası kalmaz. Hasankeyf'in taşınması
oyalamadan başka bir şey değil. Hasankeyf aslında gözden
çıkarıldı. İki taş eseri nakledip göz boyayacaklar."
'Köpük
planı saçmalık'
Prof. Dr. Oluş Arık, DSİ yetkililerinin, 'tarihi eserleri
köpükle kaplatıp çelik halatlar bağlayarak taşıma' projesini de
'çılgınlık' olarak niteledi. Dünyada daha böyle bir 'nakil'
işlemi yapıldığını duymadığını söyleyen, "Tek kelimeyle
saçmalık. Altyapısını, temelini bile bilmediğiniz yapıları nasıl
sarıp sarmalayıp taşıyorsunuz? Peynir mi ki kesip kesip
taşıyorsunuz? Böyle bir şey yapılırsa ya çılgınlıktır ya da ben
dinazorum. Hasankeyf ancak yapılabiliyorsa su basması önlenerek
kurtulur" dedi.
Radikal gazetesi
15 ağustos 2006