`Suyu basalım, PKK`yı yenelim`

Hasankeyf`in eşsiz tarihîzenginliği Ilısu Barajı`nın suları altında kalacak. Seksen bin kişi de evinden, yurdundan olacak. Gerekçe ise sadece enerji değil, PKK`dan kurtulmak

Yapımı yılan hikâyesine dönen Ilısu Baraj projesi, Batman`ın antik ilçesi Hasankeyf`i sular altında bırakacak. Enerji üretimi açısından Türkiye`nin dördüncü büyük hidroelektrik santralı olması beklenen Ilısu, sadece tarihi kenti yok etmeyecek; 80 bin insanın da yerinden yurdundan edecek. Çevrecilerin ve yöre halkının büyük tepkisine rağmen baraj yapımından vazgeçmeyen yetkililer, baraj projesiyle birlikte `bir taşla iki kuş vurmanın hesabını` yapıyor. Geçen yıl gerçekleşen Terörle Mücadele Yüksek Kurulu`nun gündemine gelen konu hakkında konuşan dönemin Devlet Su İşleri(DSİ) Genel Müdürü ve şimdinin Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu baraj yapımını savunmuş, Hasankeyf`te su tutulmaya başlanmasının ardından oluşacak ve 10 bin hektar alanı etkileyeceği hesaplanan Ilısu Baraj gölünün PKK`nın önemli geçiş güzergâhlarından bazılarını kapatacağını, yaklaşık bin mağaranın da sular altında kalacağını söylemişti.

2006`DA TEMELİ ATILDI

50 yıldır yapımı gündemde olan Batman`ın Hasankeyf ilçesindeki Ilısu barajı ve hidroelektrik santralinin temeli Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2006 yılında atıldı. Enerji üretiminde Türkiye`nin dördüncü büyük barajı olması planlanan Ilısu, göl hacmi bakımından da Türkiye`nin ikinci büyük barajı olacak. Üç Avrupa ülkesinin kredi teminatı verdiği barajın 2013`te tamamlanması öngörülüyor.

ÇED UYGULANMADI

Ilısu projesinin başlangıcı 1993`ten önce olduğu için proje, çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) mevzuatına da tabi olmadı. Dolayısıyla barajın çevreye ve insana vereceği zarar da görmezden gelinmiş oldu. Projenin yenilenmesine yönelik tüm ısrarlar, proje yeni mevzuata göre onay alamayacağı kaygısıyla ihmal edildi.

200 YER SU ALTINDA KALACAK

Barajın yol açacağı sorunların başında göç sorunu geliyor. Baraj, Hasankeyf ilçe merkezinin yanı sıra, 95`i köy ve 104`ü mezra olmak üzere, toplam 200 yerleşim yerinin tamamı veya bir bölümünü sular altında bırakacak. Buralarda yaşayan 55 bin ile 80 bin insan ise topraklarını terk etmek zorunda kalacak.

SOSYAL FACİA GELİYOR

 Bölgedeki 35 belediyenin de 5 Ocak 2006 tarihinde katılımıyla 71 kurum olarak baraj karşıtı mücadele yürütmeye başlayan Hasankeyf`i Yaşatma Girişimi bileşenleri, bu duruma ilişkin öngörülerini `sosyal facia yaşanacak` diye ifade ediyor.

Girişim Koordinatörü Sosyolog Diren Özkan, barajın etkileyeceği alanda yaşayan insanların yüzde 77`sinin büyük şehirlere göç edeceğini belirtiyor. Köy ve küçük yerleşim yerlerinde yaşamaya alışmış insanları büyük şehirlerde çok ciddi sorunların beklediğini belirten Özkan, bu yaşam koşullarının özellikle kadın ve çocuklar üzerinde yaratacağı etkiye dikkat çekiyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de, Hasankeyf Gönüllüleri Derneği tarafından baraj inşaatının durdurulması için yaptığı başvuruyu kabul etti.

KAZI SÜRÜYOR

Tartışmaların odağındaki ilçede kazı çalışmaları aralıksız sürüyor. Devlet Su İşleri, antik kentteki tarihî eserlerin taşınması için 53 milyon dolar ödenek ayırdı. Ancak uzmanalar Hasankeyf`in taşınamayacağında ısrarlı. Hasankeyf`te toplanan Ilısu Barajı Konsorsiyumu`nun Kültürel Varlıkları Koruma Kurulu ve Kültür Bakanlığı`na bağlı Kültürel Varlıkları Koruma Kurulu üyeleri Hasankeyf`in taşınmayacağı konusunda karar birliğine vardı. Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Dr. Alpay Pasinli, kazı çalışmalarını yerinde incelemek üzere Hasankeyf`e geldi. Beraberinde Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu üyeleri ve Ilısu Barajının yabancı konsorsiyum heyetiyle Hasankeyf`teki kazı yerleri ve tarihi eserlerin son durumu hakkında bilgi alan Genel Müdür Pasinli, gezi sırasında kazı Başkanı Prof. Dr. Abdüsselam Uluçam ve Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkililerinden bilgi aldı.

HASANKEYFLİLER KAYGILI

10 bin yıllık tarihi geçmişi olan Hasankeyf`te bulunan eserlerin büyük bölümünün taşınma esnasında zarar göreceğine dair Hasankeyf gönüllülerinin haklı kaygılarını yerinde bulan kurul, tarihi kent için tehditlerin ortadan kaldırılmasını istedi. Baraj yapımının önündeki en büyük engel olan tarihî eserlerin taşınmasına ilişkin son karar baraj yapımı için oluşturulan konsorsiyumu zora soktu. Hasankeyf`in taşınmayacağına bilimsel kurul tarafından karar verildikten sonra Ilısu Barajı`nın yapımı tehlikeye girdi. Ilısu Barajı için dış kredi veren firmanın en önemli kriteri de Hasankeyf`in doğal şekli ile korunma talebiydi. DSİ ve Kültür Bakanlığı`nın Hasankeyf`teki anıt ve eserleri taşıma yönündeki projesini yerinde inceleyen Kültürel Varlıkları Koruma Kurulu`nun Hasankeyf`in taşınamayacağına karar vermesi üzerine DSİ şimdi de Hasankeyf ören yerini `aqua park sistemi` ile korumaya yönelik bir proje üzerinde çalışmaya başladı. Yeni proje ile Hasankeyf`in camekan içerisinde korunarak milli parka dönüştürülmesi hedefleniyor.

BİLİMSEL KURUL`DAN İNCELEME

Öte yandan Mardin`in Dargeçit ilçesinde baraj şantiyesi kurma çalışmaları ve güvenlik için kurulacak askerî birlik için karakol çalışmaları devam ediyor. Tarih, Çevre ve Değerlendirme Merkezi(TAÇ-DAM) Başkanı Prof. Dr. Numan Tuna`nın da aralarında bulunduğu 25 kişilik Bilimsel Kurul üyeleri, su altında kalma tehdidi altındaki Hasankeyf`te incelemelerde bulundu. Tuna, Almanya, Avusturya ve İsviçre`nin baraja kredi vermek için şart koştuğu 153 maddeye uyulup uyulmadığını yerinde araştırdıklarını ifade ederek, `Yabancılarla birlikte hazırlayacağımız raporu önümüzdeki günlerde internet sayfamızda kamuoyuna duyuracağız. Sözleşme hükümlerine uyulup uyulmadığını heyet çok yönlü araştırıyor. Şu anda bir şey söylemek yanlış olur. Ama kredi teminatı veren kuruluşların temsilcileri herkesten görüş alıyor. Eğer bir kural ihlâl edilirse yabancıların kredi vermesi oldukça zorlaşır` dedi.

ESERLER TAŞINAMAYACAK

Hasankeyf`e 2 kilometre uzaklıkta Raman Dağı eteğindeki yeni yerleşim alanı ile kültürel park alanında incelemelerde bulunan bilimsel heyet, DSİ Diyarbakır Bölge Müdür yardımcısı Hasan Kılıç`tan bilgi aldı. Kılıç, Ilısu Barajı`nın tamamlanması halinde yılda yağışlarla birlikte 11 milyar metreküp suyun toplanacağına dikkat çekti. Kılıç`ın verdiği bilgilerden tatmin olmayan Avusturyalı Prof. Dr. Klaus Nohlen, `Suyu burada toplayabilirsiniz ama tarihi eserleri taşıyamazsınız. Eski tarihî eserleri yerinde korumak zorundasınız` dedi.

YA TOPRAK ALTINDAKİLER

Hasankeyf`te toprak altında da önemli eserlerin bulunduğu tahmin ediliyor. Katmanlar üzerine kurulu olan antik kente ait birçok eserin de, şu anki yerleşim yerinin altında olduğu biliniyor. Burada kazı çalışması yapılabilmesi ve evlerin kaldırılması için kamulaştırma çalışması yapılması gerekiyor. Son 2 yılda açıkta bulunan yerlerde kazı çalışmalarına hız verilmiş olsa da, kazının tamamlanabilmesi için kimilerine göre 70, kimilerine göre 100, hatta 200 yıl gerekiyor. Ilısu Barajı`nın Hasankeyf dışında sulara gömeceği tarihi yerler ise kamuoyunca çok fazla bilinmiyor. Oysa çevreciler ve arkeologların üzerinde en fazla durduğu konulardan biri de bu. Barajın etkileyeceği alanda 37 bin 750 hektarlık bir alanda arkeolojik araştırma yapılması gerekirken, 1988-1991 yılları arasında yapılan araştırmalarda bu alanın sadece 7 bin hektarlık bölümle sınırlı kaldığı bildiriliyor. İncelenen alan içerisinde ise 300`ü aşkın arkeolojik alan tespit edildi. Bunlardan 83`ü projeden doğrudan etkilenirken, diğer alanlar baraj gölünün aşındırma ve erozyon etkilerine açık olacak.

ÇOK SAYIDA MAĞARA VAR

Bilimsel kaynaklara göre, ilk aletli tarımın yapıldığı, aynı zamanda baraj sularıyla kaplanacak Dicle kenarındaki alanda gizli olan 100`e yakın höyük, Kalkolitik Çağ`a, Tunç Çağı`na ve en önemlisi Neolitik Çağ`a ait birçok bulguya ulaşılabilmesi açısından çok önemli. İlkçağlardan itibaren yerleşim alanı olarak kullanılan bölgede aynı zamanda İran, Arap Yarımadası, Kafkaslar ve Anadolu arasındaki geçişi sağlayan çok sayıda geçit bulunuyor. Barajın yapılması durumunda insan türünün kökenleri, tarımın başlangıcı ve çok sayıda medeniyetin ayak izleri ve maddi varlıklarına dair olağanüstü kanıtlar da sular altında kalacak. Barajın su altında bırakacağı höyükler ve arkeolojik alanlardan en fazla bilinenleri şunlar: `Kortik Tepe, Çayönü, Halan Çemi, Nevala Çori, Griki Haciyan, Tıl Huzır, Türbe Höyük, Yenice, Hakemi Use Tepe, Ziyarettepe, Kenan Tepe, Salat Tepe, Aşağı Salat, Gre Cano, Müslüman Tepe, Gre Dımse, Gre Keleke, Şahin Tepesi, Kavuşan, Salat Cami Yanı, Yukarı Salat ve Hirbe Merdon.`

`BARAJ PKK`YI BİTİRECEK`

 Terörle Mücadele Yüksek Kurulu(TMYK), 23 Şubat 2007 tarihinde yaptığı toplantıda Ilısu Barajı da önemli bir gündem maddesiydi. Zamanın dışışleri Bakanı Abdullah Gül başkanlığında yapılan toplantıya Devlet Su İşleri(DSİ) Genel Müdürü ve şimdinin Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu`da katıldı. DSİ bürokratları, kurula, su tutulmaya başlanmasının ardından oluşacak ve 10 bin hektar olacağı hesaplanan Ilısu Baraj gölünün PKK`nın önemli geçiş güzergâhlarından bazılarını kapatacağını anlattı. DSİ, PKK`nın zaman zaman kullandığı yaklaşık bin mağaranın da sular altında kalacağını belirtti. Böylece PKK`nın bölgedeki hareket kabiliyeti ve barınma imkãnının kısıtlanmış olacağı ifade edildi. 2013`te işletmeye alınması öngörülen barajın sağlayacağı ekonomik getirinin de PKK`ya karşı mücadelede `artı` hanesinde yer alacağı kaydedildi. Bu arada, TSK`nın da barajın ve tünellerin güvenliği için bölgede yeni bir askeri yapılanma planı hazırladığı da öğrenildi.

Taraf gazetesi, 20 ağustos 2008
http://www.taraf.com.tr/haber.asp?id=15091