Tarih Sevgisi
Yoksulluğa Karşı
Timur SOYKAN
Büyük bir tarihi zenginliğe sahip Hasankeyf'in diğer yüzünde
yoksulluk var. Onlarca yıldır sular altında kalıp kalmayacağının
belirsizliğiyle gelişemiyor, yeni yatırım yapılmıyor. Ilısu Baraj
projesi ve sit alanı olması nedeniyle yeni evler inşa
edilemediği için kalabalık aileler küçük evlere sığmaya çalışıyor.
Hayvancılık ve tarımın çok sınırlı olarak yapılabildiği ilçede
insanların büyük çoğunluğu işsiz. İlçe sürekli göç veriyor.
Turizmse bölgedeki güvenlik sorunu ve devletin duyarsızlığı
nedeniyle gelişmiyor. Bu koşullar bazılarını baraj fikrine ikna
ederken ilçenin çoğunluğu tarihi eserlerin yüzyıllar öncesinden
kendilerine bırakılmış birer emanet olduğunun bilinci ve tarih
sevgisiyle ilçeyi sulara gömecek baraja 'Hayır' diyor.
Gönüllü tarihçiler
Batman'da neredeyse bütün evlerin, dükkânların, otellerin
duvarlarında Hasankeyf'in resimleri asılı. İlçede yıllardır bitmeyen
baraj tartışması Başbakan Erdoğan'ın Ilısu Barajı'nın temelinin
atılmasıyla hararetlendi. Eğer Ilısu Barajı yapılırsa yüzlerce tarihi
eserle birlikte çocukluklarında oyunlar oynadıkları yerler,
düğünlerinin yapıldığı sokaklar, yaşlılıklarında gölgesinde çaylarını
yudumladıkları ağaçlar, başında dua okudukları atalarının mezarları
sulara gömülecek. İlçede pek çok insan bunun hüznünü yaşıyor. Ama en
çok içinde yaşadıkları ilçenin gönüllü tarihçileri etkileniyor. İlçede
azınlıkta olsa bazıları eğitimsizliğe ve olanaksızlıklara karşın
kendini geliştirerek gönüllü bir Hasankeyf tarihçisi olmuş.
Zabıta Amiri Emin Turan, ilçenin gönüllü tarihçilerinden biri.
İlçeyi ziyaret edenlere, eserleri tek tek anlatıyor. Turan, "Ben
burada doğdum, büyüdüm. Ama halen eserleri geziyorum. Yeni özellikler,
yeni işlemeler, yazılar görüyorum. Bu medeniyetlerin bize bıraktığı
şaheserleri bütün dünyanın öğrenmesini, gelip görmesini çok isterdim.
Para kazanmak için değil, çünkü buradaki tarihi zenginlik, paradan çok
daha önemli" diyor.
'Su medeniyetleri yutacak'
İlçenin 40 yıl boyunca imamlığını yapan Ahmet Yurteri bir başka
gönüllü Hasankeyf tarihçisi. O da Hasankeyf hakkında pek çok araştırma
yapmış, öğrendiklerinin çoğunu Arapça kaynaklardan edindiğini
anlatıyor. Kahvehanede çevresinde toplanan kalabalığa her seferinde
merakla dinledikleri Hasankeyf efsanelerini anlatıyor. Ahmet Hoca,
"Barajın kodu düşürülmezse sadece tarihi eserleri değil, medeniyetleri
su yutacak" diye konuşuyor.
İnternette tanıtım
İlçede memur olan Visalettin Ceylan, Hasankeyf'i tanıtabilmek
için web sayfası hazırlamayı öğrenmiş. 'hasankeyfim. com'
sitesinde ilçesini tanıtıyor. Fotoğraflar ve bilgilerle web sayfasını
sürekli yeniliyor. "İlçemiz için herkes bir şeyler yapmalı" diyor.
Kaymakamlık da öğrencilere, Hasankeyf'in tarihi hakkında dersler
veriyor. Kaymakamlığın dağıttığı 'gönüllü rehber kartları'nı takan
genç ve çocuklar, 'Amacımız para değil, ilçemizi tanıtmak' diyerek
ziyaretçileri karşılıyor. Böylece tarih sevgisi yayılıyor.
Ataları saraylarda yaşayan, iki üniversite inşa eden, dünyaca ünlü
alimler yetiştiren Hasankeyf'te yoksulluk yaşanıyor. Hayvancılık yok
denilecek kadar az. Ekilebilir araziler, üç ailenin elinde. Çoğunluğun
toprağı yok. 1970 yılında yapılan ve kötü durumları nedeniyle bugün
afet konutları olarak adlandırılan evlerde insanlar sağlıksız
koşullarda barınıyor. Kalabalık aileler 49 metrekarelik bu evlere
sığmaya çalışıyor.
'Ne olacaksa olsun'
Bu evlerden birinde 18 kişiyle birlikte yaşayan Abdullah Kesen,
"Geceleri evin bütün zeminini yataklarla kaplıyoruz. Balık istifi
yatıyoruz. Hiç ev yapılmadığı için barınma burada büyük sorun. Ama ben
bu yoksulluğa karşın barajın kodunun düşürülmesini, buranın sit alanı
kalmasını istiyorum" diyor.
Ancak onun gibi düşünmeyen pek çok kişi bulunuyor. Abdullah Aslan
şöyle konuşuyor: "Burada hepimiz işsiziz. Hiçbir geçim yok. Turizm de
olmuyor. İş sahası açılmadığı için sürekli insanlar göç ediyor. Nüfus
sürekli azalıyor. Belki baraj yapılırsa yeni tesisler olur. Baraj
inşaatında iş çıkar. Yıllardır ne olacağı belli değil, artık ne
olacaksa olsun."
Turizmin açtığı kapı kapanmasın
Hasankeyf, güvenlik sorununun azaldığı son dört yıl boyunca, turizmin
kazancıyla tanıştı. Yerli ve yabancı turistlerin ilgisi nedeniyle
Dicle'nin üzerinde çardaklar kuruldu. Lokanta ve kafeteryalar açıldı.
Kalede ve kayalıklarda bazı mağaralar, çay bahçesine dönüştürüldü.
Batman Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerine göre geçen yıl
Hasankeyf'i 50 bin kişi ziyaret etti. Ancak PKK'nın saldırılarının
artmasının ardından bu yıl Hasankeyf turizminde büyük düşüş yaşanıyor.
Kaledeki kafeteryada çalışan Rüstem Ayhan, "Geçen iki yıl çok turist
geldi. Biz de ilçemizin değerini gördük. Buradaki tarihi yok etmek
yerine onu bütün dünyaya tanıtmamız gerekiyor. Bunlar bizim
değerlerimiz, zenginliğimiz" diyor.
Hasankeyf Belediye Başkanı
Abdulvahap Kusen, "20 yıl önce Kapadokya'yı da kimse
bilmiyordu. Şimdi bütün dünyadan turist gidiyor. Hasankeyf de bir süre
sonra bir turizm merkezi olabilir. Türkiye barajdan çok daha fazlasını
kazanır" diye konuşuyor.
Radikal gazetesi
15 eylül 2006