Prof. Dr. Abdüsselam Uluçam'ın Hasankeyf kazılarıyla ilgili bazı açıklamaları...


Profesörün Hasankeyf feryadı

Batman da 1. Düzenlenen Tarih, Çevre ve Kültür sempozyumun kapanış bildirgesinde söz alan Hasankeyf kazıları Başkanı Prof. Dr. Abdulselam Uluçam Antik kent Hasankeyf tarihini ve insanına sahip çıkılmadığını anlattı.

Yılmaz Ekinci`nin haberi

BATMAN- 32. Turizm haftası etkinlikleri kapsamında Batman"da yapılan Uluslar arası 1. Batman Tarih, Çevre ve Kültür sempozyumunun sonuç bildirgesinde söz alan Batman Antik kent Hasankeyf kazıları başkanı ve Konya Selçuk Üniversitesi Öğretim görevlisi Prof. Dr. Abdulselam Uluçam Kültür ve Turizm Bakanlığının 2860 sayılı kanununda yakınarak bu kanunla insan faktörünün düşünülmediğini söyledi. Tüm dünya tarafından Hasankeyf tanınıyor herkes gelip gidiyor ve Hasankeyf adını kullanıyor diyen Uluçam ancak kimsenin Hasankeyf İnsanını düşünmediğini ileri sürdü.

2860 SAYILI YASA İLE İNSAN FAKTÖRÜ
DÜŞÜNÜLMEDEN DÜZENLENMİŞ

Hasankeyf kazıları başkanı Prof. Dr. Abdulselam Uluçam Hasankeyf için bir baraj olayı söz konusudur. Bu da Hasankeyf"i yakından ilgilendiriyor. Bu çalışma alanların içinde Hasankeyf"in ayrı ayrı bir yeri vardır. Kültür varlığı bir yana üzerinde yaşayan insanlar vardır. Kazı alanları içinde değil Hasankeyf"in içinde yaşıyorlar. Bütün bunların yanında maalesef Kültür ve Turizm Bakanlığının uhdesinde bulunan tabiat varlıkları ile ilgili özel olarak çıkarılmış ve büyük donanımlara sahip 2860 sayılı Kültür ve Tabiat varlıkları yasası insan faktörünü göz önüne almadan düzenlenmiş. Yıllardır içinde yer aldığım Arkeolojik kazılarda danışma kurullarında bunu hep gördük ve her zaman dile getirdik diyen Prof. Dr. Abdulselam Uluçam çıkarılan yasada insan faktörüne yer verilmediğinden yakındı.

HASANKEYFLİLER 2860 SAYILI YASA İLE
İŞGALCİ OLARAK YERLERİNDEN EDİNDİLER

Her şeyin insan için olduğun dile getiren Uluçam "Bu bakımdan tabiat varlıkları içinde yaşayan insanlar aç ise, sefalet içinde ise tabiat varlıklarını ne kıymeti vardır dedi. Uluçam "Burada Hasankeyf halkının içinde bulunduğu durumdan söz etmek için söz aldım. Hasankeyf Halkı çok yakın zamanda yasal bir kararla karşı karşıyadır. Hasankeyf"te yaşayıp ta yasal sürece uymadan, ya da yasal prosedüre uymadan orada birkaç işletmeci vardır. Bunların çoğu garip, işsiz gerçekten yoksul insanlardır. Bunlar 2860 sayılı yasa kapsamından dolayı işgalcilikle yerlerinden edindiler ve bir türlü geri dönemiyorlar. Buna çözüm bulmamız gerekir" şeklinde konuşan Uluçam konuşmasına şöyle devam etti.

HERKES HASANKEYF ADINI KULLANIYOR AMA
HASANKEYFLİYE SAHİP ÇIKAN YOK

Uluslar arası boyutta Hasankeyf her gün gündemde olduğunu belirten kazı başkanı Abdulselam Uluçam "Hasankeyf"in Kültürel varlığı sular altında kalacak diye kıyametler kopuyor. Bölge insanı ile anket yapıldı deniliyor. Hasankeyf insanı şunu diyor bunu diyor. Ben şahsen buna inanmıyorum. Hasankeyf"in Kültür varlığı yok oluyor kimsenin umurunda değil. Herkes Hasankeyf"in adını kullanıyor. Yerlisi yabancısı Hasankeyf"in adını kullanıyor. Kimse Hasankeyf insanını düşünmüyor. Hasankeyf insanı gene aç, gene çaresiz ama herkes onu kullanıyor. Herkes gelip ziyaret edip gidiyor ve Hasankeyf o hali ile bırakılıyor. Elinden tutan yok. Bu bir sosyal bir gerçektir, kanayan bir yaradır ve bu yaraya parmak basmak lazım. Eğer Hasankeyf insanını kurtarmak istiyorsak insaflı ve dürüst davranmamız lazım.

HASANKEYF"E KİMSE SAHİP ÇIKMIYOR

Hasankeyf Kültür varlığını ileri süren Prof. Uluçam "Her yerde bağırıyorum. Global ısınma Hasankeyf"e ters yankı yaptı. Sadece Hasankeyf değil bölge insanının tümünü etkiledi. Geçen sene sular dondu, borular dondu. Su boruları donuyorsa Hasankeyf tarihi taşları donmaz mı? Dondü çözüldü ve şimdi eserler dökülüyor. Buna çare bulalım diyoruz ama kimse görmüyor. Meslektaşlarım başta olmak üzere projelerden bahsediyoruz. Efendim buna uzun süreli projeler gerekiyor, deniliyor. Hasankeyf Zeynel bey türbesi yıkılıyor. Artık acil buna müdahale etmemiz lazım" dedi.

HABER 7
17 nisan 2008


Hasankeyf`in sırrı çözüldü

Ilısu Barajı`nın altında kalacak olan tarihi Hasankeyf`teki kazı çalışmalarını yürüten Prof. Uluçam`dan müthiş itiraf: Asıl kent şu anda Hasankeyfliler`in yaşadığı benim gecekondu olarak tabir ettiğim uydurma yapıların altında.

DSİ Genel Müdürlüğü ile Almanya, İsviçre ve Avusturya`dan oluşan Ilısu Konsorsiyumu arasında imzalanan Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali`nin Ticari Anlaşması, Hasankeyf`teki tarihi sırların açığa çıkmadan sular altında kalma tehlikesini beraberinde getirdi. Hasankeyf`in asıl tarihinin şu andaki yerleşim yerinin altında olması ve baraj yapımının 7 yıl gibi kısa bir sürede bitirilecek olmasından dolayı Hasankeyf`teki kazı çalışmalarının sonuçlanmadan tarihin sulara gömülmesini gündeme getirdi.

GECEKONDU EVLER

Hasankeyf kazılarına başkanlık eden Prof. Dr. Abdüsselam Uluçam, Hasankeyf`in geçmişine ışık tutacak asıl tarihinin şu anda vatandaşların ikamet ettiği meskun mahallin altında bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu:

50 YIL DAHA GEREKLİ

`Hasankeyf`te kültür tarihini ortaya çıkaracak kazı çalışmaları tıkandı. Ancak Ortaçağ`ın asıl kenti, Artukluların başkenti, Eyyübilerin büyük ticaret merkezi olan asıl kent, şu anda Hasankeyflilerin yaşadığı, benim gecekondu olarak tabir ettiğim uydurma yapıların altında bulunuyor. Yani asıl kazı çalışmaları burada gerçekleştirilecek.` Hasankeyf`in kültür tarihinin gerçek yönüyle ve gerçek boyutuyla ortaya çıkarılması için baraja bağlı kalınmadan Hasankeyflilerin şu anda yaşadığı meskenlerin mutlaka kaldırılması gerektiğini savunan Uluçam, `Hasankeyf`in gizemi halen duruyor. Asıl Hasankeyf`in tarihi halen bu evlerin altında duruyor. Onun için biran önce evler boşaltılarak istimlak edilmeli. İşte o zaman asıl asankeyf ortaya çıkacaktır` dedi. 2004 yılına kadar Hasankeyf kazılarına başkanlık yapan Prof. Dr. Oluş Arık da, Hasankeyf`in gerçek tarihine ulaşmak için en az 50 yıl gerektiğini açıklamıştı.

Bugün gazetesi;
18 ağustos 2007


Hasankeyf Taşınırsa Tuzla Buz Olur

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, antik kent Hasankeyf’i su altında bırakacak Ilısu Barajı’nın temel atma törenindeki "Hasankeyf’i taşıyacağız" açıklamasına Hasankeyf kazıları başkanı Prof. Dr. Abdulselam Uluçam’dan yanıt geldi.

Kazılara 3 yıldır başkanlık yapan Prof. Dr. Abdulselam Uluçam, gün yüzüne çıkardıkları tarihi eserlerin taşınmasının mümkün olmadığını belirterek "Bilim adamı olarak Hasankeyf’teki tarihi eserlerin taşınamayacağını söylüyorum. Önümüzdeki günlerde bilimsel kurul bu konuda kesin kararı verecek. Ama benim şahsi görüşüm, mevcut eserlerin taşınamayacağıdır. Eğer yer altındaki eserler konvanse edilirse, yani sağlamlaştırılırsa belki taşınabilir. Bu olasılık da zor gibi görünüyor. Yer altındaki eserleri kaldırdığınız an elinizde tuzla- buz olur. Bu eserler ancak gelişmiş bir teknolojiyle taşınabilir" diye konuştu. Ilısu Barajı’nın temel atma töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, "Biz bu paha biçilmez eserleri asla heba etmeyiz. Temin edilen kredinin 25 milyon Euro’sunu Hasankeyf’in kurtarılması için kullanacağız. Yeni bir Hasankeyf’i bütün eserleri farklı bir bölgeye taşıyarak yaşama geçireceğiz" demişti.

ALMAN ARKEOLOG DA TAŞIMAYA KARŞI ÇIKTI

Anadolu’nun pek çok arkeolojik alanında kazı başkanlıklarında görev yapmış olan Alman Arkeoloji Enstitüsü üyesi arkeolog Andreas Schachner de, Hasankeyf’in başka bir alana taşınmasının mümkün olmadığını söyledi. Şu anda Hattuşaş kazı başkanlığını vekaleten sürdüren Schachner, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un, "Hasankeyf’in keyfini bozmayacağım. Biz o barajı yapacağız; ama Hasankeyf’in bir tek taşı zayi olmayacak" sözlerine "Bütün kültürel yapıyı kazmak ve taşımak gibi bir imkan yok. Sadece belirli eserler taşınabilir" yanıtı verdi.

Hürriyet gazetesi
7 ağustos 2006


Hasankeyf'siz

Geçen yıl 200 kişiyle yürütülen Hasankeyf kazılarına bu yıl 3 kişiyle başlandı. Terör olayları yüzünden 1 Nisan’da başlayan kazılara katılacak olan 141 arkeolog, öğretim üyesi ve öğrenciden hiçbiri bölgeye gelmedi.

Doğu ve Güneydoğu’da çıkan olaylar, Batman’ın Hasankeyf ilçesindeki kazıları da vurdu. 1 Nisan’da başlayan kazılara katılacak olan 141 arkeolog, öğretim üyesi ve öğrenciden hiçbiri gelmedi. Geçen yıl 200 kişiyle yürütülen kazılara, 2’si Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan biri Dicle Üniversitesi’nden 3 kişiyle başlandı. Kazı Başkanı Prof. Dr. Abdülselam Uluçam, gelmeleri planlanan kişilerin güvenlik endişesiyle kazılarda çalışmak istemediklerini söyledi. Hasankeyf’te bu yıl kazılara erken başlandı. Kazılarda Gazi ve Selçuk üniversitelerinden 38 öğretim görevlisi ve arkeolog ile 103 üniversite öğrencisinin görev alacağı bildirildi. Ancak, kazılar 1 Nisan’da başlamasına rağmen, Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan olaylar nedeniyle 141 kişiden hiçbiri gelmedi.

Ürktüler

Kazı başkanı Selçuk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdülselam Uluçam, öğretim görevlileri, arkeologlar ve öğrencilerin bölgeye gelmekten ürktüklerini belirterek, "Kültür ve Turizm Bakanlığı, yaklaşık 7 ay sürecek kazılara bu yıl 1.5 trilyon liralık ödenek çıkardı. Kazılara Gazi ve Selçuk üniversitelerinden öğretim görevlileri ve öğrenciler ile arkeologlardan oluşan 141 kişiyle başlayacaktık. Ancak, geçen hafta yaşanan bazı olaylar yüzünden, ekibimize katmayı planladığımız kişiler maalesef gelmedi. Onları ne kadar ikna etmeye çalıştıysak da başaramadık. Oysa Hasankeyf çok sakin bir yer ama, onlar Güneydoğu’ya gelmekten ürküyorlar" dedi.

Prof. Dr. Uluçam, "Diyarbakır Dicle, Van Yüzüncü Yıl ve Erzurum Atatürk üniversitelerinden öğretim görevlileri ile öğrencileri Hasankeyf kazılarına davet edeceğiz. Ayrıca 40 işçiyi de kaledeki kazı çalışmalarında görevlendireceğiz. Ekibi bir ay içinde toplamaya çalışacağız. Oysa geçen yıl 200’ü aşkın bir ekiple son yılların en büyük kazı dönemini geçirmiştik" dedi.

Sadakat kampanyası

Dicle üzerinde yapımı devam eden Ilısu Barajı suları altında kalacak Hasankeyf’in kurtarılması için "Hasankeyf’e Sadakat İmza At" sloganıyla kampanya başlatıldı. Atlas Dergisi’nce başlatılan imza kampanyasında, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin yanı sıra projeye mali destek sağlayan Almanya, Avusturya ve İsviçre hükümetlerine çağrıda bulunuluyor.

"Ilısu Barajı’nın, Hasankeyf ile birlikte vadideki çok sayıda tarihi ve arkeolojik değer ile çok sayıda canlının yaşam alanını sular altında bırakacağı" görüşünden hareketle başlatılan kampanyada, kültür, tarih ve çevreye saygılı vatandaşlardan www.hasankeyfesadakat.com adresinden ulaşılabilen talep metnini, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel ve İsviçre Başbakanı Moritz Leuenberger’e iletilmek üzere imzalanması isteniyor.

Hürriyet gazetesi
4 nisan 2006


Hasankeyf'te Mesai Var

Ilısu Barajı'nın yapılmasıyla sular altında kalacak olan Hasankeyf'te, kazı çalışmalarına hız verildi. Eskiden haziranda başlatılan kazılar bu yıl mayıs ayında başlayacak.
Batman'ın tarihi ilçesi için geri sayım başladı. Hasankeyf Arkeolojik Kazı Başkanı ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Abdusselam Uluçam, altı yılda bitmesi gereken kazı çalışmaları için bu yıl erken işe başlayacaklarını açıkladı. Uluçam, "Kazı ve sondaj hazırlıklarına martta başladık. Hasankeyf'in yeni yerinin altyapısı ve topografiyi değerlendirmek için yöneltilen güzergâhlarda inceleme yapacağız" dedi.

Koç: Yeni bir konsept

Dün Hasankeyf'i gezen Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç ise "Hasankeyf için tarihi dokusunu bozmayan bir konsept geliştireceğiz. Ama önce yeraltı hazinelerini çıkaracağız" diye konuştu. Koç, ilçe turu sırasında kendisine bir demet nergis veren vatandaşa, "Hasankeyf, daima keyifli olacak" dedi. DSİ'den verilen bilgiye göre baraj gövdesi ve tünellerin inşaatı üç Türk ve bir Alman firma tarafından yedi yılda tamamlanacak.
 

Radikal gazetesi
11 mart 2005


Hasankeyf’te Kazılara Ödenek Engeli

Batman’ın Hasankeyf ilçesindeki tarihi eserlerin günyüzüne çıkarılması amacıyla düzelenenen kazıların bu yılki bölümüne, bir türlü başlanamadı.

1 Haziran’da başlaması gereken kazıların, ödeneğin kazı ekibinin hesabına aktarılmaması nedeniyle başlanamadığı öne sürüldü.

Geçen yıl Prof.Dr AbdÜsselam Uluçam ve ekibine devredilen Hasankeyf’teki kazıların bu yılki bölümünün, 1 Haziran’da başlaması gerekiyordu. Ancak kazılara, ayın ortasına gelinmesine rağmen hala başlanamadı.

Geçen 15 Temmuz’da başlanan kazı çalışmalarının bu yıl çok yönlü sürdürüleceği belirtildi. Kazılar bu yıl Zeynelbey Türbesi, Menzil Külliyesi ve içkaledeki Büyük saray çevresinde yapılacak. Ancak, 20 kişilik bilim kurulu ve 186 öğrencinin katılacğı kazılar bir türlü başlamadı.

Kazıların başlamamasınını nedeninin ise, ödeneğin ekibin hesabına aktarılmaması olduğu öne sürülüdü. Ekip, kazılara başlamak için, yaklaşık 1.5 trilyon tutarındaki ödeneği bekliyor.

Kazı çalışmalarının gecikmesinden en çok, ekipte çalışan ilçe sakinleri şikayetçi. İlçe sakinleri, kazı boyunca ekiple çalışarak, kazandıkları parayla ailelerini geçindirdiklerin belirterek, kazıların biran önce başlamasını bekliyor. İlk defa 1985 yılında başlanan ve 1991 yılında, güvenlik nedeniyle ara verilen kazılar, 1998’de yeniden başlamıştı.

Haber: NTV-MSNBC
15 haziran 2005


Hasankeyf İçin 25 Yıl Gerekli

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulselam Uluçam, Hasankeyf’in gerçek tarihinin ortaya çıkarılması için 25 yıla ihtiyaç olduğunu söyledi.

Batman’ın tarihi Hasankeyf İlçesi’ndeki kazı ekibinin başkanlığını da yürüten Prof. Dr. Uluçam, yapılan kazılarda, bölgedeki en büyük külliyelerden birinin ortaya çıkarıldığını belirterek, bu külliyenin, Cizre-Diyarbakır arasındaki en önemli külliye olduğunu bildirdi.

Külliyenin ön kısmında bir medrese, hemen yanında ise küçük bir mescit bulunduğunu ifade eden Uluçam, şunları kaydetti: “Mescit, Akkoyunlu döneminden kalmadır. Güneydoğu köşesinde eyvanlı bir zaviye, doğuya doğru bir kervansaray eklenmiş. Karşı tarafında ise eski bir çarşının izlerine rastladık. Menzil külliyelerini adını verdiğimiz Hasankeyf girişindeki bu külliyenin, tarihi İpekyolu’nun Diyarbakır-Cizre arasındaki en büyük külliyesi olduğuna inanıyoruz. Bu külliyeyi, kervanların dinlendiği, mola verdiği büyük bir site olarak düşünebiliriz.”

Kazı çalışmalarında Osmanlı, Eyyübi ve Artuklu dönemine ait bulguları üst üste görmenin mümkün olduğunu belirten Uluçam, “Hasankeyf’teki İslami tarihin gün ışığına çıkarılması için 10 yıllık zamana ihtiyaç var. Hasankeyf’in gerçek tarihinin gün ışığına çıkarılması için ise 25 yıla ihtiyaç var” diye konuştu.

Haber: NTV-MSNBC
12 ağustos 2004