Doğa Derneği'nin Hasankeyf'li ilgili
tüm etkinliklerinden haberler
Doğa Derneği ile Hasankeyf
Belediyesi'nin düzenlendiği "Uluslararası, Barajsız
Hasankeyf'i Arama Konferansı"
ile ilgili haberler için lütfen
tıklayınız.
Hasankeyf için Erdoğan'a 60 bin e-posta
Doğa Derneğinin, Ilısu
Barajı çalışmalarının durdurulması ve Hasankeyf'in UNESCO
Dünya Mirası ilan edilmesi için başlattığı kampanya kapsamında
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a 60 bin elektronik posta
gönderildi.
Doğa Derneği Yönetim Kurulu
Başkanı Güven Eken, kampanyayı geçen sene başlattıklarını ve
ilk aşamada amacına ulaştığını belirtti.
Ilısu Barajı için uluslararası konsorsiyumun projeden
desteğini çektiğini anımsatan Eken, Türkiye'de projeye destek
veren iki yerli bankaya da projeden çekilmeleri yönünde
görüşmelerde bulunduklarını anlattı.
Elektronik posta kampanyasının geçen sene başladığını belirten
Eken, "Türkiye'nin dört bir yanından insanlar katılıyor. 60
bin kişiyi geçti destekçi sayısı. Projeye Yaşar Kemal, Orhan
Pamuk, Sezen Aksu, Tarkan, Orhan Gencebay, Okan Bayülgen gibi
önemli isimler de destek veriyor. Projeyle ilk hedefimize
ulaştık. İlk amacımız Avrupa ülkelerinin projeden çıkmasıydı,
yabancılar finans desteğini çekti. Ancak Ilısu Barajı projesi
durdurulmadığından kampanya devam ediyor. Taleplerimizi içerin
elektronik postalarımızı gönderdik, yanıt bekliyoruz.
Önümüzdeki aylarda çalışmalarımız daha da hızlanacak" dedi.
"Dünya mirası listesinde yer almalı"
Hasankeyf'in UNESCO dünya mirası listesine alınması için
gerekli olan 10 kriterden 9'unu karşılayan dünyadaki "tek
bölge" olduğunu savunan Eken, "Mısır'daki piramitler UNESCO
Dünya Mirası listesi için gerekli kriterlerden 4'ünü
sağlarken, Hasankeyf 9 kriteri taşıyor. Bu nedenle UNESCO
Dünya Mirası ilan edilmesi gereken bir yer ama şimdiye kadar
böyle bir girişim yok" dedi.
Eken, Hasankeyf'in "kurtarılması" ve dünya mirası listesine
alınması için 11 Nisanda iki günlük bir konferans
düzenleneceğini belirterek, bu konferansa çeşitli ülkelerden
uzmanların da ilçeye geleceğini kaydetti.
Bu çalışmanın Hasankeyf'in dünya mirası olması için ilk
bilimsel çalışma olacağını dile getiren Eken, Ilısu Barajı'nın
yapımı durdurulana ve Hasankeyf dünya mirası ilan edilinceye
kadar çalışmalarını sürdüreceklerini sözlerine ekledi.
02.04.2010
Doğa
Derneği’nden Garanti Bankası
Önünde Hasankeyf Protestosu
Hasankeyf ve Dicle
Vadisi’nin yok olmasına neden olacak Ilısu baraj projesine
kredi vermesi sözkonusu olan Akbank ve Garanti Bankası’na
karşı Doğa Derneği ülke çapında bir kampanya başlattı.
Kampanya kapsamında bugün Doğa Derneği Garanti Bankası Genel
Müdürlüğü önünde bir Hasankeyf protestosu gerçekleştirdi.
Protestoda Hasankeyf kampanyasının maskotu Kaplumbağa Rafet,
Doğa Derneği Başkanı Güven Eken ve Hasankeyfli Rüstem Ayhan
yer aldı.
Doğa Derneği’nin protesto için hazırlamış olduğu pankartta
Kaplumbağa Rafet tahtaya yazmış olduğu sınav sorusunda
“Garanti Bankası Hasankeyf’i yok edecek krediyi verir mi” diye
sordu.
Doğa Derneği, geçtiğimiz haftalarda Garanti Bankası’nın üst
düzey yetkilileri ile görüşerek Hasankeyf’in de içinde
bulunduğu Dicle Vadisi’nin Türkiye’nin ve dünyanın en önemli
kültür ve doğa miraslarından biri olduğunu hatırlatmıştı.
Türkiye’nin doğal ve kültür mirasına olan sorumluluğun her
şeyden önce geldiğini ileten Doğa Derneği, bankadan Ilısu
baraj projesinden çekilmelerini talep etmişti. Garanti, Doğa
Derneği’nin bu talebine henüz olumlu yanıt vermedi.
Doğa Derneği Başkanı Güven Eken protesto sırasında yaptığı
açıklamada “Doğa için Garanti” diyerek “Çevreci Bonus”
kartıyla doğaya olan duyarlılığını öne çıkaran Garanti
Bankası’nın bu sınavda yapacağı tercih, Hasankeyf ve Türkiye
doğasının geleceği için belirleyici olacak” dedi.
Güven Eken açıklamasına şöyle devam etti: “Garanti’nin kamuoyu
önündeki bu sınavda doğru tercihi yapmalarını bekliyoruz. Eğer
tercihi Ilısu baraj projesine kredi vermekten yana olursa,
bankanın doğa ve kültürü aslında sadece birer reklam malzemesi
olarak kullandığını kabul etmek zorunda kalacağız.”
“Doğa Derneği, her iki bankaya da Avrupa kredi kuruluşlarının
projeden çekildiklerini hatırlatıyor ve Garanti Bankası ile
Akbank’ı diğer ilkeli kuruluşlar gibi Ilısu projesinden
çekilerek Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Mirası
ilan edilmesine destek vermeye çağırıyor.”
Protestoya katılan Hasankeyfli Rüstem Ayhan ise, “Garanti
Bankası’nın Ilısu Barajına destek verdiğini öğrendik.
Hasankeyf’i sular altında bırakacak bu barajı hiçbir koşulda
istemiyoruz. Hasankeyf’e gelmeden, bize sormadan ve buradaki
değerleri anlamadan aldığınız bu karar bankanız için büyük bir
hatadır. Biz, vadimizde binlerce yıldır süregelen yaşamın yok
olmasına değil yaşamasına destek olmanızı bekliyoruz” dedi.
Ayhan, protestodan sonra Hasankeyfliler adına yazdığı mektubu
Garanti Bankası yöneticilerine sundu.
Basın açıklamasını izlemek için>>
http://www.dogadernegi.org/index.php?sayfa=hasankeyf-videolar
Doğa Derneği’nden Akbank ve
Garanti Bankası’na çağrı: Hasankeyf’in yok edilmesine kredi
vermeyin
4 Ocak 2010, İstanbul -
Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlu, Ilısu baraj projesinin hayata geçirilmesi için
gerekli krediyi aralarında Garanti Bankası ve Akbank’ın da
bulunduğu yerli bankalardan temin etmeye çalışmaktadır. Doğa
Derneği, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’ne yönelik bu endişe verici
gelişmeyi kamuoyuna duyurur.
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, geçtiğimiz hafta
içinde Ilısu baraj projesi hakkında yaptığı açıklamada eksik
finansmanın Türkiye’deki büyük bankalardan karşılanacağını
belirtmiş ve Hükümetin bu bankalar ile Ocak ayı içersinde
anlaşma imzalamayı umduğunu açıklamıştı.
Doğa Derneği, geçtiğimiz Kasım ayında her iki bankaya bir
yazı göndererek Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle
Vadisi’nin Türkiye’nin ve dünyanın en önemli kültür ve doğa
miraslarından biri olduğunu hatırlatmıştı. Doğa Derneği aynı
yazıda bankaların Ilısu baraj projesine finansman
sağlamamalarını talep etmişti (1). Ancak ne Garanti Bankası,
ne de Akbank bugüne kadar konuyla ilgili herhangi bir
açıklamada bulunmadı.
Doğa Derneği Başkanı Güven Eken yaptığı açıklamada
“Hasankeyf ve Dicle Vadisi, UNESCO dünya mirası kriterlerinin
onda dokuzuna uyan dünyadaki tek doğa ve kültür mirasıdır.
Cevre koruma projelerine desteği ile tanınan Garanti Bankası
ile Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne (Global
Compact) imza atan Akbank’ın bu dünya mirasını yok edecek olan
Ilısu baraj projesini desteklemelerinin hiçbir nedeni olamaz.
Doğa Derneği, her iki bankadan da, kamuoyunda büyük bir
hassasiyet yaratmış olan Ilısu baraj projesi konusunda
rahatlatıcı birer açıklama bekmektedir” dedi.
Eken sözlerine şöyle devam etti: “Yeşil Atlas başta olmak
üzere Garanti Bankası’nın desteklediği pek çok çalışmada Ilısu
ve diğer büyük baraj projelerinin doğaya verdiği zararlar
belgelerle ortaya konmuştur (2). Akbank ise Birleşmiş
Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni (3) imzalamıştır. On
maddelik bu sözleşmenin üç maddesi çevreyle ve doğayla
ilgilidir. Bu maddeler okunduğunda sözleşmeye imza atan bir
şirketin Ilısu barajı gibi bir projenin içinde bulunamayacağı
net olarak anlaşılabilir.”
Eken, “Önce Dünya Bankası, ardından da Avrupa’daki yatırım
bankaları doğaya ciddi zararlar verecek olan bu projeden
çekilmişlerdir (4). Bu durum, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin
Bakan Eroğlu’nun iddia ettiği gibi korunamayacağının en somut
kanıtıdır. Bu nedenle, Türkiye’deki milyonlarca kişinin
yatırımlarını elinde tutan Akbank ve Garanti Bankası’ndan da
aynı hassasiyeti göstermelerini talep ediyoruz” diyerek
sözlerine son verdi.
Doğa Derneği Hükümete yaptığı çağrıyı yenileyerek Hasankeyf
ve Dicle Vadisi’nin Dünya Kültür Mirası listesine dahil
edilmesi için bir an önce UNESCO’ya başvurulmasını talep etti.
Daha fazla bilgi için:
Yücel Sönmez, Doğa Derneği Kurumsal İletişim Koordinatörü
e-posta: yucel.sonmez@dogadernegi.org
Tel: 0216 462 2724 / 0549 860 27 64
www.dogadernegi.org
Editore Notlar:
1) Doğa Derneği’nin Garanti Bankası ve Akbank’a göndermiş
olduğu mektupların örneği.
2) Garanti Bankası, on yılı aşkın süredir Türkiye’de
doğayla ilgili temel referanslardan biri olarak kabul edilen
Yeşil Atlas dergisinin destekçisidir.
3) Global Compact (Küresel İlkeler Sözleşmesi): Şirketlerin
insan hakları, çalışma koşulları, çevre ve temiz toplumla
ilgili evrensel ilkelere olan bağlılığını ilan ettiği Küresel
İlkeler Sözleşmesi sosyal sorumluluğun dünya çapındaki en
önemli belgesi olarak kabul edilmektedir. Küresel İlkeler
Sözleşmesi’ni imzalayan şirketler ve diğer özel kuruluşlar,
aşağıda açıklanan amaçları ve değerleri kendi kurumsal
ilkelerine dahil etmeyi üstlenmektedir:
İnsan Hakları 1. Etki alanları içinde evrensel insan
haklarının korunmasına destek ve saygı gösterilmesi 2. Kendi
kuruluşlarının insan hakları ihlaline karışmamış olmalarının
sağlanması
Çalışma Standartları 3. Örgütlenme özgürlüğü ve toplu
sözlesme haklarının etkin bir şekilde tanınması 4. Her türlü
zorlayıcı ve baskı altında çalıştırmanın engellenmesi 5. Çocuk
isçiliğinin etkin bir şekilde önüne geçilmesi 6. İşe alma ve
çalışma süreçlerinde ayırımcılığın önlenmesi.
Çevre 7. Çevre ile ilgili konularda, zarar oluşmadan
önleyici yaklaşımın desteklenmesi 8. Daha etkin bir çevre
sorumluluğunun yaygınlaştırılması için girişimde bulunulması
9. Çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesi ve
yaygınlaştırılmasının özendirilmesi
Yolsuzlukla Mücadele 10. Şirketler her türlü yolsuzluk,
haraç ve rüşvet olayları ile mücadele etmelidir.
4) 2007 Mart ayında Alman, Avusturyalı ve İsviçreli kredi
kuruluşları ile Türkiye Hükümeti arasında projenin kredisini
garanti altına alan bir anlaşma imzaladı. Kredi kuruluşları,
uluslar arası baskılar nedeniyle bu anlaşmayı 153 şarta
bağladı. Bu şartlar kredi kurumları tarafından atanan uluslar
arası 15 kişilik bilirkişi kurulu tarafından biyolojik
çeşitlilik, kültürel miras ve yeniden yerleşim alanlarında
denetlendi. Türkiye bu 153 şartın hemen hiçbirini tam olarak
yerine getiremediği için Avrupa ülkeleri Temmuz 2009’da
projeden çekildiklerini açıkladı.
Garanti Bankası ve Akbank’ın Doğa
ve Uygarlık Sınavı Başlıyor
Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin yok olmasına neden olacak Ilısu
baraj projesine kredi vermesi sözkonusu olan Akbank ve Garanti
Bankası’na karşı Doğa Derneği bugün ülke çapında bir kampanya
başlattı.
Doğa Derneği’nin hazırlamış olduğu ilanlarda Hasankeyf Yok
Olmasın Kampanyası’nın maskotu Kaplumbağa Rafet tahtaya yazmış
olduğu sınav sorusunda “Garanti Bankası ve Akbank Hasankeyf’i
yok edecek krediyi verir mi” diye soruyor.
Doğa Derneği, geçtiğimiz haftalarda her iki bankanın da üst
düzey yetkilileri ile görüşerek Hasankeyf’in de içinde
bulunduğu Dicle Vadisi’nin Türkiye’nin ve dünyanın en önemli
kültür ve doğa miraslarından biri olduğunu hatırlattı. Her iki
kuruma da Türkiye’nin doğal ve kültür mirasına olan
sorumluluğun her şeyden önce geldiğini ileten Doğa Derneği,
bankalardan Ilısu baraj projesinden çekilmelerini talep etti.
Garanti ve Akbank, Doğa Derneği’nin bu talebine henüz olumlu
yanıt vermedi.
Doğa Derneği Başkanı Güven Eken “Doğa için Garanti” diyerek
“Çevreci Bonus” kartıyla doğaya olan duyarlılığını öne çıkaran
Garanti Bankası ve Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (1) çevre
dahil olmak üzere tüm standartlarını kabul eden Akbank’ın bu
sınavda yapacağı tercih, Hasankeyf ve Türkiye doğasının
geleceği için belirleyici olacak” dedi.
Güven Eken açıklamasına şöyle devam etti: “Akbank ve
Garanti’nin kamuoyu önündeki bu sınavda doğru tercihi
yapmalarını bekliyoruz. Eğer tercihleri Ilısu baraj projesine
kredi vermekten yana olursa, her iki bankanın da doğa ve
kültürü aslında sadece birer reklam malzemesi olarak
kullandıklarını kabul etmek zorunda kalacağız.”
“Doğa Derneği, her iki bankaya da Avrupa kredi kuruluşlarının
projeden çekildiklerini hatırlatıyor ve Garanti Bankası ile
Akbank’ı diğer ilkeli kuruluşlar gibi Ilısu projesinden
çekilerek Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Mirası
ilan edilmesine destek vermeye çağırıyor.”
Güven Eken sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin doğası ve
kültür mirasını Avrupalı kredi kuruluşlarının Türkiye’nin iki
öncü bankasından daha fazla önemsediklerini düşünmek
istemiyoruz. Garanti ve Akbank bu tarihi sınavı umarız
başarıyla geçer.”
Dünya Ilısu
Barajı'nı Terketti. Sıra Türkiye'de.
Almanya, Avusturya ve İsviçre
Ilısu Barajı’na olan kredi garanti desteğini geri dönüşsüz olarak
çektiğini açıkladı. Bugün saat 10:00’da üç ülke adına yapılan yazılı
açıklamada Türkiye’nin kredi koşullarını sağlamakta kısmi gelişme
kaydetmekle birlikte, bu gelişmenin kredi vermek için yeterli olmadığı
belirtildi.
Üç ülke daha önce Aralık ayında Türkiye’nin gerekli koşulları
sağlamadığı gerekçesiyle krediyi askıya alarak Türkiye’ye 180 günlük
süre tanımıştı. Bu süre 6 Temmuz 2009 itibari ile doldu. Bu süreye
kadar yapılan bağımsız bir komitenin bilimsel raporları, Türkiye’nin
başta doğanın ve kültürün korunması ile ilgili kriterler olmak üzere
pek çok koşulu yerine getirmekten uzak olduğunu, bu nedenle Ilısu
Barajı’nın bölgeye yarardan çok zarar getireceğini ortaya koydu. Sonuç
olarak üç ülke iki yıl önce imzaladıkları kredi anlaşmasını tek
taraflı olarak feshetti.
Konu hakkında açıklama yapan Doğa Derneği Kampanya Koordinatörü Erkut
Ertürk, Avrupa ülkelerinin verdiği kararın gecikmiş bir karar olduğuna
dikkat çekerek, “Ilısu Barajı’nı yapacak konsorsiyumun bir kez daha
dağılmış olması, Ilısu projesinin baştan yanlış tasarlanmış bir fikir
olduğunu bir kez daha kanıtlanıyor. Artık bu kadar bilimsel ve teknik
veri varken Türkiye’nin bu barajın yapımında ısrar etmesi mümkün
değildir. Talebimiz, Türkiye’nin de bir an önce bu projeyi
durdurmasıdır ve Hasankeyf’i UNESCO Dünya Mirası listesine dahil
etmesidir” dedi.
Doğa Derneği Başkanı Güven Eken yaptığı açıklamada “Avrupa, Tarkan,
Orhan Gencebay, Orhan Pamuk, Yaşar Kemal ve Sezen Aksu gibi fikir
önderlerinin ve 100 bine yakın insanın sesini duymuştur. Doğa
Derneği’nin Hasankeyf’in yok edilmesine olan itirazı Türkiye’de ve
dünyada büyük destek bularak kamu vicdanını harekete geçirmiştir. Doğa
Derneği, bundan sonra atılabilecek en doğru adımın Başbakan Tayyip
Erdoğan tarafından Türkiye’nin doğa ve kültür mirasının korunması için
bağımsız bir ulusal komisyon kurması ve Hasankeyf konusunun bu
komisyon tarafından çözülmesi gerektiğini savunmaktadır. Tüm
Türkiye’yi Doğa Derneği ve Atlas Dergisinin ortaklaşa yürüttüğü
Hasankeyf’e Sadakat imza kampanyasına katılmaya çağırıyoruz. Doğa
Derneği’nin kampanyası Türkiye Ilısu Barajı’ndan vazgeçene kadar
sürecek” dedi.
07.07.2009
http://www.dogadernegi.org
Sezen
Aksu’dan Hasankeyf İçin İmza
Doğa Derneği ve Atlas Dergisi
tarafından Hasankeyf için başlatılan uluslararası imza kampanyasına
destek her geçen gün büyüyor. Tarkan, Orhan Gencebay ve Orhan Pamuk ve
Yaşar Kemal’den sonra Sezen Aksu da, Hasankeyf’in de içinde bulunduğu
Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Miras Alanı olarak ilan edilmesini talep
eden dilekçeyi imzaladı. Aksu’nun da imzaladığı dilekçe Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Almanya Başbakanı Angela Merkel’e,
Avusturya Başbakanı Werner Faymann’a ve İsviçre Başbakanı Hans-Rudolf
Merz’e iletilecek.
Sezen Aksu’nun imzaladığı dilekçede, Hasankeyf’in en az 10 bin yıllık
geçmişi ve küresel ölçekte nesli tehlike altındaki canlı türleri ile
UNESCO’nun 10 dünya mirası kriterinden 9’unu karşılayan insanlığın
sahip olduğu en eski kentlerden birisi olduğuna dikkat çekiliyor.
Kampanyaya çok kısa sürede Sezen Aksu’nun yanında 20 bin kişinin imza
attığını belirten Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, yaptığı açıklamada
Hasankeyf’in evrensel değere sahip bir doğa ve kültür mirası olduğuna
dikkat çekti.
Eken, Hasankeyf’le ilgili son gelişmeler hakkında şunları
söyledi:“Tarkan, Orhan Gencebay, Orhan Pamuk, Yaşar Kemal ve Sezen
Aksu gibi fikir önderlerinin Hasankeyf için imza atmaları tesadüfi bir
gelişme değil. Bu birlikteliğin ortak paydası, Hasankeyf’in insanlığın
önünde duran evrensel bir sınav olması. Bu nedenle, Doğa Derneği’nin
Hasankeyf’in yok edilmesine olan itirazı büyük destek buluyor ve
çözümsüz bir karşı çıkış olmak yerine kamu vicdanını Hasankeyf’in
UNESCO Dünya Mirası olabilmesi için harekete geçiriyor. Oluşan sivil
hareket, bu kampayaya katılan tüm kişi ve kurumlar için bir insanlık
görevi. Tüm Türkiye’yi Doğa Derneği ve Atlas dergisinin ortaklaşa
yürüttüğü Hasankeyf’e Sadakat imza kampanyasına katılmaya
çağırıyoruz”.
03.07.2009
www.hasankeyfesadakat.com
Hasankeyf
İçin Mankenli Protesto
Doğa Derneği, Hasankeyf ve
Dicle Vadisi’ni yok edecek Ilısu Barajı’nda ısrar eden Türkiye,
Avusturya ve İsviçre’yi bu ülkeleri temsil eden mankenlerin kafasını
Hasankeyf’te Dicle’nin sularına gömerek protesto etti. Yapılan
açıklamada, UNESCO’nun 10 dünya mirası kriterinden 9’unu karşılayan
Hasankeyf ve Dicle Vadisi’ni yok edecek Ilısu Barajı’nda ısrar eden
ülkelerin kafalarını suyun içinden çıkararak Hasankeyf’e hak ettiği
evrensel değeri vermeleri talep edildi. Ilısu projesinin hiçbir
uluslararası standardı karşılamadığı gerekçesiyle önceki hafta Alman
basınında Almanya’nın projeden desteğini çekeceği haberleri yer aldı
ve bu haberler yetkililer tarafından tekzip edilmedi.
Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin doğal ve kültürel değerini ortaya koyan
bilimsel raporlara karşın Türkiye ile birlikte İsviçre ve
Avusturya’nın gerçekleri görmezden gelmeye devam ettiğini belirten
Hasankeyf Kampanya Koordinatörü Erkut Ertürk, “Bu ülkelerin de artık
kafalarını suyun içinden çıkararak Hasankeyf’e başka bir gözle
bakmalarını ve Hasankeyf’in de içinde yer aldığı Dicle Vadisi’nin
değerini görmelerini istiyoruz” dedi.
Piramitlerin 3 kriterle, Çin Seddi’nin 5 kriterle, Taç Mahal’in 1
kriterle UNESCO Dünya Miras Alanı listesine girdiğinin altını çizen
Ertürk, “En az 10 bin yıllık geçmişi ve küresel ölçekte nesli tehlike
altındaki canlı türleri ile dünyanın en özel alanlarından biri olan
Hasankeyf karşıladığı 9 kriterle bu listeye girerek tüm dünya için
cazibe merkezi olmayı fazlasıyla hak ediyor. Türkiye bu eski projeyi
uygulama inadından vazgeçmeli ve var olduğu günden bugüne ayakta duran
Hasankeyf ve Dicle Vadisi’ni koruyup, gelecek nesillere aktararak,
uluslararası bir ilke imza atmalıdır ” diye konuştu.
Fotograf: Sedat Mehder
30.06.2009
Almanya Ilısu
Barajı'ndan Çekildi
Frankfurter Rundschau
Gazetesi’nden yapılan son dakika açıklamasına göre, Türkiye kredi
koşulları yerine getirmediği için Almanya'nın Ilısu Barajı'ndan
çekildiğini açıkladı ve Türkiye saati ile 16.30’a kadar Alman hükümeti
haberi yalanlamadı.
Hasankeyf için destek veren Tarkan, Orhan Gencebay, Orhan Pamuk ve
Yaşar Kemal'in de yer aldığı haberde, Almanya'daki ilgili
bakanlıkların yaptıkları toplantı sonucu Ilısu Barajı'ndan çekilme
kararı aldıkları belirtildi. Kredi koşullarını denetleyen komitenin
Türkiye’ye yaptıkları ziyaretin sonunda projenin uluslar arası
standartlardan çok uzak olduğu ortaya çıktı.
Doğa Derneği kampanya koordinatörü Erkut Ertürk “Kredi kuruluşları,
Ilısu Barajı’na kredi verebilmek için, Türkiye Hükümetinin uygulaması
gereken 153 şart belirlemişti. Zaman içerisinde bu şartların
gerçekleştirilemeyeceği, Hasankeyf'in başka bir yere taşınamayacağı
Avrupa tarafından da anlaşıldı. Biz de Türkiye Hükümetinden, bu
yanlıştan derhal vazgeçerek Hasankeyf ve Dicle Vadisi'nin UNESCO Dünya
Mirası Listesine dâhil edilmesi için yaptığımız çağrıyı bir kez daha
yineliyoruz” dedi.
Doğa Derneği Başkanı Güven Eken ise “Hasankeyf Yok Olmasın kampanyası
giderek büyüyor ve yok olmak üzere olan doğamızın ve kültürel
mirasımızın sesi oluyor. Sonunda Avrupa bu sesi duyarak, doğru yolu
seçti. Tüm Türkiye’yi ve dünyayı kampanyamıza destek vermeye
çağırıyoruz” dedi
Dicle Vadisi ve Hasankeyf, tarihi zenginliklerin yanı sıra biyolojik
çeşitliliği ve bölgeye has türleri nedeniyle de büyük önem taşımakta.
Doğa Derneği ve çeşitli uzmanların yaptığı çalışmaya göre, eğer Ilısu
baraj projesi hayata geçerse, bölgedeki beş Önemli Doğa Alanı ve 400
kilometrelik nehir yatağını kapsayan doğal alanlar geri dönülmez bir
biçimde zarar görmüş olacak.
Frankfurter Rundschau Gazetesi haberinin linki:
http://www.fr-online.de/in_und_ausland/wirtschaft/aktuell/?em_cnt=1803702
19.6.2009
Yaşar Kemal:
Hasankeyf’i Yok Etmek
Dünyanın Mirasını Yok Etmektir
Hasankeyf’in de içinde
bulunduğu Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Miras Alanı olarak ilan
edilmesini talep eden uluslararası imza kampanyasına şarkıcı Tarkan,
Orhan Gencebay ve Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuk’tan sonra bir destek
de Türk edebiyatının dev ismi Yaşar Kemal’den geldi.
Dilekçeyi imzalayan Yaşar Kemal yaptığı açıklamada, doğasını, tarihini
ve kültürünü yok eden toplumların ayakta kalamayacağına dikkat
çekerek, şunları söyledi:
Bütün yüreğimle inanıyorum ki doğayı yok etmek suçların en büyüğüdür.
Hiçbir şekilde bağışlanamaz. Bugüne kadar insanlığı ne kadar
savunduysam doğayı da o kadar savundum. Şunu bilmeliyiz, doğanın yok
olduğu gün insanlık da yok olacaktır.
Bir zamanlar barajlar ekonomik kalkınmanın ‘olmazsa olmazı’ sanılırdı.
Oysaki bilinçsizle yapılan barajlar doğayı yok eden nedenlerin başını
çekti. Örneğin, Sovyetler Birliği’ni ne reformlar ne de Gorbaçov
yıkmıştır. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ana nedeni barajlardır.
Sovyetler Birliğinde barajlar üstüne yapılan yanlışlar buğday ambarı
sayılan bir bölgeyi yok etti, 1963’te buğdayını Kanada’dan getirtmek,
ekmeği karneye bağlamak zorunda kaldı. Bugün hala Aral Gölü topyekûn
çöl olmasın diye uğraşılıyor.
Barajlar doğayı yok etmekle kalmıyor, toprak tuzlanması, çölleşme,
hastalıkların artması gibi tahribatlar yanısıra kültürü ve verimli
tarım arazilerini de yok ediyor. Nehir yatakları dünyanın en verimli
tarım arazileridir. Barajlar bu toprakları yok etmiştir.
Tarihi miras tüm dünyaya bırakılan bir mirastır. Taliban,
Afganistan'da Bamyan’da Buda heykellerini yıktığında dünya ayağa
kalkmıştı. Doğasını ve tarihini yok eden bir toplumun gelecekte ayakta
kalması mümkün değildir.
Hasankeyf’te doğayla tarih birbirinden ayrılamaz biçimde içiçedir. Bu
bütünlüğüyle bugüne ulaşmış Hasankeyf’in zenginliğini kurtarma
kazılarıyla, hele hele uygulaması imkansız olan başka yere taşıma
önerileri ile yok etmek dünyanın mirasını yok etmektir.
Hasankeyf için Doğa Derneği’nin başlattığı kampanyayı da sonuna kadar
savunacağım. Hasankeyf bir dünya mirasıdır ve UNESCO Dünya Miras Alanı
olarak ilan edilmelidir.”
Doğa Derneği ve Atlas Dergisi tarafından hazırlanan dilekçede,
Hasankeyf’in en az 10 bin yıllık geçmişi ve küresel ölçekte nesli
tehlike altındaki canlı türleri ile UNESCO’nun 10 dünya mirası
kriterinden 9’unu karşılayan insanlığın sahip olduğu en eski
kentlerden birisi olduğuna dikkat çekiliyor.
Barajın yapılması halinde tarihi kent Hasankeyf ile birlikte 300'den
fazla arkeolojik alanın sular altında kalacağı ifade edilen dilekçede
Ilısu Barajı’nın birçok endemik ve küresel ölçekte nesli tehlike
altında canlı türünü de tehdit ettiğine işaret ediliyor.
Dilekçe, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile projeye kredi sağlayan
ülkelerden Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avusturya Başbakanı Werner
Faymann ve İsviçre Başbakanı Hans-Rudolf Merz’e iletilecek.
İmza İçin:
www.hasankeyfesadakat.com
16.6.2009
Orhan
Pamuk’tan Dört Başbakana Dilekçe
Doğa Derneği ve Atlas Dergisi
tarafından Hasankeyf için başlatılan uluslararası imza kampanyasına
Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk da imzasıyla destek verdi. Daha önce
aynı kampanyaya Tarkan ve Orhan Gencebay da imzalarıyla destek
vermişti. Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle Vadisi’nin UNESCO
Dünya Miras Alanı olarak ilan edilmesini talep eden Orhan Pamuk’un
imzalı dilekçesi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere,
Almanya Başbakanı Angela Merkel’e, Avusturya Başbakanı Werner
Faymann’a ve İsviçre Başbakanı Hans-Rudolf Merz’e iletilecek.
Orhan Pamuk’un imzaladığı dilekçede, Hasankeyf’in en az 10 bin yıllık
geçmişi ve küresel ölçekte nesli tehlike altındaki canlı türleri ile
UNESCO’nun 10 dünya mirası kriterinden 9’unu karşılayan insanlığın
sahip olduğu en eski kentlerden birisi olduğuna dikkat çekiliyor.
Barajın yapılması halinde tarihi kent Hasankeyf ile birlikte 300'den
fazla arkeolojik alanın sular altında kalacağı, ifade ediliyor.
Dilekçede ayrıca Ilısu Barajı’nın Fırat kaplumbağası gibi birçok
endemik ve küresel ölçekte nesli tehlike altında canlı türünü de
tehdit ettiğine işaret ediliyor.
04.06.2009
İmza İçin:
www.hasankeyfesadakat.com
Ilısu Barajı Almanya’da Tartışılıyor
Doğa Derneği’nin, Almanya, Avusturya ve İsviçre’nin Ilısu Baraj
Projesi’nden çekilmeleri ve projenin durdurulması için Berlin’de
düzenlediği konferansta konuşan Dünya Bankası emekli çevre danışmanı
Robert Goodland “Ilısu Barajı büyük kayıplara yol açacak” dedi.
Doğa Derneği’nin, yaptığı basın toplantısında Dünya Bankası’nın
kültürel miras ve çevre konusundaki uluslararası şartlarını belirleyen
emekli çevre danışmanı Robert Goodland, Almanya Avusturya ve
İsviçre'nin Ilısu Barajı Projesi'nden bir an önce çekilmeleri
gerektiğini belirtti.
Irak’ın Roma’daki BM temsilcisi Hasan Janabi, Batman Belediye Başkanı
Necdet Atalay, Doğa Derneği Başkanı Güven Eken ve Ilısu Barajı’na
karşı sivil toplum örgütlerinin katıldığı toplantıda konuşan Goodland,
yaptığı konuşmada “Bu tür projelerde Dünya Bankası Sosyal ve Çevre
Standartları çok katıdır. Ilısu Baraj Projesi’nde şu andaki şartname
Dünya Bankası standartlarına uymuyor. Ilısu Barajı ile çevre ve
kültürel miras konusunda büyük zarar ve kayıp oluşacak” dedi. .
Doğa Derneği’nin Kampanya Koordinatörü Erkut Ertürk de Ilısu Baraj
Projesi’nin uygulanabilir bir proje olmadığını defalarca duyduklarını
söyleyerek, “Her gün dünyanın dört bir yanından karşımıza projeye
karşıt yeni bir argüman ve belge çıkıyor. Baraj projesinin yanlış
olduğu belgelerle kanıtlanacak nitelikte. Artık yeter. Almanya,
Avusturya ve İsviçre hükümetlerinin yapması gereken bir şey varsa o da
projeden vazgeçmeleridir. Yok etmek yerine Hasankeyf ve Dicle Vadisi
için gelecek umudu yaratmalılar” diye konuştu.
Bu akşam düzenlenecek olan Ilısu zirvesine dünyaca ünlü pop star
Tarkan da katılacak. Berlin’deki Auditorium Friedrichstrasse Im
Quartier 110’da saat 18:00’da düzenlenecek olan zirvede Tarkan’a,
sivil toplum örgütleri ve fikir önderleri de eşlik edecek.
Zirvede Doğa Derneği ve Atlas Dergisi tarafından Hasankeyf için
başlatılan uluslararası imza kampanyasına katılan binlerce kişinin
imzası da Doğa Derneği Başkanı Güven Eken tarafından Almanya
Bakanlıkları’nın Ilısu Baraj Projesi Koordinatörü Joachim Henkel’e
sunulacak.
28.5.2009
Hasankeyf
İçin Uluslararası İmza Kampanyası
Doğa Derneği ve Atlas Dergisi
tarafından başlatılan uluslararası imza kampanyası ile Hasankeyf’in de
içinde bulunduğu Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Miras Alanı olarak ilan
edilmesi talep ediliyor. Toplanacak imzalar Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan başta olmak üzere, Almanya Başbakanı Angela Merkel’e,
Avusturya Başbakanı Werner Faymann’a ve İsviçre Başbakanı Hans-Rudolf
Merz’e iletilecek.
Dicle Vadisi’nde yer alan tarihi kent Hasankeyf’in, en azından 10 bin
yıllık geçmişi ve küresel ölçekte nesli tehlike altındaki canlı
türleri ile UNESCO’nun 10 dünya mirası kriterinden 9’unu karşılandığı
belirtilen kampanyada, 20 farklı kültürün izini barındıran
Hasankeyf’in insanlığın sahip olduğu en eski kentlerden birisi
olduğuna dikkat çekiliyor.
İmza kampanyası hakkında bilgi veren Doğa Derneği Kampanya
Koordinatörü Erkut Ertürk, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin yaşamasının
insanlığın ortak sorumluluğu olduğunu belirterek “Hasankeyf’in
evrensel değerini ortaya koyan bilimsel bir raporu Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günay’a sunduk ve kendisinden bu konuda destek
istedik. Ne var ki Ilısu Baraj Projesi, bu gerçeklerden ve
bilimsellikten uzak bir proje olarak 400 kilometrelik doğal nehir
yatağını ve Hasankeyf’i yok edecek. Biz bu kampanya ile Hasankeyf ve
Dicle Vadisi'ni UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak koruma altına
almasını ve Ilısu Barajı Projesi’nin durdurulmasını talep ediyoruz”
dedi.
Daha önce Doğa Derneği ve Atlas Dergisi tarafından düzenlenen
Hasankeyf’e Sadakat İmza kampanyası ile yaklaşık 70 bin imza
toplandığına dikkat çeken Atlas Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Özcan
Yüksek, “Bu kampanya ile Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle
Vadisi’nin temsil ettiği evrensel değerleri Türkiye’nin gündemine
taşımıştık. Dicle Vadisi ve Hasankeyf’in yaşamasında kilometre taşı
olan bu kampanyadan sonra Dicle Vadisi'ni UNESCO Dünya Mirası Alanı
olarak ilan edilmesini talep eden ikinci bir kampanyaya başlıyoruz.
İnanıyoruz ki böyle bir Hasankeyf, Türkiye’ye herhangi bir barajın
vereceği enerjiden daha büyük bir enerji verecektir” dedi.
İmza İçin:
www.hasankeyfesadakat.com
12.5.2009
Hasankeyf ve
Dicle Vadisi
UNESCO Dünya Mirası'dır
Doğa Derneği, çalışmalarına destek veren Tarkan’ın da içinde yer
aldığı bir heyetle Turizm ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ı ziyaret
etti. Heyet, Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle Vadisi’nin UNESCO
Dünya Doğa ve Kültür Mirası listesine uygunluğunu belgeleyen bir
bilimsel raporu Bakan Ertuğrul Günay’a sundu.
Ziyaret sonrasında basına açıklama yapan Doğa Derneği Başkanı Güven
Eken, Hasankeyf’in dünyada bir başka benzerinin daha bulunmadığına
dikkat çekerek, “Bir alanın UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınması
için UNESCO tarafından belirlenmiş 10 kriter bulunuyor. Bu 10
kriterden bir tanesinin karşılanıyor olması bile bir alanın UNESCO
listesine dahil edilmesine yetiyorken, Hasankeyf ve içinde bulunduğu
Dicle Vadisi bu 10 kriterin 9’unu karşılıyor. Hasankeyf bu özelliği
ile dünyanın en önemli alanlarından biri. Biz Sayın Bakan’dan,
Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Mirası listesine dâhil
edilmesi için gerekli süreci başlatmasını talep ediyoruz ” dedi. Doğa
Derneği’nin çalışmalarına ve Derneğin yürüttüğü “Hasankeyf Yok
Olmasın” kampanyasına aktif destek veren ünlü sanatçı Tarkan,
UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde yer alan benzerleri ile
kıyaslandığında Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin değerinin çok daha iyi
anlaşıldığını söyledi.
Tarkan, “Hepimizin bildiği Mısır Piramitleri’nin 3, Çin Seddi’nin 5,
Kapadokya ve Maci Picu’nun 4 kriterle UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde
olduğunu düşündüğümüzde 10 kriterin 9’unu karşılayan Hasankeyf ve
Dicle Vadisi'nin önemini daha iyi kavrıyoruz. Dicle Vadisi bu listede
yer almayı çoktan hak ediyor” diye konuştu.
Dicle Nehri, insanlık tarihinin en başından bu yana farklı
medeniyetlere ev sahipliği yapıyor. Bölgede bulunan çok sayıdaki höyük
de tarih öncesi zamanlara ait insan yerleşimlerine dair kanıtlar
sunuyor. 10 bin yıl öncesine uzanan tarihi ve Dicle nehrinden beslenen
zengin doğası, burayı benzersiz ve büyüleyici bir Dünya Mirası haline
getiriyor.
İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Restorasyon Anabilim Dalı
Başkanı Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’ın da arasında bulunduğu bir bilimsel
heyet tarafından hazırlanan ve Sayın Bakan’a sunulan rapora göre Dicle
Vadisi ve Hasankeyf UNESCO’nun şu kriterlerini sağlıyor:
1- Yaratıcı insan dehasının ürününü temsil etmesi.
2- Tarihin belli bir zamanını veya kültürel mekânını, mimari veya
teknolojinin gelişimini, anıtsal sanatları, şehir veya peyzaj
mimarisinin insani değerler arasındaki etkileşimini göstermesi.
3- Kültürel geleneğin, yaşayan veya kayıp bir uygarlığın eşi olmayan
veya istisnai tanıklığını içermesi.
4- İnsanlık tarihinin anlamını taşıyan veya temsil eden bir yapı,
mimari veya teknolojik topluluğun seçkin örneği olması.
5- İnsan yerleşimine, toprak veya deniz kullanımına ilişkin bir örnek
sunması, özellikle bu örneğin geri dönüşümü olmayan değişimlerin
etkisiyle dayanıklılığını yitirmemesi.
6- Üstün bir doğal mucize ya da istisnai doğal güzellik ve estetik
önem arz eden alanlar içermesi.
7- Dünya tarihinin hayatın varlığı, kara parçalarının ya da önemli
jeomorfik ve fizyografik detayların oluşmasında süre gelen önemli
jeolojik süreçlerin önemli devrelerini temsil eden örneklerden olması.
8- Evrensel anlamda devam eden ekolojik veya biyolojik gelişimin
örneği olması, veya ekosistem, kaynak su, karaya ait gelişim, hayvan
ve bitkisel topluluğun örneği olması.
9- Biyolojik çeşitliliğin yerinde korunması için bilimsel olarak ve
çevre korunması bağlamında tartışılmaz evrensel öneme sahip tehlike
altındaki türler de dâhil olmak üzere gerekli pek çok önemli doğal
habitata sahip olması.
Raporlara ulaşmak için:
Hasankeyf Raporlar
Notlar:
Ilısu baraj projesinin finansmanının Avrupalı kredi ihracat
kuruluşlarınca, Almanya, İsviçre ve Avusturya hükümetlerinin onayı ile
sağlanıyor. Bu krediler, Türkiye gerekli şartları yerine getiremediği
için 6 ay süreyle askıya alınmış durumda ve süre Haziran 2009’da
dolacak. Yapılan çalışmalara göre barajla birlikte bölgedeki 300’den
fazla arkeolojik alandan 83’ü sular altında kalacak. Dicle Vadisi ve
Hasankeyf, tarihi zenginliklerin yanı sıra biyolojik çeşitliliği ve
bölgeye has türleri nedeniyle de büyük önem taşımakta. Ilısu Baraj
Projesi hayata geçerse, bölgedeki beş Önemli Doğa Alanı ve 400
kilometrelik nehir yatağını kapsayan doğal alanlar geri dönülmez bir
biçimde zarar görmüş olacak.
16.4.2009
Hasankeyf Kurtuluyor, Avusturya Ilısu’dan Çekildi
Hasankeyf’i sular altında bırakacak
olan Ilısu Barajı’na kredi veren ülkelerden Avusturya projeden
desteğini çektiğini açıkladı. Avusturya Dışişleri Bakanı Michael
Spindelegger, Avusturya ulusal televizyon kanalı ORF’nin ana haber
bülteninde yaptığı açıklamada Türkiye’nin gerekli şartları yerine
getirmemesi nedeni ile Ilısu Barajı Projesi’nden çekildiklerini
açıkladı.
Almanya, Avusturya ve İsviçre’nin Ilısu Barajı için Türkiye’ye verdiği
“kredi desteğini çekme ültimatomunun” süresi dolmadan Avusturya baraj
projesinden desteğini çektiğini açıkladı.
Baraj karşıtı aktivistlerin önceki gün Ilısu Barajı’na kredi desteği
veren Avusturyalı bankayı işgal etmesinin ardından ulusal televizyon
kanalı ORF’nin ana haber bültenine katılan Dışişleri Bakanı Michael
Spindelegger yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 153 şartın hiçbirini
yerine getirmediğini belirterek “Bir taraf şartları belirlediyse
(150’den fazla şart belirlendi) ve bu şartlar yerine getirilmediyse
proje finanse edilemez. Benim için Avusturya bu ortaklığa artık son
vermiştir” dedi. Aynı programda baraja finans desteği veren
Oesterreichische Kontrollbank’ın (OeKB) direktörü Rudolf Scholten de
Türkiye’nin projenin şartlarını yerine getirmediğini kabul etti.
Doğa Derneği Kampanya Koordinatörü Erkut Ertürk de yaptığı
açıklamada:“Bu Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin çok uzun zamandır
beklediği bir haber. Bu karar kampanyamız açısından büyük bir dönüm
noktası. Hasankeyfli’ler ile birlikte Doğa Derneği, Türkiye’nin Ilısu
baraj projesini iptal ederek bu korkunç hatadan geri dönmesini ve
Hasankeyf’in UNESCO’nun Dünya Miras Listesi'ne eklenmesini talep
ediyor. Şimdi başta hükümet olmak üzere herkes bu tarihi mirasa ve
doğal zenginliğe sahip çıkmalıdır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan böyle
bir kararla hem Türkiye’nin doğal ve tarihi mirasına sahip çıkmış, hem
de alternatif bir kalkınma vizyonu ortaya koymuş olacaktır” dedi.
Doğa Derneği bir hafta önce belirlenen şartların ihlal edilerek, baraj
inşaatının başladığını fotoğraflarla duyurmuştu.
---------------
Haber bültenindeki röportajı izlemek için:
http://ondemand.orf.at/news/player.php?id=zib2&day=2008-12-10
Röportajın metni:
ORF: Sayın Bakan, OeKB’nin kredisini çekerek projeye ya da en azından
projedeki Avusturya ortaklığına bir son vereceği doğru mu?
Bakan: Benim açımdan doğru. Eğer bir taraf şartları belirlediyse –
150’den fazla şart belirlendi – ve bu şartlar yerine getirilmediyse,
proje finanse edilemez.
ORF: Peki bu Avusturya-Türkiye ilişkileri açısından ne anlama geliyor?
Bakan: Bununla iki ulusu da kapsayacak düzeyde profesyonel olarak baş
etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ama olması gerekiyorsa, olması
gerekiyor - pacta sunt servanda – (yaklaşık olarak söze sadakat, ahde
vefa anlamına gelen ve hukukun en temel ilkelerinden sayılan Latince
hukuk terimi). Kontratlar imzalanmışsa, şartları yerine getimek
gerekiyor.
Oesterreichische Kontrollbank’ın (OeKB) direktörü Rudolf Scholten’in
ORF’ye yaptığı açıklama:
ORF: Ilısu projesine karşı olanlar Türkiye’nin şartlar yerine
getirmediğini söylüyorlar. Siz de böyle mi düşünüyorsunuz?
Scholten, OeKB: Meseleyi biz de bu şekilde görüyoruz.
10.12.2008
Hasankeyf'in
kurtulma umudu
Ahmet Salih Yurdakul/Berlin
Ilısu Barajı'nın
yapılmasıyla sular altında kalacak olan Hasankeyf'in kurtarılması için
umut doğdu.
Federal Almanya Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı
Erich Stather, "projeye kredi veren Almanya, İsviçre ve Avusturya
tarafından, Hasankeyf'in tarihi ve doğal yapısının korunması için
konulan 153 şartın iki yıldır yerine getirilmemesi üzerine Türkiye'ye
60 günlük süre tanındığını" söyledi. 'Çevre, insan hakları ve kültürel
miras' ana başlıkları altında toplanan 'Hasankeyf Kriterleri' bu
sürede de gerçekleştirilmezse kredi geri çekilecek.
Birlik 90/Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth'un daveti üzerine
Türkiye'den Almanya'ya gelen bir heyet, burada çeşitli görüşmelerin
yanı sıra diğer çevre örgütlerinin de desteği ile Alman Meclisi önünde
bir protesto gerçekleştirdi.
Doğa Derneği tarafından yürütülen 'Hasankeyf Yok Olmasın' projesi
hakkında açıklamalarda bulunan Proje Koordinatörü Erkut Ertürk,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu gelişmeyi fırsat bilip projeyi
durdurması ve Hasankeyf bölgesinin UNESCO Dünya Miras Listesi'ne
alınmasını sağlaması gerektiğini belirtti.
Zaman gazetesi
09 Ekim 2008, Perşembe
Almanya'da "Hasankeyf"
eylemi
Doğa
Derneği tarafından çok sayıda çevreci Alman derneğiyle birlikte Alman
meclisi önünde, "Hasankeyf yok olmasın" sloganıyla eylem düzenlendi.
Çok sayıda
çevreci Alman derneği tarafından desteklenen eyleme Hasankeyf Belediye
Başkanı Abdulvahap Kusen de katıldı.Alman dernekleri izin almadığı
için polis, eyleme kısa sürede müdahale ederek pankartları
toplattırdı. Kusen ise, "Hasankeyf yok olmasın" kampanyasına destek
vermek amacıyla Berlin'e geldiğini belirterek, Ilısu baraj projesinden
dolayı Hasankeyf'in sular altında kalmasını istemediklerini, bu tarihi
mirasın gelecek kuşaklara da aktarılmasını ümit etiklerini söyledi.
Bu arada Doğa Derneği'nden yapılan açıklamada şu sözlere yerverildi:
Türkiye, Ilısu Barajı için Almanya’nın koyduğu kredi kriterlerini
karşılamakta başarısız olması nedeni ile son kez uyarıldı. Almanya,
Avusturya ve İsviçre’nin finansal desteğini çekmesi Türkiye
Hükümeti’nin Hasankeyf’i sular altında bırakma planının sonu anlamına
gelebilir.
Almanya’da bulunan Doğa Derneği yetkililerinin, Almanya Ekonomik
İşbirliği ve Gelişim Federal Bakanlığı, Devlet Sekreteri Erich
Stather’den aldıkları bilgiye göre; Almanya, Avusturya ve İsviçre
hükümetleri, Türk hükümetine Ilısu Baraj Projesi’ne sağladıkları
kredileri geri çekme niyetinde olduklarını belirten son bir uyarı
gönderdi. Uyarının nedeni, Türkiye’nin Almanya’nın koyduğu kredi
kriterlerini karşılamakta başarısız olması.
Doğa Derneği tarafından Alman Parlamentosu’nun önünde gerçekleştirilen
barışçıl bir eylem sırasında Hasankeyf Belediye Başkanı Abdulvahab
Kusen, “Sonunda bu üç ülkenin kredi kuruluşlarının Türkiye’den yerine
getirmesini talep ettikleri kriterlerin karşılanmasının mümkün
olmadığını anladıklarına memnunuz. Eğer Ilısu Baraj Projesi devam
ederse Hasankeyf ve Dicle Nehri etrafında nesli tehlike altında olan
pek çok canlı ile birlikte yok olmaya mahkum edilecek. Şimdi bu
gerçeklerin farkına varma ve projeyi geri çekme sırası Türk
Hükümeti’nde. Hasankeyf, sadece 10 bin yıllık tarihiyle bile UNESCO
Dünya Doğa ve Kültür Mirası listesinde yer almayı hak ediyor” dedi.
Hasankeyflilerle birlikte Berlin’de bulunan Doğa Derneği Kampanya
Koordinatörü, Erkut Ertürk, “Başbakan Erdoğan’a, 2007’de ‘Tarihi
mirasınızı kaybederseniz, Allah korusun ülkenizin, yurdunuzun tapusunu
kaybedersiniz. Bir daha geri kazanamazsınız. İşte esas felaket bu
olur.*’ dediğini hatırlatmak istiyoruz. Eğer Almanya, Avusturya ve
İsviçre hükümetleri dünkü toplantıda bize söylediklerini
gerçekleştirirlerse, bu durum, Alman hükümetinin Türkiye’nin kültürel
ve doğal mirasına kendi hükümetimizden daha çok saygı duyduğunu
gösterecektir” dedi.
Ilısu Baraj Projesi’nin tehdit ettiği bölgelerden biri 10 bin yıllık
insanlık tarihinin tanığı, çok sayıda kuş türünün, binlerce bitki
çeşidinin ve diğer yaban hayatın evi olan Hasankeyf. Bu proje sadece
dünyanın en önemli kültürel miraslarından Hasankeyf’i yerle bir
etmekle kalmayacak, aynı zamanda Fırat kaplumbağası (Rafetus
euphraticus) gibi dünya ölçeğinde tehlike altındaki bir türü de yok
edecek.
ntvmsnbc.com
9 ekim 2008
Doğa Derneği Hasankeyf
Deklarasyonu
Nefes alıp veren her bir bireyin,
medeniyetler kuran her bir toplumun ve bunlara yaşam veren canlıların
ortak dilini biliyoruz. Neslimizin, tüm varlıkların ortak dili olan
doğa dilini unutarak kendi köklerini, doğayı ve tarihi yok ettiğini
açıkça görüyoruz.
Doğa Derneği, insanın
kendi köklerini ve geleceğini yok eden macerasına dur demek için var.
Tuz Gölü'nün, Allianoi'nin, önü kesilen nehirlerin, ısınan iklimin ve
dünyanın ücra köşelerinde susuzluktan ölen çocukların çağrısına yanıt
vermemek ne mümkün?
Doğa Derneği, bu çağrıyı tüm Türkiye ve dünyaya duyurmak için var.
Bugün, on bin yıllık bir tarihin ve eşsiz doğanın içinde bulunmanın
onuru ve ayrıcalığını yaşıyoruz. Bugün, dünyanın dört bir köşesinden,
doğanın her bir zerresinden yükselen çağrının ete kemiğe büründüğü
Hasankeyf'e dokunuyoruz.
Burada, doğanın ihtişamına ve tarihin sesine aynı anda tanıklık
ediyoruz.
Bu eşsiz coğrafyada, kuşlar, bitkiler, Fırat kaplumbağası, kayalar ve
Dicle Vadisi'nin insanları bizi ve değişen dünyayı izliyor. Tarihe
nasıl bir iz bırkacağımızı merak ediyor.
Doğa Derneği, Hasankeyf ofisini açarak tercihini doğanın ve uygarlığın
yaşamasından yana kullanıyor.
Köklerimize duyduğumuz sadakat ve
vicdanımız, bizi Ilısu Barajı'nın sessiz bir şahidi olmanın ötesine
geçerek Hasakeyf ve Dicle'nin yaşaması için çalışmaya zorluyor.
Dünyanın her yanında barajların getirdiği zararların sayısız örnekleri
var. Barajlar, daha iyi bir yaşam ve iş imkanı vaad ederken, geride
bıraktıkları tahribat, çoraklaşma, göç ve ölüm.
Sadece onlarca yıl ömür biçilen Ilısu baraj projesinin sunduğu gelecek
çok açık: binlerce yıllık tarihin ve benzersiz doğal alanların yok
olması. Projeye destek veren yabancı kuruluşlar, sonucunda doğal ve
tarihi değerlerin yok olacağı böyle bir projeyi uygulamayı kendi
ülkelerinde hayal bile edemezler.
Doğa Derneği, Hasankeyf Ofisi'ni kurarak doğanın ve tarihin, yani
köklerimizin korunması için Türkiye ve dünyanın umudunu tazeliyor.
Hasankeyf'in yok edilişine karşı uyanışımız, hiç şüphesiz buradan
tehlike altındaki diğer doğal alanlara dalga dalga yayılacak.
Bu tarihi günde, sanatçıları, bilim insanlarını, siyasetçileri ve tüm
kamu vicdanını Doğa Derneği'nin 'Hasankeyf Yok Olmasın' kampanyasına
ve doğayı tüm satıhta koruma mücadelesine destek vermeye çağırıyoruz.
Doğa Derneği'nin ofisi kapılarını aralarken, geçmişin, bugünün
nesillerinin ve bizden sonrakilerin elindeki gerçek zenginliğe ışık
tutmayı umut ediyoruz.
Çünkü, biz, sadece biz, Hasankeyf'in zenginliğine tanıklık edebilir ve
onu yok olmaktan kurtarabiliriz.
Çünkü, biz, sadece biz, çocuklarımıza ve onların çocuklarına geçmişi
ve doğayı aktarabiliriz.
Biz, sadece biz, köklerimize sahip çıkabiliriz.
Biz, sadece biz, umudu yaşatabiliriz.
Hasankeyf yok olmasın!
15.05.2008
Doğa Derneği “Hasankeyf Yok
Olmasın!” kampanyasını başlatıyor
Doğa Derneği’nin Hasankeyf ve Dicle
Vadisi’nin korunması için 2005 yılında başlattığı çalışmalar Hasankeyf
Ofisi’nin açılışı ile hız kazandı. Hasankeyf Ofisi, Dicle Vadisi’ndeki
bölgeye özgü canlı yaşamının korunması ve “Hasankeyf Yok Olmasın”
kampanyası için çatı oluşturacak.
Doğa Derneği 14 Mayıs 2008’de megastar Tarkan’ın da katılımı ile
Hasankeyf Ofisi’ni açarak “Hasankeyf Yok Olmasın” kampanyasını
başlattı. Doğa Derneği Hasakeyf ofisi aracılığıyla bölgenin kültür ve
doğa mirası olarak tanınması için çalışmalarını yerinden sürdürecek.
Doğa Derneği’nin Hasankeyf’teki ofisinde her yıl bölgeyi ziyaret eden
binlerce turiste Dicle Vadisi’ndeki doğal ve tarihi alanlar hakkında
bilgi verilecek.
Doğa Derneği’nin Hasankeyf ofisinin açılışını yapan ve Ilısu baraj
projesi nedeni ile tarihi 10 bin yıl geçmişe uzanan Hasankeyf’in sular
altında kalma tehdidi ile karşı karşıya olduğuna dikkat çeken megastar
Tarkan, konuyla ilgili olarak “Doğa
Derneği’nin bu kampanyasına destek vererek aslında tüm Türkiye ve
dünyada tehlike altında olan doğanın yaşamasına destek veriyorum.
Hasankeyf yitirdiğimiz doğamız ve topraklarımız için bir sembol.
Sanatçıları, bilim insanlarını, fikir önderlerini, siyasetçileri ve
tüm kamu vicdanını Türkiye doğasını yaşatmak için yapılan çalışmalara
destek vermeye çağırıyorum” dedi.
Doğa yok olacak
Dicle Vadisi ve Hasankeyf, tarihi zenginliklerin yanı sıra biyolojik
çeşitliliği ve bölgeye has türleri nedeniyle de büyük önem taşımakta.
Doğa Derneği ve çeşitli uzmanların yaptığı çalışmaya göre, eğer Ilısu
baraj projesi hayata geçerse, bölgedeki beş Önemli Doğa Alanı ve 400
kilometrelik nehir yatağını kapsayan doğal alanlar geri dönülmez bir
biçimde zarar görmüş olacak.
Ilısu Barajı’ndan olumsuz etkilenecek türler arasında büyük kızkuşu (Vanellus
indicus), alaca yalıçapkını (Ceryle rudis) ve Fırat
kaplumbağası (Rafetus euphraticus) gibi pek çok canlı
bulunuyor. Ilısu Barajı, Fırat kaplumbağasının bilinen en önemli yaşam
alanlarından birini tehdit ederken Avrupa’daki tüm büyük kızkuşları ve
her beş alaca yalıçapkınından birini olumsuz etkileyecek.
Doğayla beraber insanlığın ortak tarihi
de yok olacak
Hasankey’te Ilısu baraj projesinden etkilenecek olan bölge antik
Mezopotamya’nın önemli bir bölümünü oluşturuyor. Yapılan çalışmalara
göre barajla birlikte bölgedeki 300’den fazla arkeolojik alandan 83’ü
sular altında kalacak; bunlardan 14’ü Ilısu barajının neden olacağı
kıyı erozyonlarından ciddi biçimde etkilenecek.
Avrupa Komisyonu ve Türkiye’deki pek çok sivil toplum örgütünün
yaptığı çağrılara rağmen Hasankeyf’i UNESCO Dünya Mirası listesine
dahil etmeyen Türkiye, Ilısu barajına karşı Türkiye ve dünya
kamuoyundan gelen tepkilere yanıtsız kalmış durumda. Hasankeyf, aynı
zamanda Dünya Anıtlar Fonu’nun belirlediği en çok tehlike altında
bulunan 100 alandan biri olarak 2008 denetleme listesinde yer alıyor.
Avrupa ülkelerinin çifte standardı
Ilısu baraj projesinin finansmanının Avrupalı kredi ihracat
kuruluşlarınca, Almanya, İsviçre ve Avusturya hükümetlerinin onayı ile
sağlandığına dikkat çeken Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken, “Proje
için gerekli olan maddi desteği veren Avrupa ülkeleri, doğal ve tarihi
değerleri yok eden böyle bir projeyi uygulamayı kendi ülkelerinde
hayal bile edemezler ” dedi.
Eken sözlerine şöyle devam etti:
“Kredi ihracat kuruluşlarınca kredinin sağlanması için Türkiye’nin
imzaladığı şartların neredeyse hiç biri yerine getirilmiş değil. Bunun
en basit nedeni talep edilen şartların Ilısu barajının doğamıza ve
kültürel mirasımıza vereceği zararı önleyebilmekten çok uzak
olmasıdır.”
Eken, “Hasankeyf’in insanları ile birlikte Doğa Derneği, Türkiye’nin
Ilısu baraj projesini iptal ederek bu korkunç hatadan geri dönmesini,
bunun yerine Hasankeyf’in UNESCO’nun dünya mirası listesine
eklenmesini ve Dicle Vadisi’ni Milli Park ilan etmesini talep ediyor.
Başta Hükümet olmak üzere herkes bu tarihi mirasa ve doğal zenginliğe
sahip çıkmalıdır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan böyle bir kararla hem
Türkiye’nin doğal ve tarihi mirasına sahip çıkmış, hem de alternatif
turizm yatırımlarını ön plan çıkaran çağdaş bir kalkınma vizyonu
ortaya koymuş olacaktır” diye konuştu.
Doğa Derneği'nin Tarkan ile
gerçekleştireceği açılışın basın bülteni şöyle:
Doğa Derneği, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin korunması için 2005
yılında başlattığı çalışmalara bölgede bir ofis açarak devam ediyor.
Doğa Derneği’nin Hasankeyf ofisinin açılışını 14 Mayıs’ta megastar
Tarkan yapacak.
On bin yıllık tarihi şehir Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle
Vadisi dünyanın doğal ve kültürel açıdan en zengin alanlarından biri
olmasına rağmen Devlet Su İşleri’nin Ilısu Barajı projesi nedeniyle
tehlike altında. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki son doğal nehir
ekosistemi olan Dicle Vadisi, biyolojik zenginliği ve endemik türleri
nedeniyle Türkiye’nin 305 Önemli Doğa Alanından (ÖDA) dördünü
oluşturuyor. Ilısu Barajı projesinin gerçekleşmesi durumunda Dicle
Vadisi’nin ekolojik sistemi ve 400 kilometreye varan nehir yatağı yok
olacak.
Doğa Derneği, 2006 yılında yayınladığı bilimsel raporla
projenin uluslar arası standartlara uymadığını kanıtlamış ve projeden
etkilenecek canlıları saptayarak Atlas Dergisi ile birlikte iki kez
“Hasankeyf’e Sadakat Treni” organizasyonunu gerçekleştirmişti.
Doğa Derneği 14 Mayıs’ta Hasankeyf ofisini megastar Tarkan’ın
katılımıyla açarak hem teknik çalışmalarına devam edecek, hem de
bölgenin dünya kültür ve doğa mirası olarak tanınması için çeşitli
girişimlerde bulunacak. Doğa Derneği aynı tarihte Hasankeyf’te
yapılacak bir basın toplantısıyla “Hasankeyf yok olmasın” kampanyasını
da başlatacak.
Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken yaptığı açıklamada “Hasankeyf’i
yaşatmak Türkiye’yi yaşatmaktır. Hasankeyf’in yok olmasına göz yuman
bir Türkiye, geçmişinin ve geleceğinin de yok oluşuna göz yummuş
olacaktır. Doğa Derneği, 14 Mayıs’ta Hasankeyf ofisini bu evrensel
sorumluluk anlayışı içinde açacak” dedi.
Doğa Derneği'nin Hasankeyf ofisinin
açılışını
14 Mayıs'ta 'Tarkan' yapacak
Doğa Derneği'nin Hasankeyf ofisinin
açılışını 14 Mayıs'ta megastar Tarkan yapacak. Doğa Derneği aynı
tarihte Hasankeyf'te yapılacak bir basın toplantısıyla 'Hasankeyf Yok
Olmasın' kampanyasını da başlatacak.
On bin yıllık tarihi şehir Hasankeyf'in de içinde bulunduğu Dicle
Vadisi dünyanın doğal ve kültürel açıdan en zengin alanlarından biri
olmasına rağmen Devlet Su İşleri'nin Ilısu Barajı projesi nedeniyle
tehlike altında. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki son doğal nehir
ekosistemi olan Dicle Vadisi, biyolojik zenginliği ve endemik türleri
nedeniyle Türkiye'nin 305 Önemli Doğa Alanından (ÖDA) dördünü
oluşturuyor. Ilısu Barajı projesinin gerçekleşmesi durumunda Dicle
Vadisi'nin ekolojik sistemi ve 400 kilometreye varan nehir yatağı yok
olacak.
Doğa Derneği, 2006 yılında
yayınladığı bilimsel raporla projenin uluslar arası standartlara
uymadığını kanıtlamış ve projeden etkilenecek canlıları saptayarak
Atlas Dergisi ile birlikte iki kez 'Hasankeyf'e Sadakat Treni'
organizasyonunu gerçekleştirmişti.
Doğa Derneği 14 Mayıs'ta Hasankeyf
ofisini megastar Tarkan'ın katılımıyla açarak hem teknik çalışmalarına
devam edecek, hem de bölgenin dünya kültür ve doğa mirası olarak
tanınması için çeşitli girişimlerde bulunacak. Doğa Derneği aynı
tarihte Hasankeyf'te yapılacak bir basın toplantısıyla 'Hasankeyf yok
olmasın' kampanyasını da başlatacak.
Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken yaptığı açıklamada 'Hasankeyf'i
yaşatmak Türkiye'yi yaşatmaktır. Hasankeyf'in yok olmasına göz yuman
bir Türkiye, geçmişinin ve geleceğinin de yok oluşuna göz yummuş
olacaktır. Doğa Derneği, 14 Mayıs'ta Hasankeyf ofisini bu evrensel
sorumluluk anlayışı içinde açacak' dedi.
11 mayıs 2008
Kaynak : kesfetmekicinbak.com
Tarkan`dan Hasankeyf`e beste
Hasankeyf`i gezen Tarkan
ilk kez böyle güzel bir yer gördüğünü belirtti. Bu güzellikteki yerin
su altında kalmaması gerektiğini dile getiren Tarkan, Hasankeyf için
beste yapacağını söyledi.
Doğa Derneği Hasankeyf ofisini ünlü
pop şarkıcısı Tarkan`ın katılımıyla açtı. Dernek, hem bilimsel
çalışmalarına devam edecek, hem de bölgenin dünya kültür ve doğa
mirası olarak tanınması için çeşitli girişimlerde bulunacak.
Dün sabah saatlerinde Hasankeyf`e
gelen Tarkan, Doğa Derneği Ofisi`ni ziyaret etti. Hasankeyflilerin
yoğun ilgi gösterdiği Tarkan daha sonra Hasankeyf`i gezip kaleye
çıktı. İlk defa böyle güzel bir yer gördüğünü belirten Tarkan, bu
güzellikte bir yerin su altında kalmaması gerektiğini ifade ederek,
çok yakında Hasankeyf için beste yapacağını söyledi.
Daha sonra Hasankeyf çarşı merkezinde
bulunan Doğa Derneği Ofisi`ni açan Tarkan, ofis kapısına nazar boncuğu
astı. Tarkan`ı karşılarında gören Hasankeyfliler ve Hasankeyf`e gezi
amacıyla gelen vatandaşlar bol bol Tarkan ile fotoğraf çektirdi.
Tarkan ve Doğa Derneği üyeleri ve Hasankeyf Belediye Başkanı A. Vahap
Kusen de Hasankeyf`in dünyada benzeri olmayan ve hâlâ yaşamın devam
ettiği 10 bin yıllık bir yerleşim alanı olduğunu belirterek, "Hasankeyf
bu ülkenin elinde bulunan tarihi değerler arasında geriye kalan son
mirastan biridir. Vazgeçilemez olduğunu gösterme amacıyla burada
toplandık Dilerin çağrımız gerekli yerlere ulaşır` dedi.
Ergün Çolakoğlu,
Yeni şafak gazetesi,
15.052008
Tarkan,
Hasankeyf için Şarkı Söyledi
Arif
ARSLAN
Batman Doğa Derneği'nin açılışına katılan Tarkan, Dicle nehri
kıyısında Hasankeyf için şarkı söylerken, “Bu tarihi yerler bizim
kökümüz, sahipleneceğiz” dedi.
Merkezi Ankara'da bulunan Doğa Derneği Hasankeyf İlçesi'nde şube açtı.
Derneğin Genel Müdürü Güven Eken, Atlas Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
Özcan Yüksel ile birlikte Hasankeyf'e gelen Tarkan, hayranlarının
büyük ilgisiyle karşılaştı. Hasankeyf Belediye Başkanı Abdülvahap
Kusen ile birlikte derneğin açılışını yapan Tarkan, dernek binasına
mavi boncuk taktı. Dernek açılışından sonra Dicle Nehri kıyısında
basın açıklaması yapan Tarkan, antik ilçe Hasankeyf'in kurtulması için
seve seve konser vereceğini belirterek, şöyle dedi: “Uluslararası bir
konseri en kısa sürede burada vereceğim. Hasankeyf gibi çok doğal ve
eşsiz tarihi güzelliği olan bir yer yok olmamalıdır. Bu güzelliklerin
yaşatılması için mücadele vereceğiz. Bu tarihi yerler bizim kökümüz,
sahipleneceğiz. Bu baraja kredi verecek Almanya ve diğer ülkelerdeki
sanatçılara da sesleniyorum; Gelin burayı birlikte koruyalım ve
yaşatalım. Hasankeyf'in yaşatılması için Doğa Derneği'nin verdiği
kampanyaya seve seve katıldım.”
'Hasankeyf seninle gurur duyuyor'
Hasankeyf'in ‘açık hava müzesi' olduğunuda belirten Tarkan, Dicle
Nehri kenarında ‘Sabret bir tanem' şarkısını okudu. Hasankeyf için
özel bir beste hazırladığını anlata Tarkan, şöyle konuştu: “İlk kez
gördüğüm Hasankeyf’ten oldukça etkilendim. Burası tek kelimiyle açık
hava müzesidir. Doğa Derneği'nin isteği üzerine Hasankeyf için bir
beste hazırladım. Bu da 1- 2 ay içinde çıkacak. Hasankeyf'in
yaşatılması için başlatılan her kampanyaya varım. Avrupa ve
Türkiye’deki tüm sanatçılara sesleniyorum. Birçok ülke gezdim. Tüm
ülkeler kendi tarihlerine sıkı bağlılar ama, nedense biz açık hava
müzesi konumundaki Hasankeyf’e sahiplenmesini bilmiyoruz.”
Tarkan için ilçe sakinleri ‘Hasankeyf seninle gurur duyuyor' diye
tempo tuttu. Hayranlarının akınına uğrayan Tarkan, kendisiyle fotoğraf
çektirmek isteyenlerin akınına uğradı. Doğa Derneği Genel Müdürü Güven
Eken, Ilısu Barajı iptal edilene kadar mücadelelerini sürdüreceğini
belirterek, “Burada, ‘Baraja geçit yok' diyoruz. Bıkmadan usanmadan
Hasankeyf ve Dicle Nehri'ni savunucağız. Bu nehir giderse, Doğu'daki
Çanakkale de gider. Hasankeyf, Doğu'nun Çanakkelesi'dir” diye konuştu.
Radikal Gazetesi
15.05.2008
Tarkan da hemfikir: Hasankeyf yok olmasın
‘Hasankeyf Yok Olmasın’ kampanyasına
bir destek de Tarkan’dan... Doğa Derneği’nin daveti üzerine
Hasankeyf’e giden pop yıldızı, kendisine sevgi gösterenlere söz verdi:
Burası için bir tükü yapacağım.
Hasankeyf’te ofis açan Doğa Derneği,
bölgenin yok edilişine karşı sanatçıları, bilim insanlarını,
siyasetçileri ve tüm kamu vicdanını, Hasankeyf Yok Olmasın
kampanyasına ve doğayı koruma mücadelesine destek vermeye çağırıyor.
Yayımladıkları deklarasyonda bu girişimlerini, amaçlarını şöyle
açıklıyorlar: “Doğa Derneği, insanın kendi köklerini ve geleceğini yok
eden macerasına dur demek için var. Tuz Gölü’nün, Allianoi’nin, önü
kesilen nehirlerin, ısınan iklimin ve dünyanın ücra köşelerinde
susuzluktan ölen çocukların çağrısına yanıt vermemek ne mümkün? Bugün,
on bin yıllık bir tarihin ve eşsiz doğanın içinde bulunmanın onuru ve
ayrıcalığını yaşıyoruz. Bugün, dünyanın dört bir köşesinden, doğanın
her bir zerresinden yükselen çağrının ete kemiğe büründüğü Hasankeyf’e
dokunuyoruz. Burada, doğanın ihtişamına ve tarihin sesine aynı anda
tanıklık ediyoruz. Bu eşsiz coğrafyada, kuşlar, bitkiler, Fırat
kaplumbağası, kayalar ve Dicle Vadisi’nin insanları bizi ve değişen
dünyayı izliyor. Tarihe nasıl bir iz bırkacağımızı merak ediyor. Doğa
Derneği, Hasankeyf ofisini açarak tercihini doğanın ve uygarlığın
yaşamasından yana kullanıyor. Köklerimize duyduğumuz sadakat ve
vicdanımız, bizi Ilısu Barajı’nın sessiz bir şahidi olmanın ötesine
geçerek Hasankeyf ve Dicle’nin yaşaması için çalışmaya zorluyor.”
Ilısu Barajı suları altında kalma tehdidiyle karşı karşıya olan tarihi
Hasankeyf’e bir destek de sanatçı Tarkan’dan geldi. Doğa Derneği ve
Atlas Dergisi’nin organizasyonuyla gerçekleştiren etkinliğe katılan
sanatçı beraberinde kalabalık bir basın ordusuyla birlikte Hasankeyf’e
geldi. Hasankeyf’in tarihi mekânlarını gezen sanatçı, daha sonra çarşı
merkezinde açılan Doğa Derneği’nin danışma ve tanıtım bürosunun
açılışını yaptı. Dicle Nehri kenarında yapılan açılışın ardından
Hasankeyf’in arka sahne olarak kullanıldığı bir ortamda Hasankeyf’e
ilişkin basın açıklaması yapan Tarkan “Buraya Doğa Derneği’nin
başlattığı ‘Hasankeyf yok olmasın’ kampanyasına destek vermek üzere
geldim. Burada tüm doğaseverler, aydınlar, sanatçılar, bilim adamları,
siyasetçileri ve tüm kamu vicdanını Hasankeyf’i korumaya davet
ediyorum” dedi. “Hasankeyf sizin ile gurur duyuyor” sloganlarıyla
karşılanan Tarkan’dan Hasankeyfliler konser talebinde bulundu. Tarkan
da hayranlarını kırmayarak Hasankeyf’e dikkat çekmek amacı ile bir
konser sözü verdi. Hasankeyf için bir türkü besteleyeceğini söyleyen
Tarkan “Ben yaşadıkça gönlümde ve dilimde Hasankeyf olacak” dedi.
Hasankeyfliler’in yoğun ilgi gösterdiği Tarkan daha sonra mağaraların
bulunduğu Hasankeyf Vadisi’ni, tarihi kale ve Dicle Nehri’ne bakan
kısımları gezdi.
DTP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata ise mecliste düzenlediği basın
toplantısında, Ilısu Barajı ve Hasankeyf hakkında Meclis Başkanlığı’na
sunulan Meclis Araştırma Önergesi hakkında bilgi verdi. Tarihi
Hasankeyf’in insanlığın ortak kültür mirası olduğunu, korunması ve
gelecek kuşaklara aktarılmasının tarihsel bir sorumluluk olduğunu
belirten Ata, “Hasankeyf’in korunması, bir tarih ve kültür mirası
olarak gelecek nesillere taşınması başta siyasi iktidar olmak üzere bu
ülkede yaşayan herkesin ilgi ve duyarlılık göstermesi gereken bir
konudur. Enerjinin daima alternatifleri vardır ve sürekli
değişmektedir. Ancak tarihi değerlerin alternatifi olmadığı gibi geri
dönüşü de yoktur” dedi.
Taraf
gazetesi- 23.05.2008
Doğa
aktivisti Tarkan’ın 'Uyan' şarkısı hazır
Tarkan önemli bir doğa aktivisti olma yolunda ilerliyor.
Doğayla birlikte yok edilmesi planlanan uygarlık miraslarının da
-bunlar, ne hikmetse hep baraj projeleri içinde yer alıyor- korunma
altına alınmaları için mücadele veriyor; bu yerlere gidiyor, inceleme
yapıyor, medyayla buluşuyor ve duyarlı mesajlar veriyor.
Tarkan, Hasankeyf’in de, hem doğa olarak hem de uygarlık olarak
sular altında kalmaması için Hasankeyf’te, yöre sakinleri ve Avrupa
sivil toplum kuruluşları yöneticileriyle birlikte, ulusal ve yerel
medyanın katıldığı bir basın toplantısı yapmıştı. Tarkan’ın Doğa
Derneği ile birlikte yürüttüğü bu eylemi olumlu sonuçlar doğurdu. Öyle
ki, Başbakan Tayyip Erdoğan bile Hasankeyf’le ilgili söylemini
değiştirmek zorunda kaldı. Hasankeyf’te Tarkan bir mesaj daha
vermişti, “doğa”ya dikkat çekmek için ilk defa bir türkü yapacaktı.
Ve yaptı da.
Tarkan’ın söz ve müziği kendisine ait olan Uyan adını
verdiği türküsünü bir şekilde ele geçirdim (elbette ki legal yoldan)
ve dinledim. Orhan Gencebay’ın da sazı ve -biraz da- sesiyle katıldığı
Uyan, olağanüstü duyarlı ve etkileyici bir şarkı,
ciğerdelen cinsten. Parayla satılmayacak olan CD, önümüzdeki günlerde
Doğa Derneği’nin yeni yayınlanacak olan dergisiyle birlikte verilecek.
Şu sıra, Uyan için çekilecek klibin hazırlıklarını
yapan Tarkan’ın bu klibi, Türkiye’nin ulusal ve yerel bütün televizyon
kanallarında, sosyal sorumluluk çerçevesinde sürekli olarak
gösterilmeli, bütün radyo kanallarında çalınmalı bence mutlaka.
Uyan’da şöyle diyor Tarkan: “İki gözü iki çeşme /Hepimize
sesleniyor / Deva bul bu derde / Gel beni kurtar diyor / Kanadı kırık
kuş gibi / Garibin içi kan ağlıyor / Beni ateşe atmadan önce /
Vicdanına bi sor diyor / Uyan uyan uyan uyan / Koy elini kalbine geç
olmadan / Bu yolun sonu yokuştur deme / Dağları aşarız eğer inanırsan
/ Uyan uyan dostum uyan / Koy elini kalbine geç olmadan / “Bir” olur
geliriz üstesinden / Her şey mümkün eğer inanırsan / Böyle gelmiş
böyle gider / Deyip de sakın aldanma / Kimbilir, belki de değer / Sen
en iyisi doğrundan cayma / Aç gözünü gör de bak / A gülüm kendini
kandırma / Senin de yüreğin yanacak / Hele bi ortak ol da yangınına /
Uyan uyan dostum uyan / Koy elini kalbine geç olmadan / “Bir olur
geliriz üstesinden / Her şey mümkün eğer inanırsan / Yerimiz yurumuz
toprağımız / Yok oluyor ebediyen / Evimiz yuvamız biricik ocağımız /
Gidiyor elden / Uyan uyan uyan uyan / Koy elini kalbine geç olmadan”
Tarkan, Doğa Derneği’ni destekliyor. Derneğin vizyon ve misyonunu
bir pop star olarak savunuyor ve uyguluyor. Önümüzdeki dönemde Doğa
Derneği için, kendi çektiği doğa fotoğraflarından oluşan bir fotoğraf
sergisi açarak, insanların yok etmekte olduğu doğaya
dikkatlerini çekmeyi planlıyor. Ayrıca, eylül ayının ilk haftası
içinde Hasankeyf’te Doğa Derneği’nin işbirliğiyle vereceği bir konser
projesi de var Tarkan’ın.
Türkiye doğası alarm veriyor. Bir pop star çıkıp, hepimizi
uyandırmaya çalışıyor. Doğanın kurtuluşu, aynı zamanda insanın da
kurtuluşu. Gücü olan herkesin, her kesimin, her sınıfın -özellikle
sanayi ve ticaret erkinin- Tarkan gibi, Doğa Derneği gibi duyarlı kişi
ve kuruluşların yanında yer alıp, bir büyük güç birliğini oluşturması
gerekiyor.
Başka da çıkar yol yok!
Taraf gazetesi, 23.07.2008
Kaplumbağa Rafet ölmek istemiyor
Ilısu Barajı`nın sadece
Hasankeyf`i değil Dicle havzasındaki bitki ve hayvanları da yok
edeceğini belirten çevreciler kampanya başlattı. Maskot, Fırat
Kaplumbağası Rafet
sadece Hasankeyf`i sular altında
bırakmayacak, aynı zamanda Dicle Vadisi`nin ve orada yaşayan bitki ve
hayvanların da yok olmasına neden olacak. Ünlü sanatçı Tarkan`ın
katılımıyla başlatılan `Hasankeyf Yok Olmasın` kampanyasıyla ilçede
bir de ofis açan Doğa Derneği, dünyanın doğal ve kültürel açıdan en
zengin alanlarından biri olan Dicle Vadisi`nin yaşatılması için baraj
projesinin geri çekilmesini istiyor. Kampanyanın simgesi olan Latince
adı `Rafetus euphraticus` olan ve `Rafet` olarak tanınan yumuşak
kabuklu Fırat kablumbağasını seçen derneğin Hasankeyf ofisinde yerli
halkı ve ilçeye gelenler bilgilendirilecek. Doğa Derneği Genel Müdürü
Güven Eken, bölgenin biyolojik çeşitlilik ve endemik türler açısından
Türkiye`nin en önemli doğa alanlarından biri olduğunu söylüyor.
CANLILAR YOK OLACAK
Nehir vadisine bağımlı nadir kuş
türlerinin varlığına işaret eden Eken, sanıldığı gibi sadece Hasankeyf`in
değil 400 km.`lik bir doğal nehir kıyısındaki yaşam ortamlarının yok
olacağına dikkat çekti. Ilısu Projesi`nin kritik doğal yaşam
ortamlarını geri dönüşü olamayacak biçimde değiştirip bozacağından
dolayı büyük çevresel etkiye sebep olacağını söyleyen Proje
Koordinatörü Erkut Ertürk de, projenin bölgeye has birçok canlının da
sonunu getireceğini vurguladı. Bölgeye özgü Fırat kaplumbağalarının
barajla birlikte soylarının tükeneceğini anlatan Ertürk, baraj
projesinin krediyi veren ülkelerde çevresel etkilerinden dolayı
kesinlikle uygulanamayacağına da dikkat çekti: "Ülkemizin biyolojik
zenginliğine ve kültürel mirasına geri dönülmez zararlar veren bu
projeden derhal vazgeçilmesini ve Avrupa`nın bu çifte standard
uygulamasına son verilmesini talep ediyoruz." Proje iptal edilene
kadar Hasankeyf`te rotasyon usülüyle kalacaklarını ve bunu herkese
anlatacaklarını söyleyen Ertürk, "Konuşamayanların, bitkilerin,
hayvanların sesi olacağız," dedi. Doğa Derneği`nin araştırmalarına
göre Ilısu Baraj projesiyle kelebekler, balıklar ve memelilerin yanı
sıra, kuş cinslerinin büyük kısmı da yok olacak.
Ilısu Barajı`nın yok edeceği canlılar
Yumuşak Kabuklu Fırat Kaplumbağası:
Türkiye, İran, Irak ve Suriye`de yaşayabilen bu tür, ülkemizde sadece
Fırat ve Dicle nehirlerinde yaşamını sürdürüyor. Su ısısındaki
düşüşler türün yaşam fonksiyonlarını ciddi biçimde etkilediği için,
kaplumbağanın yaşam alanlarında inşa edilecek bir baraj, türün
devamlılığını tehlikeye sokacak.
Çöl Varanı: Bölgedeki en büyük
kertenkeledir. Cizre çevresinde, nehir kıyısındaki alanlarda ürüyor.
Ilısu Barajı`nın nehir ekosistemini değiştirmesi ve yaşam alanının
azalması sonucunda buradaki nüfus dolaylı olarak etkilenecek.
Tavşancıl: Boyu 55-65 cm`ye
ulaşabilen büyük bir yırtıcı kuş olan Tavşancıl, Hasankeyf ve
Güçlükonak`ta ürüyor. Dicle nehrinin kayalıklarında hâlâ yaşayan iki
tavşancıl çifti yuvalanma alanları sular altında kalacağı için sonsuza
dek yok olacak.
Kızıl Akbaba: Örtü tüyleri kızıl
kahverengi olan kızıl akbabaların telekleri ise siyah renkte. Hâlâ
üremekte olduğu bilinen tek kızıl akbaba kolonisi Güçlükonak
yakınlarındaki Dicle vadisinde. Kızıl akbabalar yuvalanma alanları
sular altında kalacağı için tamamen yok olacak.
Küçük Akbaba: Sivri kafalı, kama
şeklinde kuyruğu olan bu tür, yuvalarını kayalıkların çıkıntı ya da
oyuklarına yaptığı için Hasankeyf onlar için cazip bir yerleşim alanı.
Küçük Kerkenez: Bu kuş, yırtıcıların
küçük bir türü. Hasankeyf`te küçük kerkenez topluluğu ve diğer
bölgelerdekil neredeyse tüm küçük kerkenezler yuvalanma alanları sular
altında kalacağı için tamamen kaybolacak.
Bataklık Kırlangıcı:. Göçmendirler,
kışı tropikal Afrika`da geçirirler. Halihazırda 100-200 çift bataklık
kırlangıcı Ilısu projesinin sular altında bırakacağı Bostancı
çevresindeki çakıl adacıklarda ürüyor. Dicle nehri yapay olarak
kontrol edileceği için bu adalar onlar için uygun yuvalanma alanları
olmaktan çıkacak.
Büyük Kızkuşu: 35 cm`ye varan uzun
boyları ile büyük kıyı kuşlarındandır. Güney Asya kökenli olsalar da
Türkiye`de sadece Cizre`de ürerler. Bostancı bölgesindeki büyük
kızkuşları su rejimindeki hızlı dalgalanmalar yüzünden tamamen yok
olacak.
Alaca Yalıçapkını: Boyları 25 cm`ye
kadar varabilen büyükçe kuşlardır. Dicle nehri bu türün Türkiye ve
Avrupa`daki temel üreme alanlarından biri. Ilısu Projesi hayata
geçerse, türün Türkiye ve Avrupa`daki son temel üreme alanı da sonsuza
dek yitirilmiş olacak.
Gökkuzgun: İnce yapılı, küçük karga
boyutunda bir kuştur. Sıklıkla teller ya da alçak ağaçlar üzerinde
bulunur. Hasankeyf`teki nüfusunun yuvalanma alanları baraj suları
altında kalacak.
Küçük sağan: Küçük boyları, beyaz
kuyruk sokumu ve kırlangıç gibi kısa kuyruklarıyla kolayca tanınırlar.
Hasankeyf`te yaşayan kolonilerin yeri biliniyor ve bu yuvalar Ilısu
Barajı ile sular altında kalacak.
Kocagöz: Ürkek, açık kahverengi
bir yer kuşudur. Türkiye`de bu kuşlar için gerekli yaşam alanları son
yıllarda azaldığından nüfusları tehlike altında. Baraj yapılırsa Dicle
nehri boyunca bulunan nüfusları zarar görecek.
Sabah gazetesi, 2008-05-18
'Hasankeyf
yok olmasın' kampanyasının maskotu kaplumbağa Rafet kredi
kuruluşlarını protesto etti
Doğa Derneği’nin
yürüttüğü “Hasankeyf Yok Olmasın” kampanyasının sembolü “Kaplumbağa
Rafet” bugün Avusturya’nın Viyana şehrinde Ilısu Barajı’nı finanse
eden Avusturya Kontrolbank'ın Ilısu barajı ile ilgili düzenlediği
toplantı öncesi Greenpeace Avusturya, WWF Avusturya ve Friends of the
Earth dahil toplam 10 sivil toplum kuruluşuyla beraber Ilısu Barajı
Projesi'ni protesto etti.
Ilısu Barajı
Projesi’nin finansmanı, aralarında Avusturya Kontrolbank’ın da olduğu
Avrupalı kredi ihracat kuruluşlarınca, Almanya, İsviçre ve Avusturya
hükümetlerinin onayı ile sağlanmakta. Öte yandan, Avrupa Parlamentosu
21 Mayıs 2008’de yayınladığı önergede Ilısu barajı gibi geniş etkilere
sahip olan, kültürel mirası ve eşsiz arazileri tehdit eden projelerin
Avrupa standartlarına uygun olması gerektiğini vurgulamıştı(1).
Doğa Derneği’nin
Hasankeyf ofisinden yapılan açıklamada Kampanya Koordinatörü Erkut
Ertürk “Avrupa Parlamentosunun uyarısına ve Ilısu baraj projesinin
doğaya ve kültürel mirasa vereceği zararlardan dolayı hiç bir AB
ülkesinde onay alamayacak bu projeyi finanse eden üç ülkeden ikisi
Avrupa Birliği (AB) üyesidir” dedi. Ertürk sözlerine şöyle devam etti:
“Bugün Kaplumbağa Rafet dünyanın en saygın uluslar arası sivil toplum
örgütleriyle birlikte Kontrolbank’a bu projeden derhal çekilmesi
uyarısında bulunmak üzere Viyana’da bulunuyor.”
Kaplumbağa Rafet, Latince ismiyle Rafetus euphraticus, 1996’da
Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından küresel ölçekte yok
olma tehdidi altındaki türlerin yer aldığı kırmızı listeye dahil
edilmişti.
Ertürk “Bu bilimsel gerçeğe rağmen Türkiye “Kaplumbağa Rafet” ve Dicle
nehrinde yaşayan nesli tehlike altındaki diğer türlerin yok olmasına
neden olacak Ilısu Barajı Projesini hayata geçirmeye çalışıyor (2)”
dedi.
Doğa Derneği
Ilısu Barajı Projesi'nden sadece nesli tehlike altındaki canlıların
değil aynı zamanda içinde tarihi Hasankeyf şehrinin de bulunduğu antik
Mezopotamya’nın önemli bir bölümünün sular altında kalarak yok olacağı
uyarısını yapıyor. Bölgede yapılan çalışmalara Ilısu barajının 300’den
fazla arkeolojik alandan 83’ünün de sular altında kalacağını
gösteriyor.
Ertürk “ Doğa Derneği ve Hasankeyfliler Türkiye’nin Ilısu Barajı
Projesi'ni iptal ederek bu korkunç hatadan dönmesini ve Hasankeyf’i
UNESCO’nun dünya mirası listesine eklemesini talep ediyor. Böyle bir
karar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hem Türkiye’nin doğal ve tarihi
mirasına sahip çıktığını, hem de, bölge halkı ve Türkiye için istihdam
ve gelir getirecek kültür ve doğa turizmi girişimlerine kaynak
oluşturacak bir vizyona sahip olduğunu göstermiş olacaktır” dedi.
Doğa Derneği
Basın Bülteni
20 haziran 2008
Hasankeyf`teki
nadir kuş türlerine koruma
Hasankeyf`teki kuşların Ilısu Baraj
Projesi nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu
açıklayan Doğa Derneği, yöredeki kuş türleri üzerinde inceleme
başlattı.
Çalışmaları yürüten derneğin Genel Müdürü Güven Eken ve koordinatör
Esra Başak, Batman`daki antik kentin sular altında kalmaması ve canlı
türlerinin ölmemesi için mücadele edeceklerini vurguladı. Barajın
yapılması durumunda 6 çeşit ender kuş türünün yok olacağına dikkat
çeken Güven Eken, `4 kuş türünden bir tanesi barajlar sebebiyle
tehlike altında.` dedi.
Türkiye`de nadir bulunan kuş türlerini korumak için Ilısu Barajı`nın
yapılmaması ya da revizyonu için ciddi çalışmalar yürüteceklerini
belirten Eken, şube açmak için yeniden ilçeye geleceklerini söyledi.
Hasankeyf`te burkuşlar, alaca yalıçapkını, kızıl akbaba, küçük
kerkenez ve boz kiraz kuşu gibi çok sayıda nadir kuş türü yaşıyor.
Medeni Akbaş, Batman
2005-12-01 Zaman gazetesi
Alman Hükümeti,
Hasankeyf’i yok edecek
Ilısu Barajı Projesinden çekilme yolunda
Alman “Der
Spiegel” dergisi 1 Eylül tarihinde yayımlanan sayısında yer alan
habere göre, Türkiye’nin gerekli şartları hala yerine getirmediği
gerekçesiyle, Alman Hükümeti’nin Ilısu barajı için kredi desteğini
geri çekebileceğini yazdı. Der Spiegel haberinde, son uzman raporuna
göre Türkiye hükümetinin bölgede kültürel mirasın ve biyolojik
çeşitliliğin korunması gibi birçok şartı yerine getirmekte başarısız
olduğunu belirtti.
Ilısu Baraj
Projesi’nin başından beri bu şartları yerine getirebilecek koşullara
sahip olmadığına dikkat çeken . Doğa Derneği Kampanya Koordinatörü
Erkut Ertürk, “Alman Hükümeti’nin kültürel mirasa ve doğa katliamına
yol açacak projeden çekileceğini gösteren bu açıklamalar buz dağının
sadece görünen yüzüdür. Eğer Almanya hala Avrupa’nın en çevreci
hükümeti sıfatını taşımak istiyorsa, bu kredileri tamamen rafa
kaldırmalıdır. Doğayı ve kültürel mirası korumanın temel şartlarında
birinin Ilısu Barajı’nın inşa edilmemesi olduğunu kabul etmelidir”
dedi.
Barajın sular
altında bırakacağı bölgede yer alan Hasankeyf’in 10 bin yıllık
insanlık tarihine, sayısız canlı türüne ve vahşi hayata ev sahipliği
yaptığını hatırlatan Ertürk, “Gerçek şu ki, Avrupa Birliği’nin en
çevreci ülkesi olmakla gurur duyan Almanya’nın Ilısu Barajı gibi
yıkıcı bir projeyi en başından beri desteklemesi çifte standarttır.
Çevre konusunda kendi ülkesinde çok sıkı standartlar uygulayan
Almanya’nın konu Türkiye olduğunda ciddi bir çevresel yıkıma yol
açacak bu projeyi finanse etmesi kabul edilemez” dedi.
Doğa Derneği,
Türkiye’nin doğal ve tarihi mirasına sahip çıkılarak kültür ve doğa
turizmini geliştirecek adımlar atılmasının hem bölge halkının hem de
Türkiye’nin refahına daha büyük katkı sağlayacağını savunmakta ve
Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin UNESCO Kültürel ve Doğal Miras
Listesi’ne alınmasını talep ediyor.
Doğa derneği,
2 Eylül 2008,
Basın bülteni