Doğa Derneği'nin Hasankeyf'li ilgili
tüm etkinliklerinden haberler

           


Doğa Derneği ile Hasankeyf Belediyesi'nin düzenlendiği "Uluslararası, Barajsız Hasankeyf'i Arama Konferansı"
ile ilgili haberler için lütfen tıklayınız.


Hasankeyf için Erdoğan'a 60 bin e-posta

Doğa Derneğinin, Ilısu Barajı çalışmalarının durdurulması ve Hasankeyf'in UNESCO Dünya Mirası ilan edilmesi için başlattığı kampanya kapsamında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a 60 bin elektronik posta gönderildi.

Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Güven Eken, kampanyayı geçen sene başlattıklarını ve ilk aşamada amacına ulaştığını belirtti.

Ilısu Barajı için uluslararası konsorsiyumun projeden desteğini çektiğini anımsatan Eken, Türkiye'de projeye destek veren iki yerli bankaya da projeden çekilmeleri yönünde görüşmelerde bulunduklarını anlattı.

Elektronik posta kampanyasının geçen sene başladığını belirten Eken, "Türkiye'nin dört bir yanından insanlar katılıyor. 60 bin kişiyi geçti destekçi sayısı. Projeye Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Sezen Aksu, Tarkan, Orhan Gencebay, Okan Bayülgen gibi önemli isimler de destek veriyor. Projeyle ilk hedefimize ulaştık. İlk amacımız Avrupa ülkelerinin projeden çıkmasıydı, yabancılar finans desteğini çekti. Ancak Ilısu Barajı projesi durdurulmadığından kampanya devam ediyor. Taleplerimizi içerin elektronik postalarımızı gönderdik, yanıt bekliyoruz. Önümüzdeki aylarda çalışmalarımız daha da hızlanacak" dedi.

"Dünya mirası listesinde yer almalı"

Hasankeyf'in UNESCO dünya mirası listesine alınması için gerekli olan 10 kriterden 9'unu karşılayan dünyadaki "tek bölge" olduğunu savunan Eken, "Mısır'daki piramitler UNESCO Dünya Mirası listesi için gerekli kriterlerden 4'ünü sağlarken, Hasankeyf 9 kriteri taşıyor. Bu nedenle UNESCO Dünya Mirası ilan edilmesi gereken bir yer ama şimdiye kadar böyle bir girişim yok" dedi.

Eken, Hasankeyf'in "kurtarılması" ve dünya mirası listesine alınması için 11 Nisanda iki günlük bir konferans düzenleneceğini belirterek, bu konferansa çeşitli ülkelerden uzmanların da ilçeye geleceğini kaydetti.

Bu çalışmanın Hasankeyf'in dünya mirası olması için ilk bilimsel çalışma olacağını dile getiren Eken, Ilısu Barajı'nın yapımı durdurulana ve Hasankeyf dünya mirası ilan edilinceye kadar çalışmalarını sürdüreceklerini sözlerine ekledi.

02.04.2010


Doğa Derneği’nden Garanti Bankası
Önünde Hasankeyf Protestosu

Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin yok olmasına neden olacak Ilısu baraj projesine kredi vermesi sözkonusu olan Akbank ve Garanti Bankası’na karşı Doğa Derneği ülke çapında bir kampanya başlattı.

Kampanya kapsamında bugün Doğa Derneği Garanti Bankası Genel Müdürlüğü önünde bir Hasankeyf protestosu gerçekleştirdi. Protestoda Hasankeyf kampanyasının maskotu Kaplumbağa Rafet, Doğa Derneği Başkanı Güven Eken ve Hasankeyfli Rüstem Ayhan yer aldı.

Doğa Derneği’nin protesto için hazırlamış olduğu pankartta Kaplumbağa Rafet tahtaya yazmış olduğu sınav sorusunda “Garanti Bankası Hasankeyf’i yok edecek krediyi verir mi” diye sordu.

Doğa Derneği, geçtiğimiz haftalarda Garanti Bankası’nın üst düzey yetkilileri ile görüşerek Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle Vadisi’nin Türkiye’nin ve dünyanın en önemli kültür ve doğa miraslarından biri olduğunu hatırlatmıştı. Türkiye’nin doğal ve kültür mirasına olan sorumluluğun her şeyden önce geldiğini ileten Doğa Derneği, bankadan Ilısu baraj projesinden çekilmelerini talep etmişti. Garanti, Doğa Derneği’nin bu talebine henüz olumlu yanıt vermedi.

Doğa Derneği Başkanı Güven Eken protesto sırasında yaptığı açıklamada “Doğa için Garanti” diyerek “Çevreci Bonus” kartıyla doğaya olan duyarlılığını öne çıkaran Garanti Bankası’nın bu sınavda yapacağı tercih, Hasankeyf ve Türkiye doğasının geleceği için belirleyici olacak” dedi.

Güven Eken açıklamasına şöyle devam etti: “Garanti’nin kamuoyu önündeki bu sınavda doğru tercihi yapmalarını bekliyoruz. Eğer tercihi Ilısu baraj projesine kredi vermekten yana olursa, bankanın doğa ve kültürü aslında sadece birer reklam malzemesi olarak kullandığını kabul etmek zorunda kalacağız.”

“Doğa Derneği, her iki bankaya da Avrupa kredi kuruluşlarının projeden çekildiklerini hatırlatıyor ve Garanti Bankası ile Akbank’ı diğer ilkeli kuruluşlar gibi Ilısu projesinden çekilerek Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Mirası ilan edilmesine destek vermeye çağırıyor.”

Protestoya katılan Hasankeyfli Rüstem Ayhan ise, “Garanti Bankası’nın Ilısu Barajına destek verdiğini öğrendik. Hasankeyf’i sular altında bırakacak bu barajı hiçbir koşulda istemiyoruz. Hasankeyf’e gelmeden, bize sormadan ve buradaki değerleri anlamadan aldığınız bu karar bankanız için büyük bir hatadır. Biz, vadimizde binlerce yıldır süregelen yaşamın yok olmasına değil yaşamasına destek olmanızı bekliyoruz” dedi. Ayhan, protestodan sonra Hasankeyfliler adına yazdığı mektubu Garanti Bankası yöneticilerine sundu.

Basın açıklamasını izlemek için>>
http://www.dogadernegi.org/index.php?sayfa=hasankeyf-videolar


Doğa Derneği’nden Akbank ve Garanti Bankası’na çağrı: Hasankeyf’in yok edilmesine kredi vermeyin

4 Ocak 2010, İstanbul - Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Ilısu baraj projesinin hayata geçirilmesi için gerekli krediyi aralarında Garanti Bankası ve Akbank’ın da bulunduğu yerli bankalardan temin etmeye çalışmaktadır. Doğa Derneği, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’ne yönelik bu endişe verici gelişmeyi kamuoyuna duyurur.

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, geçtiğimiz hafta içinde Ilısu baraj projesi hakkında yaptığı açıklamada eksik finansmanın Türkiye’deki büyük bankalardan karşılanacağını belirtmiş ve Hükümetin bu bankalar ile Ocak ayı içersinde anlaşma imzalamayı umduğunu açıklamıştı.

Doğa Derneği, geçtiğimiz Kasım ayında her iki bankaya bir yazı göndererek Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle Vadisi’nin Türkiye’nin ve dünyanın en önemli kültür ve doğa miraslarından biri olduğunu hatırlatmıştı. Doğa Derneği aynı yazıda bankaların Ilısu baraj projesine finansman sağlamamalarını talep etmişti (1). Ancak ne Garanti Bankası, ne de Akbank bugüne kadar konuyla ilgili herhangi bir açıklamada bulunmadı.

Doğa Derneği Başkanı Güven Eken yaptığı açıklamada “Hasankeyf ve Dicle Vadisi, UNESCO dünya mirası kriterlerinin onda dokuzuna uyan dünyadaki tek doğa ve kültür mirasıdır. Cevre koruma projelerine desteği ile tanınan Garanti Bankası ile Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne (Global Compact) imza atan Akbank’ın bu dünya mirasını yok edecek olan Ilısu baraj projesini desteklemelerinin hiçbir nedeni olamaz. Doğa Derneği, her iki bankadan da, kamuoyunda büyük bir hassasiyet yaratmış olan Ilısu baraj projesi konusunda rahatlatıcı birer açıklama bekmektedir” dedi.

Eken sözlerine şöyle devam etti: “Yeşil Atlas başta olmak üzere Garanti Bankası’nın desteklediği pek çok çalışmada Ilısu ve diğer büyük baraj projelerinin doğaya verdiği zararlar belgelerle ortaya konmuştur (2). Akbank ise Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni (3) imzalamıştır. On maddelik bu sözleşmenin üç maddesi çevreyle ve doğayla ilgilidir. Bu maddeler okunduğunda sözleşmeye imza atan bir şirketin Ilısu barajı gibi bir projenin içinde bulunamayacağı net olarak anlaşılabilir.”

Eken, “Önce Dünya Bankası, ardından da Avrupa’daki yatırım bankaları doğaya ciddi zararlar verecek olan bu projeden çekilmişlerdir (4). Bu durum, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin Bakan Eroğlu’nun iddia ettiği gibi korunamayacağının en somut kanıtıdır. Bu nedenle, Türkiye’deki milyonlarca kişinin yatırımlarını elinde tutan Akbank ve Garanti Bankası’ndan da aynı hassasiyeti göstermelerini talep ediyoruz” diyerek sözlerine son verdi.

Doğa Derneği Hükümete yaptığı çağrıyı yenileyerek Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin Dünya Kültür Mirası listesine dahil edilmesi için bir an önce UNESCO’ya başvurulmasını talep etti.

Daha fazla bilgi için:

Yücel Sönmez, Doğa Derneği Kurumsal İletişim Koordinatörü

e-posta: yucel.sonmez@dogadernegi.org

Tel: 0216 462 2724 / 0549 860 27 64

www.dogadernegi.org

Editore Notlar:

1) Doğa Derneği’nin Garanti Bankası ve Akbank’a göndermiş olduğu mektupların örneği.

2) Garanti Bankası, on yılı aşkın süredir Türkiye’de doğayla ilgili temel referanslardan biri olarak kabul edilen Yeşil Atlas dergisinin destekçisidir.

3) Global Compact (Küresel İlkeler Sözleşmesi): Şirketlerin insan hakları, çalışma koşulları, çevre ve temiz toplumla ilgili evrensel ilkelere olan bağlılığını ilan ettiği Küresel İlkeler Sözleşmesi sosyal sorumluluğun dünya çapındaki en önemli belgesi olarak kabul edilmektedir. Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzalayan şirketler ve diğer özel kuruluşlar, aşağıda açıklanan amaçları ve değerleri kendi kurumsal ilkelerine dahil etmeyi üstlenmektedir:

İnsan Hakları 1. Etki alanları içinde evrensel insan haklarının korunmasına destek ve saygı gösterilmesi 2. Kendi kuruluşlarının insan hakları ihlaline karışmamış olmalarının sağlanması

Çalışma Standartları 3. Örgütlenme özgürlüğü ve toplu sözlesme haklarının etkin bir şekilde tanınması 4. Her türlü zorlayıcı ve baskı altında çalıştırmanın engellenmesi 5. Çocuk isçiliğinin etkin bir şekilde önüne geçilmesi 6. İşe alma ve çalışma süreçlerinde ayırımcılığın önlenmesi.

Çevre 7. Çevre ile ilgili konularda, zarar oluşmadan önleyici yaklaşımın desteklenmesi 8. Daha etkin bir çevre sorumluluğunun yaygınlaştırılması için girişimde bulunulması 9. Çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasının özendirilmesi

Yolsuzlukla Mücadele 10. Şirketler her türlü yolsuzluk, haraç ve rüşvet olayları ile mücadele etmelidir.

4) 2007 Mart ayında Alman, Avusturyalı ve İsviçreli kredi kuruluşları ile Türkiye Hükümeti arasında projenin kredisini garanti altına alan bir anlaşma imzaladı. Kredi kuruluşları, uluslar arası baskılar nedeniyle bu anlaşmayı 153 şarta bağladı. Bu şartlar kredi kurumları tarafından atanan uluslar arası 15 kişilik bilirkişi kurulu tarafından biyolojik çeşitlilik, kültürel miras ve yeniden yerleşim alanlarında denetlendi. Türkiye bu 153 şartın hemen hiçbirini tam olarak yerine getiremediği için Avrupa ülkeleri Temmuz 2009’da projeden çekildiklerini açıkladı.


Garanti Bankası ve Akbank’ın Doğa
ve Uygarlık Sınavı Başlıyor


Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin yok olmasına neden olacak Ilısu baraj projesine kredi vermesi sözkonusu olan Akbank ve Garanti Bankası’na karşı Doğa Derneği bugün ülke çapında bir kampanya başlattı.

Doğa Derneği’nin hazırlamış olduğu ilanlarda Hasankeyf Yok Olmasın Kampanyası’nın maskotu Kaplumbağa Rafet tahtaya yazmış olduğu sınav sorusunda “Garanti Bankası ve Akbank Hasankeyf’i yok edecek krediyi verir mi” diye soruyor.

Doğa Derneği, geçtiğimiz haftalarda her iki bankanın da üst düzey yetkilileri ile görüşerek Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle Vadisi’nin Türkiye’nin ve dünyanın en önemli kültür ve doğa miraslarından biri olduğunu hatırlattı. Her iki kuruma da Türkiye’nin doğal ve kültür mirasına olan sorumluluğun her şeyden önce geldiğini ileten Doğa Derneği, bankalardan Ilısu baraj projesinden çekilmelerini talep etti. Garanti ve Akbank, Doğa Derneği’nin bu talebine henüz olumlu yanıt vermedi.

Doğa Derneği Başkanı Güven Eken “Doğa için Garanti” diyerek “Çevreci Bonus” kartıyla doğaya olan duyarlılığını öne çıkaran Garanti Bankası ve Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (1) çevre dahil olmak üzere tüm standartlarını kabul eden Akbank’ın bu sınavda yapacağı tercih, Hasankeyf ve Türkiye doğasının geleceği için belirleyici olacak” dedi.

Güven Eken açıklamasına şöyle devam etti: “Akbank ve Garanti’nin kamuoyu önündeki bu sınavda doğru tercihi yapmalarını bekliyoruz. Eğer tercihleri Ilısu baraj projesine kredi vermekten yana olursa, her iki bankanın da doğa ve kültürü aslında sadece birer reklam malzemesi olarak kullandıklarını kabul etmek zorunda kalacağız.”

“Doğa Derneği, her iki bankaya da Avrupa kredi kuruluşlarının projeden çekildiklerini hatırlatıyor ve Garanti Bankası ile Akbank’ı diğer ilkeli kuruluşlar gibi Ilısu projesinden çekilerek Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Mirası ilan edilmesine destek vermeye çağırıyor.”

Güven Eken sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin doğası ve kültür mirasını Avrupalı kredi kuruluşlarının Türkiye’nin iki öncü bankasından daha fazla önemsediklerini düşünmek istemiyoruz. Garanti ve Akbank bu tarihi sınavı umarız başarıyla geçer.”


Dünya Ilısu Barajı'nı Terketti. Sıra Türkiye'de.

Almanya, Avusturya ve İsviçre Ilısu Barajı’na olan kredi garanti desteğini geri dönüşsüz olarak çektiğini açıkladı. Bugün saat 10:00’da üç ülke adına yapılan yazılı açıklamada Türkiye’nin kredi koşullarını sağlamakta kısmi gelişme kaydetmekle birlikte, bu gelişmenin kredi vermek için yeterli olmadığı belirtildi.

Üç ülke daha önce Aralık ayında Türkiye’nin gerekli koşulları sağlamadığı gerekçesiyle krediyi askıya alarak Türkiye’ye 180 günlük süre tanımıştı. Bu süre 6 Temmuz 2009 itibari ile doldu. Bu süreye kadar yapılan bağımsız bir komitenin bilimsel raporları, Türkiye’nin başta doğanın ve kültürün korunması ile ilgili kriterler olmak üzere pek çok koşulu yerine getirmekten uzak olduğunu, bu nedenle Ilısu Barajı’nın bölgeye yarardan çok zarar getireceğini ortaya koydu. Sonuç olarak üç ülke iki yıl önce imzaladıkları kredi anlaşmasını tek taraflı olarak feshetti.

Konu hakkında açıklama yapan Doğa Derneği Kampanya Koordinatörü Erkut Ertürk, Avrupa ülkelerinin verdiği kararın gecikmiş bir karar olduğuna dikkat çekerek, “Ilısu Barajı’nı yapacak konsorsiyumun bir kez daha dağılmış olması, Ilısu projesinin baştan yanlış tasarlanmış bir fikir olduğunu bir kez daha kanıtlanıyor. Artık bu kadar bilimsel ve teknik veri varken Türkiye’nin bu barajın yapımında ısrar etmesi mümkün değildir. Talebimiz, Türkiye’nin de bir an önce bu projeyi durdurmasıdır ve Hasankeyf’i UNESCO Dünya Mirası listesine dahil etmesidir” dedi.

Doğa Derneği Başkanı Güven Eken yaptığı açıklamada “Avrupa, Tarkan, Orhan Gencebay, Orhan Pamuk, Yaşar Kemal ve Sezen Aksu gibi fikir önderlerinin ve 100 bine yakın insanın sesini duymuştur. Doğa Derneği’nin Hasankeyf’in yok edilmesine olan itirazı Türkiye’de ve dünyada büyük destek bularak kamu vicdanını harekete geçirmiştir. Doğa Derneği, bundan sonra atılabilecek en doğru adımın Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından Türkiye’nin doğa ve kültür mirasının korunması için bağımsız bir ulusal komisyon kurması ve Hasankeyf konusunun bu komisyon tarafından çözülmesi gerektiğini savunmaktadır. Tüm Türkiye’yi Doğa Derneği ve Atlas Dergisinin ortaklaşa yürüttüğü Hasankeyf’e Sadakat imza kampanyasına katılmaya çağırıyoruz. Doğa Derneği’nin kampanyası Türkiye Ilısu Barajı’ndan vazgeçene kadar sürecek” dedi.
07.07.2009

http://www.dogadernegi.org


Sezen Aksu’dan Hasankeyf İçin İmza

Doğa Derneği ve Atlas Dergisi tarafından Hasankeyf için başlatılan uluslararası imza kampanyasına destek her geçen gün büyüyor. Tarkan, Orhan Gencebay ve Orhan Pamuk ve Yaşar Kemal’den sonra Sezen Aksu da, Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Miras Alanı olarak ilan edilmesini talep eden dilekçeyi imzaladı. Aksu’nun da imzaladığı dilekçe Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Almanya Başbakanı Angela Merkel’e, Avusturya Başbakanı Werner Faymann’a ve İsviçre Başbakanı Hans-Rudolf Merz’e iletilecek.

Sezen Aksu’nun imzaladığı dilekçede, Hasankeyf’in en az 10 bin yıllık geçmişi ve küresel ölçekte nesli tehlike altındaki canlı türleri ile UNESCO’nun 10 dünya mirası kriterinden 9’unu karşılayan insanlığın sahip olduğu en eski kentlerden birisi olduğuna dikkat çekiliyor.

Kampanyaya çok kısa sürede Sezen Aksu’nun yanında 20 bin kişinin imza attığını belirten Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, yaptığı açıklamada Hasankeyf’in evrensel değere sahip bir doğa ve kültür mirası olduğuna dikkat çekti.

Eken, Hasankeyf’le ilgili son gelişmeler hakkında şunları söyledi:“Tarkan, Orhan Gencebay, Orhan Pamuk, Yaşar Kemal ve Sezen Aksu gibi fikir önderlerinin Hasankeyf için imza atmaları tesadüfi bir gelişme değil. Bu birlikteliğin ortak paydası, Hasankeyf’in insanlığın önünde duran evrensel bir sınav olması. Bu nedenle, Doğa Derneği’nin Hasankeyf’in yok edilmesine olan itirazı büyük destek buluyor ve çözümsüz bir karşı çıkış olmak yerine kamu vicdanını Hasankeyf’in UNESCO Dünya Mirası olabilmesi için harekete geçiriyor. Oluşan sivil hareket, bu kampayaya katılan tüm kişi ve kurumlar için bir insanlık görevi. Tüm Türkiye’yi Doğa Derneği ve Atlas dergisinin ortaklaşa yürüttüğü Hasankeyf’e Sadakat imza kampanyasına katılmaya çağırıyoruz”.

03.07.2009

www.hasankeyfesadakat.com


Hasankeyf İçin Mankenli Protesto

Doğa Derneği, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’ni yok edecek Ilısu Barajı’nda ısrar eden Türkiye, Avusturya ve İsviçre’yi bu ülkeleri temsil eden mankenlerin kafasını Hasankeyf’te Dicle’nin sularına gömerek protesto etti. Yapılan açıklamada, UNESCO’nun 10 dünya mirası kriterinden 9’unu karşılayan Hasankeyf ve Dicle Vadisi’ni yok edecek Ilısu Barajı’nda ısrar eden ülkelerin kafalarını suyun içinden çıkararak Hasankeyf’e hak ettiği evrensel değeri vermeleri talep edildi. Ilısu projesinin hiçbir uluslararası standardı karşılamadığı gerekçesiyle önceki hafta Alman basınında Almanya’nın projeden desteğini çekeceği haberleri yer aldı ve bu haberler yetkililer tarafından tekzip edilmedi.

Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin doğal ve kültürel değerini ortaya koyan bilimsel raporlara karşın Türkiye ile birlikte İsviçre ve Avusturya’nın gerçekleri görmezden gelmeye devam ettiğini belirten Hasankeyf Kampanya Koordinatörü Erkut Ertürk, “Bu ülkelerin de artık kafalarını suyun içinden çıkararak Hasankeyf’e başka bir gözle bakmalarını ve Hasankeyf’in de içinde yer aldığı Dicle Vadisi’nin değerini görmelerini istiyoruz” dedi.

Piramitlerin 3 kriterle, Çin Seddi’nin 5 kriterle, Taç Mahal’in 1 kriterle UNESCO Dünya Miras Alanı listesine girdiğinin altını çizen Ertürk, “En az 10 bin yıllık geçmişi ve küresel ölçekte nesli tehlike altındaki canlı türleri ile dünyanın en özel alanlarından biri olan Hasankeyf karşıladığı 9 kriterle bu listeye girerek tüm dünya için cazibe merkezi olmayı fazlasıyla hak ediyor. Türkiye bu eski projeyi uygulama inadından vazgeçmeli ve var olduğu günden bugüne ayakta duran Hasankeyf ve Dicle Vadisi’ni koruyup, gelecek nesillere aktararak, uluslararası bir ilke imza atmalıdır ” diye konuştu.

Fotograf: Sedat Mehder
30.06.2009


Almanya Ilısu Barajı'ndan Çekildi

Frankfurter Rundschau Gazetesi’nden yapılan son dakika açıklamasına göre, Türkiye kredi koşulları yerine getirmediği için Almanya'nın Ilısu Barajı'ndan çekildiğini açıkladı ve Türkiye saati ile 16.30’a kadar Alman hükümeti haberi yalanlamadı.

Hasankeyf için destek veren Tarkan, Orhan Gencebay, Orhan Pamuk ve Yaşar Kemal'in de yer aldığı haberde, Almanya'daki ilgili bakanlıkların yaptıkları toplantı sonucu Ilısu Barajı'ndan çekilme kararı aldıkları belirtildi. Kredi koşullarını denetleyen komitenin Türkiye’ye yaptıkları ziyaretin sonunda projenin uluslar arası standartlardan çok uzak olduğu ortaya çıktı.

Doğa Derneği kampanya koordinatörü Erkut Ertürk “Kredi kuruluşları, Ilısu Barajı’na kredi verebilmek için, Türkiye Hükümetinin uygulaması gereken 153 şart belirlemişti. Zaman içerisinde bu şartların gerçekleştirilemeyeceği, Hasankeyf'in başka bir yere taşınamayacağı Avrupa tarafından da anlaşıldı. Biz de Türkiye Hükümetinden, bu yanlıştan derhal vazgeçerek Hasankeyf ve Dicle Vadisi'nin UNESCO Dünya Mirası Listesine dâhil edilmesi için yaptığımız çağrıyı bir kez daha yineliyoruz” dedi.

Doğa Derneği Başkanı Güven Eken ise “Hasankeyf Yok Olmasın kampanyası giderek büyüyor ve yok olmak üzere olan doğamızın ve kültürel mirasımızın sesi oluyor. Sonunda Avrupa bu sesi duyarak, doğru yolu seçti. Tüm Türkiye’yi ve dünyayı kampanyamıza destek vermeye çağırıyoruz” dedi

Dicle Vadisi ve Hasankeyf, tarihi zenginliklerin yanı sıra biyolojik çeşitliliği ve bölgeye has türleri nedeniyle de büyük önem taşımakta. Doğa Derneği ve çeşitli uzmanların yaptığı çalışmaya göre, eğer Ilısu baraj projesi hayata geçerse, bölgedeki beş Önemli Doğa Alanı ve 400 kilometrelik nehir yatağını kapsayan doğal alanlar geri dönülmez bir biçimde zarar görmüş olacak.

Frankfurter Rundschau Gazetesi haberinin linki:

http://www.fr-online.de/in_und_ausland/wirtschaft/aktuell/?em_cnt=1803702

19.6.2009


Yaşar Kemal: Hasankeyf’i Yok Etmek
Dünyanın Mirasını Yok Etmektir

Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Miras Alanı olarak ilan edilmesini talep eden uluslararası imza kampanyasına şarkıcı Tarkan, Orhan Gencebay ve Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuk’tan sonra bir destek de Türk edebiyatının dev ismi Yaşar Kemal’den geldi.

Dilekçeyi imzalayan Yaşar Kemal yaptığı açıklamada, doğasını, tarihini ve kültürünü yok eden toplumların ayakta kalamayacağına dikkat çekerek, şunları söyledi:

Bütün yüreğimle inanıyorum ki doğayı yok etmek suçların en büyüğüdür. Hiçbir şekilde bağışlanamaz. Bugüne kadar insanlığı ne kadar savunduysam doğayı da o kadar savundum. Şunu bilmeliyiz, doğanın yok olduğu gün insanlık da yok olacaktır.

Bir zamanlar barajlar ekonomik kalkınmanın ‘olmazsa olmazı’ sanılırdı. Oysaki bilinçsizle yapılan barajlar doğayı yok eden nedenlerin başını çekti. Örneğin, Sovyetler Birliği’ni ne reformlar ne de Gorbaçov yıkmıştır. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ana nedeni barajlardır. Sovyetler Birliğinde barajlar üstüne yapılan yanlışlar buğday ambarı sayılan bir bölgeyi yok etti, 1963’te buğdayını Kanada’dan getirtmek, ekmeği karneye bağlamak zorunda kaldı. Bugün hala Aral Gölü topyekûn çöl olmasın diye uğraşılıyor.

Barajlar doğayı yok etmekle kalmıyor, toprak tuzlanması, çölleşme, hastalıkların artması gibi tahribatlar yanısıra kültürü ve verimli tarım arazilerini de yok ediyor. Nehir yatakları dünyanın en verimli tarım arazileridir. Barajlar bu toprakları yok etmiştir.

Tarihi miras tüm dünyaya bırakılan bir mirastır. Taliban, Afganistan'da Bamyan’da Buda heykellerini yıktığında dünya ayağa kalkmıştı. Doğasını ve tarihini yok eden bir toplumun gelecekte ayakta kalması mümkün değildir.

Hasankeyf’te doğayla tarih birbirinden ayrılamaz biçimde içiçedir. Bu bütünlüğüyle bugüne ulaşmış Hasankeyf’in zenginliğini kurtarma kazılarıyla, hele hele uygulaması imkansız olan başka yere taşıma önerileri ile yok etmek dünyanın mirasını yok etmektir.

Hasankeyf için Doğa Derneği’nin başlattığı kampanyayı da sonuna kadar savunacağım. Hasankeyf bir dünya mirasıdır ve UNESCO Dünya Miras Alanı olarak ilan edilmelidir.”

Doğa Derneği ve Atlas Dergisi tarafından hazırlanan dilekçede, Hasankeyf’in en az 10 bin yıllık geçmişi ve küresel ölçekte nesli tehlike altındaki canlı türleri ile UNESCO’nun 10 dünya mirası kriterinden 9’unu karşılayan insanlığın sahip olduğu en eski kentlerden birisi olduğuna dikkat çekiliyor.
Barajın yapılması halinde tarihi kent Hasankeyf ile birlikte 300'den fazla arkeolojik alanın sular altında kalacağı ifade edilen dilekçede Ilısu Barajı’nın birçok endemik ve küresel ölçekte nesli tehlike altında canlı türünü de tehdit ettiğine işaret ediliyor.

Dilekçe, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile projeye kredi sağlayan ülkelerden Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avusturya Başbakanı Werner Faymann ve İsviçre Başbakanı Hans-Rudolf Merz’e iletilecek.

İmza İçin:
www.hasankeyfesadakat.com

16.6.2009


Orhan Pamuk’tan Dört Başbakana Dilekçe

Doğa Derneği ve Atlas Dergisi tarafından Hasankeyf için başlatılan uluslararası imza kampanyasına Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk da imzasıyla destek verdi. Daha önce aynı kampanyaya Tarkan ve Orhan Gencebay da imzalarıyla destek vermişti. Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Miras Alanı olarak ilan edilmesini talep eden Orhan Pamuk’un imzalı dilekçesi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Almanya Başbakanı Angela Merkel’e, Avusturya Başbakanı Werner Faymann’a ve İsviçre Başbakanı Hans-Rudolf Merz’e iletilecek.

Orhan Pamuk’un imzaladığı dilekçede, Hasankeyf’in en az 10 bin yıllık geçmişi ve küresel ölçekte nesli tehlike altındaki canlı türleri ile UNESCO’nun 10 dünya mirası kriterinden 9’unu karşılayan insanlığın sahip olduğu en eski kentlerden birisi olduğuna dikkat çekiliyor.

Barajın yapılması halinde tarihi kent Hasankeyf ile birlikte 300'den fazla arkeolojik alanın sular altında kalacağı, ifade ediliyor. Dilekçede ayrıca Ilısu Barajı’nın Fırat kaplumbağası gibi birçok endemik ve küresel ölçekte nesli tehlike altında canlı türünü de tehdit ettiğine işaret ediliyor.
04.06.2009

İmza İçin:

www.hasankeyfesadakat.com



Ilısu Barajı Almanya’da Tartışılıyor

Doğa Derneği’nin, Almanya, Avusturya ve İsviçre’nin Ilısu Baraj Projesi’nden çekilmeleri ve projenin durdurulması için Berlin’de düzenlediği konferansta konuşan Dünya Bankası emekli çevre danışmanı Robert Goodland “Ilısu Barajı büyük kayıplara yol açacak” dedi.

Doğa Derneği’nin, yaptığı basın toplantısında Dünya Bankası’nın kültürel miras ve çevre konusundaki uluslararası şartlarını belirleyen emekli çevre danışmanı Robert Goodland, Almanya Avusturya ve İsviçre'nin Ilısu Barajı Projesi'nden bir an önce çekilmeleri gerektiğini belirtti.

Irak’ın Roma’daki BM temsilcisi Hasan Janabi, Batman Belediye Başkanı Necdet Atalay, Doğa Derneği Başkanı Güven Eken ve Ilısu Barajı’na karşı sivil toplum örgütlerinin katıldığı toplantıda konuşan Goodland, yaptığı konuşmada “Bu tür projelerde Dünya Bankası Sosyal ve Çevre Standartları çok katıdır. Ilısu Baraj Projesi’nde şu andaki şartname Dünya Bankası standartlarına uymuyor. Ilısu Barajı ile çevre ve kültürel miras konusunda büyük zarar ve kayıp oluşacak” dedi. .

Doğa Derneği’nin Kampanya Koordinatörü Erkut Ertürk de Ilısu Baraj Projesi’nin uygulanabilir bir proje olmadığını defalarca duyduklarını söyleyerek, “Her gün dünyanın dört bir yanından karşımıza projeye karşıt yeni bir argüman ve belge çıkıyor. Baraj projesinin yanlış olduğu belgelerle kanıtlanacak nitelikte. Artık yeter. Almanya, Avusturya ve İsviçre hükümetlerinin yapması gereken bir şey varsa o da projeden vazgeçmeleridir. Yok etmek yerine Hasankeyf ve Dicle Vadisi için gelecek umudu yaratmalılar” diye konuştu.

Bu akşam düzenlenecek olan Ilısu zirvesine dünyaca ünlü pop star Tarkan da katılacak. Berlin’deki Auditorium Friedrichstrasse Im Quartier 110’da saat 18:00’da düzenlenecek olan zirvede Tarkan’a, sivil toplum örgütleri ve fikir önderleri de eşlik edecek.

Zirvede Doğa Derneği ve Atlas Dergisi tarafından Hasankeyf için başlatılan uluslararası imza kampanyasına katılan binlerce kişinin imzası da Doğa Derneği Başkanı Güven Eken tarafından Almanya Bakanlıkları’nın Ilısu Baraj Projesi Koordinatörü Joachim Henkel’e sunulacak.

28.5.2009


 

Hasankeyf İçin Uluslararası İmza Kampanyası

Doğa Derneği ve Atlas Dergisi tarafından başlatılan uluslararası imza kampanyası ile Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Miras Alanı olarak ilan edilmesi talep ediliyor. Toplanacak imzalar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Almanya Başbakanı Angela Merkel’e, Avusturya Başbakanı Werner Faymann’a ve İsviçre Başbakanı Hans-Rudolf Merz’e iletilecek.

Dicle Vadisi’nde yer alan tarihi kent Hasankeyf’in, en azından 10 bin yıllık geçmişi ve küresel ölçekte nesli tehlike altındaki canlı türleri ile UNESCO’nun 10 dünya mirası kriterinden 9’unu karşılandığı belirtilen kampanyada, 20 farklı kültürün izini barındıran Hasankeyf’in insanlığın sahip olduğu en eski kentlerden birisi olduğuna dikkat çekiliyor.

İmza kampanyası hakkında bilgi veren Doğa Derneği Kampanya Koordinatörü Erkut Ertürk, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin yaşamasının insanlığın ortak sorumluluğu olduğunu belirterek “Hasankeyf’in evrensel değerini ortaya koyan bilimsel bir raporu Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a sunduk ve kendisinden bu konuda destek istedik. Ne var ki Ilısu Baraj Projesi, bu gerçeklerden ve bilimsellikten uzak bir proje olarak 400 kilometrelik doğal nehir yatağını ve Hasankeyf’i yok edecek. Biz bu kampanya ile Hasankeyf ve Dicle Vadisi'ni UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak koruma altına almasını ve Ilısu Barajı Projesi’nin durdurulmasını talep ediyoruz” dedi.

Daha önce Doğa Derneği ve Atlas Dergisi tarafından düzenlenen Hasankeyf’e Sadakat İmza kampanyası ile yaklaşık 70 bin imza toplandığına dikkat çeken Atlas Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek, “Bu kampanya ile Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle Vadisi’nin temsil ettiği evrensel değerleri Türkiye’nin gündemine taşımıştık. Dicle Vadisi ve Hasankeyf’in yaşamasında kilometre taşı olan bu kampanyadan sonra Dicle Vadisi'ni UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak ilan edilmesini talep eden ikinci bir kampanyaya başlıyoruz. İnanıyoruz ki böyle bir Hasankeyf, Türkiye’ye herhangi bir barajın vereceği enerjiden daha büyük bir enerji verecektir” dedi.

İmza İçin:

www.hasankeyfesadakat.com

12.5.2009


Hasankeyf ve Dicle Vadisi
UNESCO Dünya Mirası'dır


Doğa Derneği, çalışmalarına destek veren Tarkan’ın da içinde yer aldığı bir heyetle Turizm ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ı ziyaret etti. Heyet, Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Doğa ve Kültür Mirası listesine uygunluğunu belgeleyen bir bilimsel raporu Bakan Ertuğrul Günay’a sundu.
Ziyaret sonrasında basına açıklama yapan Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, Hasankeyf’in dünyada bir başka benzerinin daha bulunmadığına dikkat çekerek, “Bir alanın UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınması için UNESCO tarafından belirlenmiş 10 kriter bulunuyor. Bu 10 kriterden bir tanesinin karşılanıyor olması bile bir alanın UNESCO listesine dahil edilmesine yetiyorken, Hasankeyf ve içinde bulunduğu Dicle Vadisi bu 10 kriterin 9’unu karşılıyor. Hasankeyf bu özelliği ile dünyanın en önemli alanlarından biri. Biz Sayın Bakan’dan, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Mirası listesine dâhil edilmesi için gerekli süreci başlatmasını talep ediyoruz ” dedi. Doğa Derneği’nin çalışmalarına ve Derneğin yürüttüğü “Hasankeyf Yok Olmasın” kampanyasına aktif destek veren ünlü sanatçı Tarkan, UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde yer alan benzerleri ile kıyaslandığında Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin değerinin çok daha iyi anlaşıldığını söyledi.

Tarkan, “Hepimizin bildiği Mısır Piramitleri’nin 3, Çin Seddi’nin 5, Kapadokya ve Maci Picu’nun 4 kriterle UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde olduğunu düşündüğümüzde 10 kriterin 9’unu karşılayan Hasankeyf ve Dicle Vadisi'nin önemini daha iyi kavrıyoruz. Dicle Vadisi bu listede yer almayı çoktan hak ediyor” diye konuştu.

Dicle Nehri, insanlık tarihinin en başından bu yana farklı medeniyetlere ev sahipliği yapıyor. Bölgede bulunan çok sayıdaki höyük de tarih öncesi zamanlara ait insan yerleşimlerine dair kanıtlar sunuyor. 10 bin yıl öncesine uzanan tarihi ve Dicle nehrinden beslenen zengin doğası, burayı benzersiz ve büyüleyici bir Dünya Mirası haline getiriyor.
İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Restorasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’ın da arasında bulunduğu bir bilimsel heyet tarafından hazırlanan ve Sayın Bakan’a sunulan rapora göre Dicle Vadisi ve Hasankeyf UNESCO’nun şu kriterlerini sağlıyor:
1- Yaratıcı insan dehasının ürününü temsil etmesi.
2- Tarihin belli bir zamanını veya kültürel mekânını, mimari veya teknolojinin gelişimini, anıtsal sanatları, şehir veya peyzaj mimarisinin insani değerler arasındaki etkileşimini göstermesi.
3- Kültürel geleneğin, yaşayan veya kayıp bir uygarlığın eşi olmayan veya istisnai tanıklığını içermesi.
4- İnsanlık tarihinin anlamını taşıyan veya temsil eden bir yapı, mimari veya teknolojik topluluğun seçkin örneği olması.
5- İnsan yerleşimine, toprak veya deniz kullanımına ilişkin bir örnek sunması, özellikle bu örneğin geri dönüşümü olmayan değişimlerin etkisiyle dayanıklılığını yitirmemesi.
6- Üstün bir doğal mucize ya da istisnai doğal güzellik ve estetik önem arz eden alanlar içermesi.
7- Dünya tarihinin hayatın varlığı, kara parçalarının ya da önemli jeomorfik ve fizyografik detayların oluşmasında süre gelen önemli jeolojik süreçlerin önemli devrelerini temsil eden örneklerden olması.
8- Evrensel anlamda devam eden ekolojik veya biyolojik gelişimin örneği olması, veya ekosistem, kaynak su, karaya ait gelişim, hayvan ve bitkisel topluluğun örneği olması.
9- Biyolojik çeşitliliğin yerinde korunması için bilimsel olarak ve çevre korunması bağlamında tartışılmaz evrensel öneme sahip tehlike altındaki türler de dâhil olmak üzere gerekli pek çok önemli doğal habitata sahip olması.

Raporlara ulaşmak için:
Hasankeyf Raporlar

Notlar:
Ilısu baraj projesinin finansmanının Avrupalı kredi ihracat kuruluşlarınca, Almanya, İsviçre ve Avusturya hükümetlerinin onayı ile sağlanıyor. Bu krediler, Türkiye gerekli şartları yerine getiremediği için 6 ay süreyle askıya alınmış durumda ve süre Haziran 2009’da dolacak. Yapılan çalışmalara göre barajla birlikte bölgedeki 300’den fazla arkeolojik alandan 83’ü sular altında kalacak. Dicle Vadisi ve Hasankeyf, tarihi zenginliklerin yanı sıra biyolojik çeşitliliği ve bölgeye has türleri nedeniyle de büyük önem taşımakta. Ilısu Baraj Projesi hayata geçerse, bölgedeki beş Önemli Doğa Alanı ve 400 kilometrelik nehir yatağını kapsayan doğal alanlar geri dönülmez bir biçimde zarar görmüş olacak.

16.4.2009


Hasankeyf Kurtuluyor, Avusturya Ilısu’dan Çekildi

Hasankeyf’i sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı’na kredi veren ülkelerden Avusturya projeden desteğini çektiğini açıkladı. Avusturya Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger, Avusturya ulusal televizyon kanalı ORF’nin ana haber bülteninde yaptığı açıklamada Türkiye’nin gerekli şartları yerine getirmemesi nedeni ile Ilısu Barajı Projesi’nden çekildiklerini açıkladı.

Almanya, Avusturya ve İsviçre’nin Ilısu Barajı için Türkiye’ye verdiği “kredi desteğini çekme ültimatomunun” süresi dolmadan Avusturya baraj projesinden desteğini çektiğini açıkladı.

Baraj karşıtı aktivistlerin önceki gün Ilısu Barajı’na kredi desteği veren Avusturyalı bankayı işgal etmesinin ardından ulusal televizyon kanalı ORF’nin ana haber bültenine katılan Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 153 şartın hiçbirini yerine getirmediğini belirterek “Bir taraf şartları belirlediyse (150’den fazla şart belirlendi) ve bu şartlar yerine getirilmediyse proje finanse edilemez. Benim için Avusturya bu ortaklığa artık son vermiştir” dedi. Aynı programda baraja finans desteği veren Oesterreichische Kontrollbank’ın (OeKB) direktörü Rudolf Scholten de Türkiye’nin projenin şartlarını yerine getirmediğini kabul etti.

Doğa Derneği Kampanya Koordinatörü Erkut Ertürk de yaptığı açıklamada:“Bu Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin çok uzun zamandır beklediği bir haber. Bu karar kampanyamız açısından büyük bir dönüm noktası. Hasankeyfli’ler ile birlikte Doğa Derneği, Türkiye’nin Ilısu baraj projesini iptal ederek bu korkunç hatadan geri dönmesini ve Hasankeyf’in UNESCO’nun Dünya Miras Listesi'ne eklenmesini talep ediyor. Şimdi başta hükümet olmak üzere herkes bu tarihi mirasa ve doğal zenginliğe sahip çıkmalıdır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan böyle bir kararla hem Türkiye’nin doğal ve tarihi mirasına sahip çıkmış, hem de alternatif bir kalkınma vizyonu ortaya koymuş olacaktır” dedi.

Doğa Derneği bir hafta önce belirlenen şartların ihlal edilerek, baraj inşaatının başladığını fotoğraflarla duyurmuştu.
---------------

Haber bültenindeki röportajı izlemek için:

http://ondemand.orf.at/news/player.php?id=zib2&day=2008-12-10

Röportajın metni:

ORF: Sayın Bakan, OeKB’nin kredisini çekerek projeye ya da en azından projedeki Avusturya ortaklığına bir son vereceği doğru mu?

Bakan: Benim açımdan doğru. Eğer bir taraf şartları belirlediyse – 150’den fazla şart belirlendi – ve bu şartlar yerine getirilmediyse, proje finanse edilemez.

ORF: Peki bu Avusturya-Türkiye ilişkileri açısından ne anlama geliyor?

Bakan: Bununla iki ulusu da kapsayacak düzeyde profesyonel olarak baş etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ama olması gerekiyorsa, olması gerekiyor - pacta sunt servanda – (yaklaşık olarak söze sadakat, ahde vefa anlamına gelen ve hukukun en temel ilkelerinden sayılan Latince hukuk terimi). Kontratlar imzalanmışsa, şartları yerine getimek gerekiyor.

Oesterreichische Kontrollbank’ın (OeKB) direktörü Rudolf Scholten’in ORF’ye yaptığı açıklama:

ORF: Ilısu projesine karşı olanlar Türkiye’nin şartlar yerine getirmediğini söylüyorlar. Siz de böyle mi düşünüyorsunuz?

Scholten, OeKB: Meseleyi biz de bu şekilde görüyoruz.

10.12.2008


Hasankeyf'in kurtulma umudu

Ahmet Salih Yurdakul/Berlin

Ilısu Barajı'nın yapılmasıyla sular altında kalacak olan Hasankeyf'in kurtarılması için umut doğdu.

Federal Almanya Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Erich Stather, "projeye kredi veren Almanya, İsviçre ve Avusturya tarafından, Hasankeyf'in tarihi ve doğal yapısının korunması için konulan 153 şartın iki yıldır yerine getirilmemesi üzerine Türkiye'ye 60 günlük süre tanındığını" söyledi. 'Çevre, insan hakları ve kültürel miras' ana başlıkları altında toplanan 'Hasankeyf Kriterleri' bu sürede de gerçekleştirilmezse kredi geri çekilecek.



Birlik 90/Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth'un daveti üzerine Türkiye'den Almanya'ya gelen bir heyet, burada çeşitli görüşmelerin yanı sıra diğer çevre örgütlerinin de desteği ile Alman Meclisi önünde bir protesto gerçekleştirdi.



Doğa Derneği tarafından yürütülen 'Hasankeyf Yok Olmasın' projesi hakkında açıklamalarda bulunan Proje Koordinatörü Erkut Ertürk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu gelişmeyi fırsat bilip projeyi durdurması ve Hasankeyf bölgesinin UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınmasını sağlaması gerektiğini belirtti.

Zaman gazetesi
09 Ekim 2008, Perşembe




Almanya'da "Hasankeyf" eylemi

Doğa Derneği tarafından çok sayıda çevreci Alman derneğiyle birlikte Alman meclisi önünde, "Hasankeyf yok olmasın" sloganıyla eylem düzenlendi.

Çok sayıda çevreci Alman derneği tarafından desteklenen eyleme Hasankeyf Belediye Başkanı Abdulvahap Kusen de katıldı.Alman dernekleri izin almadığı için polis, eyleme kısa sürede müdahale ederek pankartları toplattırdı. Kusen ise, "Hasankeyf yok olmasın" kampanyasına destek vermek amacıyla Berlin'e geldiğini belirterek, Ilısu baraj projesinden dolayı Hasankeyf'in sular altında kalmasını istemediklerini, bu tarihi mirasın gelecek kuşaklara da aktarılmasını ümit etiklerini söyledi.
Bu arada Doğa Derneği'nden yapılan açıklamada şu sözlere yerverildi:

Türkiye, Ilısu Barajı için Almanya’nın koyduğu kredi kriterlerini karşılamakta başarısız olması nedeni ile son kez uyarıldı. Almanya, Avusturya ve İsviçre’nin finansal desteğini çekmesi Türkiye Hükümeti’nin Hasankeyf’i sular altında bırakma planının sonu anlamına gelebilir.

Almanya’da bulunan Doğa Derneği yetkililerinin, Almanya Ekonomik İşbirliği ve Gelişim Federal Bakanlığı, Devlet Sekreteri Erich Stather’den aldıkları bilgiye göre; Almanya, Avusturya ve İsviçre hükümetleri, Türk hükümetine Ilısu Baraj Projesi’ne sağladıkları kredileri geri çekme niyetinde olduklarını belirten son bir uyarı gönderdi. Uyarının nedeni, Türkiye’nin Almanya’nın koyduğu kredi kriterlerini karşılamakta başarısız olması.

Doğa Derneği tarafından Alman Parlamentosu’nun önünde gerçekleştirilen barışçıl bir eylem sırasında Hasankeyf Belediye Başkanı Abdulvahab Kusen, “Sonunda bu üç ülkenin kredi kuruluşlarının Türkiye’den yerine getirmesini talep ettikleri kriterlerin karşılanmasının mümkün olmadığını anladıklarına memnunuz. Eğer Ilısu Baraj Projesi devam ederse Hasankeyf ve Dicle Nehri etrafında nesli tehlike altında olan pek çok canlı ile birlikte yok olmaya mahkum edilecek. Şimdi bu gerçeklerin farkına varma ve projeyi geri çekme sırası Türk Hükümeti’nde. Hasankeyf, sadece 10 bin yıllık tarihiyle bile UNESCO Dünya Doğa ve Kültür Mirası listesinde yer almayı hak ediyor” dedi.

Hasankeyflilerle birlikte Berlin’de bulunan Doğa Derneği Kampanya Koordinatörü, Erkut Ertürk, “Başbakan Erdoğan’a, 2007’de ‘Tarihi mirasınızı kaybederseniz, Allah korusun ülkenizin, yurdunuzun tapusunu kaybedersiniz. Bir daha geri kazanamazsınız. İşte esas felaket bu olur.*’ dediğini hatırlatmak istiyoruz. Eğer Almanya, Avusturya ve İsviçre hükümetleri dünkü toplantıda bize söylediklerini gerçekleştirirlerse, bu durum, Alman hükümetinin Türkiye’nin kültürel ve doğal mirasına kendi hükümetimizden daha çok saygı duyduğunu gösterecektir” dedi.

Ilısu Baraj Projesi’nin tehdit ettiği bölgelerden biri 10 bin yıllık insanlık tarihinin tanığı, çok sayıda kuş türünün, binlerce bitki çeşidinin ve diğer yaban hayatın evi olan Hasankeyf. Bu proje sadece dünyanın en önemli kültürel miraslarından Hasankeyf’i yerle bir etmekle kalmayacak, aynı zamanda Fırat kaplumbağası (Rafetus euphraticus) gibi dünya ölçeğinde tehlike altındaki bir türü de yok edecek.

ntvmsnbc.com
9 ekim 2008


Doğa Derneği Hasankeyf Deklarasyonu

Nefes alıp veren her bir bireyin, medeniyetler kuran her bir toplumun ve bunlara yaşam veren canlıların ortak dilini biliyoruz. Neslimizin, tüm varlıkların ortak dili olan doğa dilini unutarak kendi köklerini, doğayı ve tarihi yok ettiğini açıkça görüyoruz.

Doğa Derneği, insanın kendi köklerini ve geleceğini yok eden macerasına dur demek için var.

Tuz Gölü'nün, Allianoi'nin, önü kesilen nehirlerin, ısınan iklimin ve dünyanın ücra köşelerinde susuzluktan ölen çocukların çağrısına yanıt vermemek ne mümkün?

Doğa Derneği, bu çağrıyı tüm Türkiye ve dünyaya duyurmak için var.

Bugün, on bin yıllık bir tarihin ve eşsiz doğanın içinde bulunmanın onuru ve ayrıcalığını yaşıyoruz. Bugün, dünyanın dört bir köşesinden, doğanın her bir zerresinden yükselen çağrının ete kemiğe büründüğü Hasankeyf'e dokunuyoruz.

Burada, doğanın ihtişamına ve tarihin sesine aynı anda tanıklık ediyoruz.

Bu eşsiz coğrafyada, kuşlar, bitkiler, Fırat kaplumbağası, kayalar ve Dicle Vadisi'nin insanları bizi ve değişen dünyayı izliyor. Tarihe nasıl bir iz bırkacağımızı merak ediyor.

Doğa Derneği, Hasankeyf ofisini açarak tercihini doğanın ve uygarlığın yaşamasından yana kullanıyor.

Köklerimize duyduğumuz sadakat ve vicdanımız, bizi Ilısu Barajı'nın sessiz bir şahidi olmanın ötesine geçerek Hasakeyf ve Dicle'nin yaşaması için çalışmaya zorluyor.

Dünyanın her yanında barajların getirdiği zararların sayısız örnekleri var. Barajlar, daha iyi bir yaşam ve iş imkanı vaad ederken, geride bıraktıkları tahribat, çoraklaşma, göç ve ölüm.
Sadece onlarca yıl ömür biçilen Ilısu baraj projesinin sunduğu gelecek çok açık: binlerce yıllık tarihin ve benzersiz doğal alanların yok olması. Projeye destek veren yabancı kuruluşlar, sonucunda doğal ve tarihi değerlerin yok olacağı böyle bir projeyi uygulamayı kendi ülkelerinde hayal bile edemezler.

Doğa Derneği, Hasankeyf Ofisi'ni kurarak doğanın ve tarihin, yani köklerimizin korunması için Türkiye ve dünyanın umudunu tazeliyor. Hasankeyf'in yok edilişine karşı uyanışımız, hiç şüphesiz buradan tehlike altındaki diğer doğal alanlara dalga dalga yayılacak.

Bu tarihi günde, sanatçıları, bilim insanlarını, siyasetçileri ve tüm kamu vicdanını Doğa Derneği'nin 'Hasankeyf Yok Olmasın' kampanyasına ve doğayı tüm satıhta koruma mücadelesine destek vermeye çağırıyoruz.

Doğa Derneği'nin ofisi kapılarını aralarken, geçmişin, bugünün nesillerinin ve bizden sonrakilerin elindeki gerçek zenginliğe ışık tutmayı umut ediyoruz.

Çünkü, biz, sadece biz, Hasankeyf'in zenginliğine tanıklık edebilir ve onu yok olmaktan kurtarabiliriz.

Çünkü, biz, sadece biz, çocuklarımıza ve onların çocuklarına geçmişi ve doğayı aktarabiliriz.

Biz, sadece biz, köklerimize sahip çıkabiliriz.

Biz, sadece biz, umudu yaşatabiliriz.

Hasankeyf yok olmasın!

15.05.2008


Doğa Derneği “Hasankeyf Yok Olmasın!” kampanyasını başlatıyor

Doğa Derneği’nin Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin korunması için 2005 yılında başlattığı çalışmalar Hasankeyf Ofisi’nin açılışı ile hız kazandı. Hasankeyf Ofisi, Dicle Vadisi’ndeki bölgeye özgü canlı yaşamının korunması ve “Hasankeyf Yok Olmasın” kampanyası için çatı oluşturacak.

Doğa Derneği 14 Mayıs 2008’de megastar Tarkan’ın da katılımı ile Hasankeyf Ofisi’ni açarak “Hasankeyf Yok Olmasın” kampanyasını başlattı. Doğa Derneği Hasakeyf ofisi aracılığıyla bölgenin kültür ve doğa mirası olarak tanınması için çalışmalarını yerinden sürdürecek. Doğa Derneği’nin Hasankeyf’teki ofisinde her yıl bölgeyi ziyaret eden binlerce turiste Dicle Vadisi’ndeki doğal ve tarihi alanlar hakkında bilgi verilecek.

Doğa Derneği’nin Hasankeyf ofisinin açılışını yapan ve Ilısu baraj projesi nedeni ile tarihi 10 bin yıl geçmişe uzanan Hasankeyf’in sular altında kalma tehdidi ile karşı karşıya olduğuna dikkat çeken megastar Tarkan, konuyla ilgili olarak “Doğa Derneği’nin bu kampanyasına destek vererek aslında tüm Türkiye ve dünyada tehlike altında olan doğanın yaşamasına destek veriyorum. Hasankeyf yitirdiğimiz doğamız ve topraklarımız için bir sembol. Sanatçıları, bilim insanlarını, fikir önderlerini, siyasetçileri ve tüm kamu vicdanını Türkiye doğasını yaşatmak için yapılan çalışmalara destek vermeye çağırıyorum” dedi.

Doğa yok olacak

Dicle Vadisi ve Hasankeyf, tarihi zenginliklerin yanı sıra biyolojik çeşitliliği ve bölgeye has türleri nedeniyle de büyük önem taşımakta. Doğa Derneği ve çeşitli uzmanların yaptığı çalışmaya göre, eğer Ilısu baraj projesi hayata geçerse, bölgedeki beş Önemli Doğa Alanı ve 400 kilometrelik nehir yatağını kapsayan doğal alanlar geri dönülmez bir biçimde zarar görmüş olacak.

Ilısu Barajı’ndan olumsuz etkilenecek türler arasında büyük kızkuşu (Vanellus indicus), alaca yalıçapkını (Ceryle rudis) ve Fırat kaplumbağası (Rafetus euphraticus) gibi pek çok canlı bulunuyor. Ilısu Barajı, Fırat kaplumbağasının bilinen en önemli yaşam alanlarından birini tehdit ederken Avrupa’daki tüm büyük kızkuşları ve her beş alaca yalıçapkınından birini olumsuz etkileyecek.

Doğayla beraber insanlığın ortak tarihi de yok olacak

Hasankey’te Ilısu baraj projesinden etkilenecek olan bölge antik Mezopotamya’nın önemli bir bölümünü oluşturuyor. Yapılan çalışmalara göre barajla birlikte bölgedeki 300’den fazla arkeolojik alandan 83’ü sular altında kalacak; bunlardan 14’ü Ilısu barajının neden olacağı kıyı erozyonlarından ciddi biçimde etkilenecek.

Avrupa Komisyonu ve Türkiye’deki pek çok sivil toplum örgütünün yaptığı çağrılara rağmen Hasankeyf’i UNESCO Dünya Mirası listesine dahil etmeyen Türkiye, Ilısu barajına karşı Türkiye ve dünya kamuoyundan gelen tepkilere yanıtsız kalmış durumda. Hasankeyf, aynı zamanda Dünya Anıtlar Fonu’nun belirlediği en çok tehlike altında bulunan 100 alandan biri olarak 2008 denetleme listesinde yer alıyor.

Avrupa ülkelerinin çifte standardı

Ilısu baraj projesinin finansmanının Avrupalı kredi ihracat kuruluşlarınca, Almanya, İsviçre ve Avusturya hükümetlerinin onayı ile sağlandığına dikkat çeken Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken, “Proje için gerekli olan maddi desteği veren Avrupa ülkeleri, doğal ve tarihi değerleri yok eden böyle bir projeyi uygulamayı kendi ülkelerinde hayal bile edemezler ” dedi.

Eken sözlerine şöyle devam etti:

“Kredi ihracat kuruluşlarınca kredinin sağlanması için Türkiye’nin imzaladığı şartların neredeyse hiç biri yerine getirilmiş değil. Bunun en basit nedeni talep edilen şartların Ilısu barajının doğamıza ve kültürel mirasımıza vereceği zararı önleyebilmekten çok uzak olmasıdır.”

Eken, “Hasankeyf’in insanları ile birlikte Doğa Derneği, Türkiye’nin Ilısu baraj projesini iptal ederek bu korkunç hatadan geri dönmesini, bunun yerine Hasankeyf’in UNESCO’nun dünya mirası listesine eklenmesini ve Dicle Vadisi’ni Milli Park ilan etmesini talep ediyor. Başta Hükümet olmak üzere herkes bu tarihi mirasa ve doğal zenginliğe sahip çıkmalıdır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan böyle bir kararla hem Türkiye’nin doğal ve tarihi mirasına sahip çıkmış, hem de alternatif turizm yatırımlarını ön plan çıkaran çağdaş bir kalkınma vizyonu ortaya koymuş olacaktır” diye konuştu.


Doğa Derneği'nin Tarkan ile
gerçekleştireceği açılışın basın bülteni şöyle:


Doğa Derneği, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin korunması için 2005 yılında başlattığı çalışmalara bölgede bir ofis açarak devam ediyor. Doğa Derneği’nin Hasankeyf ofisinin açılışını 14 Mayıs’ta megastar Tarkan yapacak.

On bin yıllık tarihi şehir Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle Vadisi dünyanın doğal ve kültürel açıdan en zengin alanlarından biri olmasına rağmen Devlet Su İşleri’nin Ilısu Barajı projesi nedeniyle tehlike altında. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki son doğal nehir ekosistemi olan Dicle Vadisi, biyolojik zenginliği ve endemik türleri nedeniyle Türkiye’nin 305 Önemli Doğa Alanından (ÖDA) dördünü oluşturuyor. Ilısu Barajı projesinin gerçekleşmesi durumunda Dicle Vadisi’nin ekolojik sistemi ve 400 kilometreye varan nehir yatağı yok olacak.

Doğa Derneği, 2006 yılında yayınladığı bilimsel raporla projenin uluslar arası standartlara uymadığını kanıtlamış ve projeden etkilenecek canlıları saptayarak Atlas Dergisi ile birlikte iki kez “Hasankeyf’e Sadakat Treni” organizasyonunu gerçekleştirmişti.

Doğa Derneği 14 Mayıs’ta Hasankeyf ofisini megastar Tarkan’ın katılımıyla açarak hem teknik çalışmalarına devam edecek, hem de bölgenin dünya kültür ve doğa mirası olarak tanınması için çeşitli girişimlerde bulunacak. Doğa Derneği aynı tarihte Hasankeyf’te yapılacak bir basın toplantısıyla “Hasankeyf yok olmasın” kampanyasını da başlatacak.

Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken yaptığı açıklamada “Hasankeyf’i yaşatmak Türkiye’yi yaşatmaktır. Hasankeyf’in yok olmasına göz yuman bir Türkiye, geçmişinin ve geleceğinin de yok oluşuna göz yummuş olacaktır. Doğa Derneği, 14 Mayıs’ta Hasankeyf ofisini bu evrensel sorumluluk anlayışı içinde açacak” dedi.


Doğa Derneği'nin Hasankeyf ofisinin açılışını
14 Mayıs'ta 'Tarkan' yapacak

Doğa Derneği'nin Hasankeyf ofisinin açılışını 14 Mayıs'ta megastar Tarkan yapacak. Doğa Derneği aynı tarihte Hasankeyf'te yapılacak bir basın toplantısıyla 'Hasankeyf Yok Olmasın' kampanyasını da başlatacak.

On bin yıllık tarihi şehir Hasankeyf'in de içinde bulunduğu Dicle Vadisi dünyanın doğal ve kültürel açıdan en zengin alanlarından biri olmasına rağmen Devlet Su İşleri'nin Ilısu Barajı projesi nedeniyle tehlike altında. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki son doğal nehir ekosistemi olan Dicle Vadisi, biyolojik zenginliği ve endemik türleri nedeniyle Türkiye'nin 305 Önemli Doğa Alanından (ÖDA) dördünü oluşturuyor. Ilısu Barajı projesinin gerçekleşmesi durumunda Dicle Vadisi'nin ekolojik sistemi ve 400 kilometreye varan nehir yatağı yok olacak.

Doğa Derneği, 2006 yılında yayınladığı bilimsel raporla projenin uluslar arası standartlara uymadığını kanıtlamış ve projeden etkilenecek canlıları saptayarak Atlas Dergisi ile birlikte iki kez 'Hasankeyf'e Sadakat Treni' organizasyonunu gerçekleştirmişti.

Doğa Derneği 14 Mayıs'ta Hasankeyf ofisini megastar Tarkan'ın katılımıyla açarak hem teknik çalışmalarına devam edecek, hem de bölgenin dünya kültür ve doğa mirası olarak tanınması için çeşitli girişimlerde bulunacak. Doğa Derneği aynı tarihte Hasankeyf'te yapılacak bir basın toplantısıyla 'Hasankeyf yok olmasın' kampanyasını da başlatacak.
Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken yaptığı açıklamada 'Hasankeyf'i yaşatmak Türkiye'yi yaşatmaktır. Hasankeyf'in yok olmasına göz yuman bir Türkiye, geçmişinin ve geleceğinin de yok oluşuna göz yummuş olacaktır. Doğa Derneği, 14 Mayıs'ta Hasankeyf ofisini bu evrensel sorumluluk anlayışı içinde açacak' dedi.

11 mayıs 2008

Kaynak : kesfetmekicinbak.com


Tarkan`dan Hasankeyf`e beste

Hasankeyf`i gezen Tarkan ilk kez böyle güzel bir yer gördüğünü belirtti. Bu güzellikteki yerin su altında kalmaması gerektiğini dile getiren Tarkan, Hasankeyf için beste yapacağını söyledi.

Doğa Derneği Hasankeyf ofisini ünlü pop şarkıcısı Tarkan`ın katılımıyla açtı. Dernek, hem bilimsel çalışmalarına devam edecek, hem de bölgenin dünya kültür ve doğa mirası olarak tanınması için çeşitli girişimlerde bulunacak.

Dün sabah saatlerinde Hasankeyf`e gelen Tarkan, Doğa Derneği Ofisi`ni ziyaret etti. Hasankeyflilerin yoğun ilgi gösterdiği Tarkan daha sonra Hasankeyf`i gezip kaleye çıktı. İlk defa böyle güzel bir yer gördüğünü belirten Tarkan, bu güzellikte bir yerin su altında kalmaması gerektiğini ifade ederek, çok yakında Hasankeyf için beste yapacağını söyledi.

Daha sonra Hasankeyf çarşı merkezinde bulunan Doğa Derneği Ofisi`ni açan Tarkan, ofis kapısına nazar boncuğu astı. Tarkan`ı karşılarında gören Hasankeyfliler ve Hasankeyf`e gezi amacıyla gelen vatandaşlar bol bol Tarkan ile fotoğraf çektirdi. Tarkan ve Doğa Derneği üyeleri ve Hasankeyf Belediye Başkanı A. Vahap Kusen de Hasankeyf`in dünyada benzeri olmayan ve hâlâ yaşamın devam ettiği 10 bin yıllık bir yerleşim alanı olduğunu belirterek, "Hasankeyf bu ülkenin elinde bulunan tarihi değerler arasında geriye kalan son mirastan biridir. Vazgeçilemez olduğunu gösterme amacıyla burada toplandık Dilerin çağrımız gerekli yerlere ulaşır` dedi.

Ergün Çolakoğlu,
Yeni şafak gazetesi,
15.052008


Tarkan, Hasankeyf için Şarkı Söyledi

Arif ARSLAN

Batman Doğa Derneği'nin açılışına katılan Tarkan, Dicle nehri kıyısında Hasankeyf için şarkı söylerken, “Bu tarihi yerler bizim kökümüz, sahipleneceğiz” dedi.

Merkezi Ankara'da bulunan Doğa Derneği Hasankeyf İlçesi'nde şube açtı. Derneğin Genel Müdürü Güven Eken, Atlas Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Özcan Yüksel ile birlikte Hasankeyf'e gelen Tarkan, hayranlarının büyük ilgisiyle karşılaştı. Hasankeyf Belediye Başkanı Abdülvahap Kusen ile birlikte derneğin açılışını yapan Tarkan, dernek binasına mavi boncuk taktı. Dernek açılışından sonra Dicle Nehri kıyısında basın açıklaması yapan Tarkan, antik ilçe Hasankeyf'in kurtulması için seve seve konser vereceğini belirterek, şöyle dedi: “Uluslararası bir konseri en kısa sürede burada vereceğim. Hasankeyf gibi çok doğal ve eşsiz tarihi güzelliği olan bir yer yok olmamalıdır. Bu güzelliklerin yaşatılması için mücadele vereceğiz. Bu tarihi yerler bizim kökümüz, sahipleneceğiz. Bu baraja kredi verecek Almanya ve diğer ülkelerdeki sanatçılara da sesleniyorum; Gelin burayı birlikte koruyalım ve yaşatalım. Hasankeyf'in yaşatılması için Doğa Derneği'nin verdiği kampanyaya seve seve katıldım.”

'Hasankeyf seninle gurur duyuyor'

Hasankeyf'in ‘açık hava müzesi' olduğunuda belirten Tarkan, Dicle Nehri kenarında ‘Sabret bir tanem' şarkısını okudu. Hasankeyf için özel bir beste hazırladığını anlata Tarkan, şöyle konuştu: “İlk kez gördüğüm Hasankeyf’ten oldukça etkilendim. Burası tek kelimiyle açık hava müzesidir. Doğa Derneği'nin isteği üzerine Hasankeyf için bir beste hazırladım. Bu da 1- 2 ay içinde çıkacak. Hasankeyf'in yaşatılması için başlatılan her kampanyaya varım. Avrupa ve Türkiye’deki tüm sanatçılara sesleniyorum. Birçok ülke gezdim. Tüm ülkeler kendi tarihlerine sıkı bağlılar ama, nedense biz açık hava müzesi konumundaki Hasankeyf’e sahiplenmesini bilmiyoruz.”

Tarkan için ilçe sakinleri ‘Hasankeyf seninle gurur duyuyor' diye tempo tuttu. Hayranlarının akınına uğrayan Tarkan, kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyenlerin akınına uğradı. Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken, Ilısu Barajı iptal edilene kadar mücadelelerini sürdüreceğini belirterek, “Burada, ‘Baraja geçit yok' diyoruz. Bıkmadan usanmadan Hasankeyf ve Dicle Nehri'ni savunucağız. Bu nehir giderse, Doğu'daki Çanakkale de gider. Hasankeyf, Doğu'nun Çanakkelesi'dir” diye konuştu.

Radikal Gazetesi
15.05.2008


Tarkan da hemfikir: Hasankeyf yok olmasın

‘Hasankeyf Yok Olmasın’ kampanyasına bir destek de Tarkan’dan... Doğa Derneği’nin daveti üzerine Hasankeyf’e giden pop yıldızı, kendisine sevgi gösterenlere söz verdi: Burası için bir tükü yapacağım.

Hasankeyf’te ofis açan Doğa Derneği, bölgenin yok edilişine karşı sanatçıları, bilim insanlarını, siyasetçileri ve tüm kamu vicdanını, Hasankeyf Yok Olmasın kampanyasına ve doğayı koruma mücadelesine destek vermeye çağırıyor. Yayımladıkları deklarasyonda bu girişimlerini, amaçlarını şöyle açıklıyorlar: “Doğa Derneği, insanın kendi köklerini ve geleceğini yok eden macerasına dur demek için var. Tuz Gölü’nün, Allianoi’nin, önü kesilen nehirlerin, ısınan iklimin ve dünyanın ücra köşelerinde susuzluktan ölen çocukların çağrısına yanıt vermemek ne mümkün? Bugün, on bin yıllık bir tarihin ve eşsiz doğanın içinde bulunmanın onuru ve ayrıcalığını yaşıyoruz. Bugün, dünyanın dört bir köşesinden, doğanın her bir zerresinden yükselen çağrının ete kemiğe büründüğü Hasankeyf’e dokunuyoruz. Burada, doğanın ihtişamına ve tarihin sesine aynı anda tanıklık ediyoruz. Bu eşsiz coğrafyada, kuşlar, bitkiler, Fırat kaplumbağası, kayalar ve Dicle Vadisi’nin insanları bizi ve değişen dünyayı izliyor. Tarihe nasıl bir iz bırkacağımızı merak ediyor. Doğa Derneği, Hasankeyf ofisini açarak tercihini doğanın ve uygarlığın yaşamasından yana kullanıyor. Köklerimize duyduğumuz sadakat ve vicdanımız, bizi Ilısu Barajı’nın sessiz bir şahidi olmanın ötesine geçerek Hasankeyf ve Dicle’nin yaşaması için çalışmaya zorluyor.”

Ilısu Barajı suları altında kalma tehdidiyle karşı karşıya olan tarihi Hasankeyf’e bir destek de sanatçı Tarkan’dan geldi. Doğa Derneği ve Atlas Dergisi’nin organizasyonuyla gerçekleştiren etkinliğe katılan sanatçı beraberinde kalabalık bir basın ordusuyla birlikte Hasankeyf’e geldi. Hasankeyf’in tarihi mekânlarını gezen sanatçı, daha sonra çarşı merkezinde açılan Doğa Derneği’nin danışma ve tanıtım bürosunun açılışını yaptı. Dicle Nehri kenarında yapılan açılışın ardından Hasankeyf’in arka sahne olarak kullanıldığı bir ortamda Hasankeyf’e ilişkin basın açıklaması yapan Tarkan “Buraya Doğa Derneği’nin başlattığı ‘Hasankeyf yok olmasın’ kampanyasına destek vermek üzere geldim. Burada tüm doğaseverler, aydınlar, sanatçılar, bilim adamları, siyasetçileri ve tüm kamu vicdanını Hasankeyf’i korumaya davet ediyorum” dedi. “Hasankeyf sizin ile gurur duyuyor” sloganlarıyla karşılanan Tarkan’dan Hasankeyfliler konser talebinde bulundu. Tarkan da hayranlarını kırmayarak Hasankeyf’e dikkat çekmek amacı ile bir konser sözü verdi. Hasankeyf için bir türkü besteleyeceğini söyleyen Tarkan “Ben yaşadıkça gönlümde ve dilimde Hasankeyf olacak” dedi. Hasankeyfliler’in yoğun ilgi gösterdiği Tarkan daha sonra mağaraların bulunduğu Hasankeyf Vadisi’ni, tarihi kale ve Dicle Nehri’ne bakan kısımları gezdi.

DTP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata ise mecliste düzenlediği basın toplantısında, Ilısu Barajı ve Hasankeyf hakkında Meclis Başkanlığı’na sunulan Meclis Araştırma Önergesi hakkında bilgi verdi. Tarihi Hasankeyf’in insanlığın ortak kültür mirası olduğunu, korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasının tarihsel bir sorumluluk olduğunu belirten Ata, “Hasankeyf’in korunması, bir tarih ve kültür mirası olarak gelecek nesillere taşınması başta siyasi iktidar olmak üzere bu ülkede yaşayan herkesin ilgi ve duyarlılık göstermesi gereken bir konudur. Enerjinin daima alternatifleri vardır ve sürekli değişmektedir. Ancak tarihi değerlerin alternatifi olmadığı gibi geri dönüşü de yoktur” dedi.

Taraf gazetesi- 23.05.2008


Doğa aktivisti Tarkan’ın 'Uyan' şarkısı hazır

Tarkan önemli bir doğa aktivisti olma yolunda ilerliyor.

Doğayla birlikte yok edilmesi planlanan uygarlık miraslarının da -bunlar, ne hikmetse hep baraj projeleri içinde yer alıyor- korunma altına alınmaları için mücadele veriyor; bu yerlere gidiyor, inceleme yapıyor, medyayla buluşuyor ve duyarlı mesajlar veriyor.

Tarkan, Hasankeyf’in de, hem doğa olarak hem de uygarlık olarak sular altında kalmaması için Hasankeyf’te, yöre sakinleri ve Avrupa sivil toplum kuruluşları yöneticileriyle birlikte, ulusal ve yerel medyanın katıldığı bir basın toplantısı yapmıştı. Tarkan’ın Doğa Derneği ile birlikte yürüttüğü bu eylemi olumlu sonuçlar doğurdu. Öyle ki, Başbakan Tayyip Erdoğan bile Hasankeyf’le ilgili söylemini değiştirmek zorunda kaldı. Hasankeyf’te Tarkan bir mesaj daha vermişti, “doğa”ya dikkat çekmek için ilk defa bir türkü yapacaktı.

Ve yaptı da.

Tarkan’ın söz ve müziği kendisine ait olan Uyan adını verdiği türküsünü bir şekilde ele geçirdim (elbette ki legal yoldan) ve dinledim. Orhan Gencebay’ın da sazı ve -biraz da- sesiyle katıldığı Uyan, olağanüstü duyarlı ve etkileyici bir şarkı, ciğerdelen cinsten. Parayla satılmayacak olan CD, önümüzdeki günlerde Doğa Derneği’nin yeni yayınlanacak olan dergisiyle birlikte verilecek.

Şu sıra, Uyan için çekilecek klibin hazırlıklarını yapan Tarkan’ın bu klibi, Türkiye’nin ulusal ve yerel bütün televizyon kanallarında, sosyal sorumluluk çerçevesinde sürekli olarak gösterilmeli, bütün radyo kanallarında çalınmalı bence mutlaka.

Uyan’da şöyle diyor Tarkan: “İki gözü iki çeşme /Hepimize sesleniyor / Deva bul bu derde / Gel beni kurtar diyor / Kanadı kırık kuş gibi / Garibin içi kan ağlıyor / Beni ateşe atmadan önce / Vicdanına bi sor diyor / Uyan uyan uyan uyan / Koy elini kalbine geç olmadan / Bu yolun sonu yokuştur deme / Dağları aşarız eğer inanırsan / Uyan uyan dostum uyan / Koy elini kalbine geç olmadan / “Bir” olur geliriz üstesinden / Her şey mümkün eğer inanırsan / Böyle gelmiş böyle gider / Deyip de sakın aldanma / Kimbilir, belki de değer / Sen en iyisi doğrundan cayma / Aç gözünü gör de bak / A gülüm kendini kandırma / Senin de yüreğin yanacak / Hele bi ortak ol da yangınına / Uyan uyan dostum uyan / Koy elini kalbine geç olmadan / “Bir olur geliriz üstesinden / Her şey mümkün eğer inanırsan / Yerimiz yurumuz toprağımız / Yok oluyor ebediyen / Evimiz yuvamız biricik ocağımız / Gidiyor elden / Uyan uyan uyan uyan / Koy elini kalbine geç olmadan”

Tarkan, Doğa Derneği’ni destekliyor. Derneğin vizyon ve misyonunu bir pop star olarak savunuyor ve uyguluyor. Önümüzdeki dönemde Doğa Derneği için, kendi çektiği doğa fotoğraflarından oluşan bir fotoğraf sergisi açarak, insanların yok etmekte olduğu doğaya dikkatlerini çekmeyi planlıyor. Ayrıca, eylül ayının ilk haftası içinde Hasankeyf’te Doğa Derneği’nin işbirliğiyle vereceği bir konser projesi de var Tarkan’ın.

Türkiye doğası alarm veriyor. Bir pop star çıkıp, hepimizi uyandırmaya çalışıyor. Doğanın kurtuluşu, aynı zamanda insanın da kurtuluşu. Gücü olan herkesin, her kesimin, her sınıfın -özellikle sanayi ve ticaret erkinin- Tarkan gibi, Doğa Derneği gibi duyarlı kişi ve kuruluşların yanında yer alıp, bir büyük güç birliğini oluşturması gerekiyor.

Başka da çıkar yol yok!

Taraf gazetesi, 23.07.2008




Kaplumbağa Rafet ölmek istemiyor

Ilısu Barajı`nın sadece Hasankeyf`i değil Dicle havzasındaki bitki ve hayvanları da yok edeceğini belirten çevreciler kampanya başlattı. Maskot, Fırat Kaplumbağası Rafet

sadece Hasankeyf`i sular altında bırakmayacak, aynı zamanda Dicle Vadisi`nin ve orada yaşayan bitki ve hayvanların da yok olmasına neden olacak. Ünlü sanatçı Tarkan`ın katılımıyla başlatılan `Hasankeyf Yok Olmasın` kampanyasıyla ilçede bir de ofis açan Doğa Derneği, dünyanın doğal ve kültürel açıdan en zengin alanlarından biri olan Dicle Vadisi`nin yaşatılması için baraj projesinin geri çekilmesini istiyor. Kampanyanın simgesi olan Latince adı `Rafetus euphraticus` olan ve `Rafet` olarak tanınan yumuşak kabuklu Fırat kablumbağasını seçen derneğin Hasankeyf ofisinde yerli halkı ve ilçeye gelenler bilgilendirilecek. Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken, bölgenin biyolojik çeşitlilik ve endemik türler açısından Türkiye`nin en önemli doğa alanlarından biri olduğunu söylüyor.

CANLILAR YOK OLACAK

Nehir vadisine bağımlı nadir kuş türlerinin varlığına işaret eden Eken, sanıldığı gibi sadece Hasankeyf`in değil 400 km.`lik bir doğal nehir kıyısındaki yaşam ortamlarının yok olacağına dikkat çekti. Ilısu Projesi`nin kritik doğal yaşam ortamlarını geri dönüşü olamayacak biçimde değiştirip bozacağından dolayı büyük çevresel etkiye sebep olacağını söyleyen Proje Koordinatörü Erkut Ertürk de, projenin bölgeye has birçok canlının da sonunu getireceğini vurguladı. Bölgeye özgü Fırat kaplumbağalarının barajla birlikte soylarının tükeneceğini anlatan Ertürk, baraj projesinin krediyi veren ülkelerde çevresel etkilerinden dolayı kesinlikle uygulanamayacağına da dikkat çekti: "Ülkemizin biyolojik zenginliğine ve kültürel mirasına geri dönülmez zararlar veren bu projeden derhal vazgeçilmesini ve Avrupa`nın bu çifte standard uygulamasına son verilmesini talep ediyoruz." Proje iptal edilene kadar Hasankeyf`te rotasyon usülüyle kalacaklarını ve bunu herkese anlatacaklarını söyleyen Ertürk, "Konuşamayanların, bitkilerin, hayvanların sesi olacağız," dedi. Doğa Derneği`nin araştırmalarına göre Ilısu Baraj projesiyle kelebekler, balıklar ve memelilerin yanı sıra, kuş cinslerinin büyük kısmı da yok olacak.

Ilısu Barajı`nın yok edeceği canlılar

Yumuşak Kabuklu Fırat Kaplumbağası: Türkiye, İran, Irak ve Suriye`de yaşayabilen bu tür, ülkemizde sadece Fırat ve Dicle nehirlerinde yaşamını sürdürüyor. Su ısısındaki düşüşler türün yaşam fonksiyonlarını ciddi biçimde etkilediği için, kaplumbağanın yaşam alanlarında inşa edilecek bir baraj, türün devamlılığını tehlikeye sokacak.

Çöl Varanı: Bölgedeki en büyük kertenkeledir. Cizre çevresinde, nehir kıyısındaki alanlarda ürüyor. Ilısu Barajı`nın nehir ekosistemini değiştirmesi ve yaşam alanının azalması sonucunda buradaki nüfus dolaylı olarak etkilenecek.

Tavşancıl: Boyu 55-65 cm`ye ulaşabilen büyük bir yırtıcı kuş olan Tavşancıl, Hasankeyf ve Güçlükonak`ta ürüyor. Dicle nehrinin kayalıklarında hâlâ yaşayan iki tavşancıl çifti yuvalanma alanları sular altında kalacağı için sonsuza dek yok olacak.

Kızıl Akbaba: Örtü tüyleri kızıl kahverengi olan kızıl akbabaların telekleri ise siyah renkte. Hâlâ üremekte olduğu bilinen tek kızıl akbaba kolonisi Güçlükonak yakınlarındaki Dicle vadisinde. Kızıl akbabalar yuvalanma alanları sular altında kalacağı için tamamen yok olacak.

Küçük Akbaba: Sivri kafalı, kama şeklinde kuyruğu olan bu tür, yuvalarını kayalıkların çıkıntı ya da oyuklarına yaptığı için Hasankeyf onlar için cazip bir yerleşim alanı.

Küçük Kerkenez: Bu kuş, yırtıcıların küçük bir türü. Hasankeyf`te küçük kerkenez topluluğu ve diğer bölgelerdekil neredeyse tüm küçük kerkenezler yuvalanma alanları sular altında kalacağı için tamamen kaybolacak.

Bataklık Kırlangıcı:. Göçmendirler, kışı tropikal Afrika`da geçirirler. Halihazırda 100-200 çift bataklık kırlangıcı Ilısu projesinin sular altında bırakacağı Bostancı çevresindeki çakıl adacıklarda ürüyor. Dicle nehri yapay olarak kontrol edileceği için bu adalar onlar için uygun yuvalanma alanları olmaktan çıkacak.

Büyük Kızkuşu: 35 cm`ye varan uzun boyları ile büyük kıyı kuşlarındandır. Güney Asya kökenli olsalar da Türkiye`de sadece Cizre`de ürerler. Bostancı bölgesindeki büyük kızkuşları su rejimindeki hızlı dalgalanmalar yüzünden tamamen yok olacak.

Alaca Yalıçapkını: Boyları 25 cm`ye kadar varabilen büyükçe kuşlardır. Dicle nehri bu türün Türkiye ve Avrupa`daki temel üreme alanlarından biri. Ilısu Projesi hayata geçerse, türün Türkiye ve Avrupa`daki son temel üreme alanı da sonsuza dek yitirilmiş olacak.

Gökkuzgun: İnce yapılı, küçük karga boyutunda bir kuştur. Sıklıkla teller ya da alçak ağaçlar üzerinde bulunur. Hasankeyf`teki nüfusunun yuvalanma alanları baraj suları altında kalacak.

Küçük sağan: Küçük boyları, beyaz kuyruk sokumu ve kırlangıç gibi kısa kuyruklarıyla kolayca tanınırlar. Hasankeyf`te yaşayan kolonilerin yeri biliniyor ve bu yuvalar Ilısu Barajı ile sular altında kalacak.

Kocagöz: Ürkek, açık kahverengi bir yer kuşudur. Türkiye`de bu kuşlar için gerekli yaşam alanları son yıllarda azaldığından nüfusları tehlike altında. Baraj yapılırsa Dicle nehri boyunca bulunan nüfusları zarar görecek.

Sabah gazetesi, 2008-05-18


'Hasankeyf yok olmasın' kampanyasının maskotu kaplumbağa Rafet kredi kuruluşlarını protesto etti

Doğa Derneği’nin yürüttüğü “Hasankeyf Yok Olmasın” kampanyasının sembolü “Kaplumbağa Rafet” bugün Avusturya’nın Viyana şehrinde Ilısu Barajı’nı finanse eden Avusturya Kontrolbank'ın Ilısu barajı ile ilgili düzenlediği toplantı öncesi Greenpeace Avusturya, WWF Avusturya ve Friends of the Earth dahil toplam 10 sivil toplum kuruluşuyla beraber Ilısu Barajı Projesi'ni protesto etti.

Ilısu Barajı Projesi’nin finansmanı, aralarında Avusturya Kontrolbank’ın da olduğu Avrupalı kredi ihracat kuruluşlarınca, Almanya, İsviçre ve Avusturya hükümetlerinin onayı ile sağlanmakta. Öte yandan, Avrupa Parlamentosu 21 Mayıs 2008’de yayınladığı önergede Ilısu barajı gibi geniş etkilere sahip olan, kültürel mirası ve eşsiz arazileri tehdit eden projelerin Avrupa standartlarına uygun olması gerektiğini vurgulamıştı(1).

Doğa Derneği’nin Hasankeyf ofisinden yapılan açıklamada Kampanya Koordinatörü Erkut Ertürk “Avrupa Parlamentosunun uyarısına ve Ilısu baraj projesinin doğaya ve kültürel mirasa vereceği zararlardan dolayı hiç bir AB ülkesinde onay alamayacak bu projeyi finanse eden üç ülkeden ikisi Avrupa Birliği (AB) üyesidir” dedi. Ertürk sözlerine şöyle devam etti: “Bugün Kaplumbağa Rafet dünyanın en saygın uluslar arası sivil toplum örgütleriyle birlikte Kontrolbank’a bu projeden derhal çekilmesi uyarısında bulunmak üzere Viyana’da bulunuyor.”

Kaplumbağa Rafet, Latince ismiyle Rafetus euphraticus, 1996’da Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından küresel ölçekte yok olma tehdidi altındaki türlerin yer aldığı kırmızı listeye dahil edilmişti.

Ertürk “Bu bilimsel gerçeğe rağmen Türkiye “Kaplumbağa Rafet” ve Dicle nehrinde yaşayan nesli tehlike altındaki diğer türlerin yok olmasına neden olacak Ilısu Barajı Projesini hayata geçirmeye çalışıyor (2)” dedi.

Doğa Derneği Ilısu Barajı Projesi'nden sadece nesli tehlike altındaki canlıların değil aynı zamanda içinde tarihi Hasankeyf şehrinin de bulunduğu antik Mezopotamya’nın önemli bir bölümünün sular altında kalarak yok olacağı uyarısını yapıyor. Bölgede yapılan çalışmalara Ilısu barajının 300’den fazla arkeolojik alandan 83’ünün de sular altında kalacağını gösteriyor.

Ertürk “ Doğa Derneği ve Hasankeyfliler Türkiye’nin Ilısu Barajı Projesi'ni iptal ederek bu korkunç hatadan dönmesini ve Hasankeyf’i UNESCO’nun dünya mirası listesine eklemesini talep ediyor. Böyle bir karar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hem Türkiye’nin doğal ve tarihi mirasına sahip çıktığını, hem de, bölge halkı ve Türkiye için istihdam ve gelir getirecek kültür ve doğa turizmi girişimlerine kaynak oluşturacak bir vizyona sahip olduğunu göstermiş olacaktır” dedi.

Doğa Derneği
Basın Bülteni
20 haziran 2008


Hasankeyf`teki nadir kuş türlerine koruma

Hasankeyf`teki kuşların Ilısu Baraj Projesi nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu açıklayan Doğa Derneği, yöredeki kuş türleri üzerinde inceleme başlattı.

Çalışmaları yürüten derneğin Genel Müdürü Güven Eken ve koordinatör Esra Başak, Batman`daki antik kentin sular altında kalmaması ve canlı türlerinin ölmemesi için mücadele edeceklerini vurguladı. Barajın yapılması durumunda 6 çeşit ender kuş türünün yok olacağına dikkat çeken Güven Eken, `4 kuş türünden bir tanesi barajlar sebebiyle tehlike altında.` dedi.

Türkiye`de nadir bulunan kuş türlerini korumak için Ilısu Barajı`nın yapılmaması ya da revizyonu için ciddi çalışmalar yürüteceklerini belirten Eken, şube açmak için yeniden ilçeye geleceklerini söyledi. Hasankeyf`te burkuşlar, alaca yalıçapkını, kızıl akbaba, küçük kerkenez ve boz kiraz kuşu gibi çok sayıda nadir kuş türü yaşıyor. Medeni Akbaş, Batman

2005-12-01 Zaman gazetesi


Alman Hükümeti, Hasankeyf’i yok edecek
Ilısu Barajı Projesinden çekilme yolunda

Alman “Der Spiegel” dergisi 1 Eylül tarihinde yayımlanan sayısında yer alan habere göre, Türkiye’nin gerekli şartları hala yerine getirmediği gerekçesiyle, Alman Hükümeti’nin Ilısu barajı için kredi desteğini geri çekebileceğini yazdı. Der Spiegel haberinde, son uzman raporuna göre Türkiye hükümetinin bölgede kültürel mirasın ve biyolojik çeşitliliğin korunması gibi birçok şartı yerine getirmekte başarısız olduğunu belirtti.

Ilısu Baraj Projesi’nin başından beri bu şartları yerine getirebilecek koşullara sahip olmadığına dikkat çeken . Doğa Derneği Kampanya Koordinatörü Erkut Ertürk, “Alman Hükümeti’nin kültürel mirasa ve doğa katliamına yol açacak projeden çekileceğini gösteren bu açıklamalar buz dağının sadece görünen yüzüdür. Eğer Almanya hala Avrupa’nın en çevreci hükümeti sıfatını taşımak istiyorsa, bu kredileri tamamen rafa kaldırmalıdır. Doğayı ve kültürel mirası korumanın temel şartlarında birinin Ilısu Barajı’nın inşa edilmemesi olduğunu kabul etmelidir” dedi.

Barajın sular altında bırakacağı bölgede yer alan Hasankeyf’in 10 bin yıllık insanlık tarihine, sayısız canlı türüne ve vahşi hayata ev sahipliği yaptığını hatırlatan Ertürk, “Gerçek şu ki, Avrupa Birliği’nin en çevreci ülkesi olmakla gurur duyan Almanya’nın Ilısu Barajı gibi yıkıcı bir projeyi en başından beri desteklemesi çifte standarttır. Çevre konusunda kendi ülkesinde çok sıkı standartlar uygulayan Almanya’nın konu Türkiye olduğunda ciddi bir çevresel yıkıma yol açacak bu projeyi finanse etmesi kabul edilemez” dedi.

Doğa Derneği, Türkiye’nin doğal ve tarihi mirasına sahip çıkılarak kültür ve doğa turizmini geliştirecek adımlar atılmasının hem bölge halkının hem de Türkiye’nin refahına daha büyük katkı sağlayacağını savunmakta ve Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin UNESCO Kültürel ve Doğal Miras Listesi’ne alınmasını talep ediyor.

Doğa derneği,
2 Eylül 2008,
Basın bülteni